Çalışan kadınlar, bebeği olanlar, bekâr yaşayanlar veya öğrenciler için küçük bir çorba paketi kurtarıcı olabiliyor çoğu kez. Koruyucu katkı maddesi içermediği için tamamen sağlıklı bir ürünmüş gibi görünse de, sağlık ve beslenme uzmanları hazır çorbalara temkinli yaklaşıyor. Çünkü karışımların içeriğinde aroma artırıcı olarak dünya çapında zararlı olup olmadığı tartışılmaya devam edilen ‘Mono Sodyum Glutamat’ (MSG) adlı katkı maddesi bulunuyor.
Bu madde farklı isimlerle, paketlenmiş, raf ömrü uzatılmış gıda ürünlerinin birçoğunda üretim sırasında kaybettiği tat ve kokuyu geri kazandırmak ve tadını ziyadeleştirmek için kullanılıyor. Sağlık uzmanları bilhassa gebelerin, emziren kadınların ve küçük çocukların katkı maddeli gıdalardan uzak durmasını öneriyor.
Özellikle hazır çorbalar son zamanlarda artan çeşitleriyle daha cazip görünmeye başladı. Ancak MSG, çikolata, cips, bisküviler, gazlı içecekler, et suları, soslar gibi tatlı, tuzlu fark etmeden her türlü hazır gıdada bulunuyor. Glutamat sayesinde, normalde tadı berbat olan ürünler bile lezzetli algılanıyor. Medical Park Göztepe Hastanesi Gastroentoloji Uzmanı Dr. Hakan Güveli, lezzet artırıcı, renklendirici gibi akla gelebilecek her türlü katkı maddesinin midede asit salınımını artırdığına dikkat çekiyor.
Katkı maddelerinin mide hareketlerini ve sindirim sistemini bozabileceğini ifade eden Dr. Güveli, "Hatta bazen katkı maddelerine bağlı olarak reflü bile görülebiliyor. Bazı mide tümörlerine zemin hazırlayabilirler. Biz her zaman doğal olandan yanayız. Çünkü mide çok hassastır, çabuk tepki verir. İleride kötü sonuçlarla karşılaşmamak için içinde ne olduğunu bilmediğimiz, katkı maddeleri fazla olan, tatlandırıcıların kullanıldığı yiyecekleri asla önermiyoruz." diyor.
Glutamat et, peynir, süt, bezelye ve mantar başta olmak üzere besinlerde doğal olarak bulunuyor, ancak doğal glutamat miktarı alerjik reaksiyon oluşturacak kadar yüksek değil. Beslenme ve Diyet Uzmanı Gizem Keservuran, hazır gıdalardaki birçok katkı maddesi gibi ‘Mono Sodyum Glutamat’ın (MSG) da vücuda zararlı olduğu, kanserojen öğeler içerdiği, sinir sistemi üzerinde olumsuz etkileri olduğu gibi bilgilerin çeşitli yayınlarda yer aldığını belirtiyor. Gizem Keservuran şöyle konuşuyor:
"Gıdalar, gıda katkı maddeleri zaman zaman aklanıp zaman zaman karalanıyor. Tüm bunları bir kenara bırakıp özellikle çocuklarımızı katkı maddeli gıdalardan, hazır market ürünlerinden uzak tutmalı, sağlıklı beslenme, doğru besin seçimi konusunda bilinçlenmeliyiz. Gebeler, emziren anneler başta olmak üzere tüm bireyler katkı maddeli hazır gıda tüketiminden sakınmalı, fast food tarzı beslenmeden mümkün olduğunca uzak durmalı."
Prof. Yüksel: Son yıllarda diyabet, otizm ve alerji arttı
Son yıllarda diyabet, otizm, alerji gibi hastalıkların arttığını belirten Çocuk Hastalıkları Uzmanı Nörolog Prof. Dr. Adnan Yüksel de değişen çevre şartlarına dikkat çekiyor. "İnsanın genleri değişmediğine göre, bozulan havaya, suya, gıdalarımıza bakmamız lazım. Bunlar dinamik bir organ olan DNA’yı değiştiriyor." diyen Prof. Dr. Yüksel, genetiği değiştirilmiş gıdalardan ve aromatik gıdalardan mümkün olduğunca kaçınılmasını öneriyor.
Özellikle hamileleri uyaran Yüksel şu bilgileri veriyor: "Çocuk doğmadığı dönemde çok hızlı bir gelişim var. Bu dönemde herhangi bir toksik veya doğal olmayan madde etkiler. Aroma artırıcı olarak suni maddeler ekleniyor. Doğal olmuyor o zaman bu gıda. Sentetikleri kullanmamız hastalıkları provoke ediyor, sistemi bozuyor."
Amerikalı doktora göre öldüren bir tat
Amerikalı doktor Russel L. Blaylock, ‘Öldüren Tatlar’ adlı ünlü kitabında mono sodyum glutamata geniş yer ayırıyor: "Mono sodyum glutamat veya E- 621, sosis, hazır soslu makarna, peynir üretiminde, cips, hazır çorbalar ve diyet yiyeceklerde bulunur. Glutamik asit doğal bir amino asittir. Ancak suni olarak bazı sentetik yiyecek maddeleri ile birlikte kullanıldığında son derece zararlı olabilmektedir. Yapılan deneyler hamile annelerin yediği hazır yiyeceklerle MSG gibi tatlandırıcılar kana karışarak plasenta aracılığı ile bebeğin kanına geçmekte, bebeğin beyin ve sinir hücrelerinin gelişimini engellemekte ve hasar vermektedir."
Hazır çorba üreticileri ne dedi?
Knorr hazır çorba adına açıklama yapan Unilever Beslenme Müdürü Berat Nursal Tosun, besinlerde doğal olarak yer alan glutamat ile lezzet artırıcı olan MSG’nin insan vücudunda aynı şekilde metabolize olduğunu ifade etti.
Berat Nursal Tosun, "Domatesin içinde doğal olarak bulunan glutamat ve MSG ile alınan glutamat arasında hiçbir fark yoktur. Tüm glutamat kaynakları bağırsakta serbest glutamata dönüşür. MSG, besin güvenliği konusunda otorite olan çeşitli uluslararası kuruluşlarca uzun yıllar boyunca incelenmiş ve kararlar doğrultusunda kullanımının tamamen güvenilir olduğu rapor edilmiştir." dedi.
Bizim Mutfak hazır çorbalarla ilgili Ülker’den yapılan açıklamada ‘mono sodyum glutamat’ın güvenli olduğu ifade edildi. Doğal besinlerde bulunan glutamatın zamanla kaybolan kısmının üretimde glutamat ilavesiyle giderildiği belirtilen açıklamada, "1991 yılında, Avrupa Gıda Bilimi Komitesi (the European Commission’s Scientific Committee for Food -SCF), glutamatın güvenli olduğunu doğrulamış, SCF, ayrıca "Kabul Edilebilir Günlük Alım" rehberine dahi dahil etmeye gerek olmadığını belirtmiştir." denildi.
Hazır çorba sektöründe öne çıkan Maggi markası adına görüşmek istediğimiz Nestle firmasından bu konuda açıklama yapılmayacağı bildirildi. Tukaş yetkilileri ise yılbaşı itibarıyla kurutulmuş gıda sektöründen çekilecekleri için bu konuya girmek istemediklerini belirtti.