Çocuğunuza şükretmeyi, kanaatkâr olmayı, yardımlaşmayı ve başka insanlara faydalı olmayı öğretmiyorsanız, onları başkalarıyla kıyaslıyor, birlikteliğin önemini anlatmıyorsanız; hasetçi, kıskanç, başkalarındaki güzellikleri çekemeyen bir evlat yetiştiriyorsunuz demektir. Çocuklarınıza duygularınızı ifade edin ve onların duygularını ifade etmesini sağlayın.
Kıskançlık ve çekememezlik manalarına gelen hasede başka birinin başarısını, kariyerini, güzelliğini, zenginliğini, yardımseverliğini, iyiliğini istememe hali veya bu özelliklerin kendisinde olmadığından dolayı her ne pahasına olursa olsun kendisinde olmasını isteme hali de denilebilir. Haset duygusunun her insanda belirli oranlarda olduğu kabul edilse de bunu yok denecek kadar az derecede yaşayan insanların mevcudiyeti de gerçektir.
Haset duygusunu üst düzeyde yaşayan bazı vak’alarda kişi kendisini bulunduğu durumdan daha kötü bir duruma düşürmek pahasına karşı tarafın mutluluğunu engelleme yoluna gitmektedir ki bu düzeye gelmiş birinin uzman yardımına ihtiyacı gerekir. Peki bazı insanlarda haset duygusu yüksek iken bazılarında haset duygusunun olmamasının veya çok az olmasının sebepleri nelerdir? Haset duygusunun oluşmasında çocukluk dönemindeki ailenin tutum ve davranışlarının ayrıca çocuğa verilen ahlak eğitiminin çok büyük etkisi vardır. Aslında sadece haset konusunda değil, birçok duygu ve davranışın oluşmasında aile eğitiminin yadsınamaz bir önemi vardır. Çocukların yetiştirilmesinde şunlara özellikler dikkat edilmeli:
Çocuğunuza şükretmeyi ve kanaatkâr olmayı öğretin. Haset duygusunu engellemekte en temel iki husus kanaat ve şükretmektir. Azla yetinebilen, elindekini bir şükür vasıtası olarak gören bireyin haset duygusuyla hareket etmesi zordur. Haset duygusunun en önemli özelliği, kendisinde her şeyin olmasını istemesidir, dolayısıyla kanaatkâr birinin haset duygusuna sahip olması oldukça zordur.
Yardımlaşmayı ve başka insanlara faydalı olmayı öğretin. Yardımlaşma ve başkalarına faydalı olma karşılık beklenmeden yapılan hareketlerdir. Karşılıksız vermeyi öğrenen çocuğun insanlara ve çevresine olan duyarlılığı artar.
Çocuklarınız arasında karşılaştırma yapmayın. Karşılaştırılan çocuk daha ilk sosyal ortamı olan ailesinde kıskançlık duygusunu yaşamaya başlar. Eğer sürekli horlanan, sevgi ihtiyacı karşılanmayan bir çocuk olarak toplum hayatına girerse etrafındaki insanlara karşı da sürekli bir kıskançlık ve haset duyguları içerisinde olur. Kardeşler arasında anne babanın kim başarılı olursa onu daha çok sevmesi, kim daha uslu durursa onun ödüllendirilmesi ve bunun diğer kardeşe bir üstünlük gibi sürekli yansıtılması çocukta haset duygusunun oluşmasına sebep olur.
Çocuklarınıza hem bireyselliğin hem birlikteliğin önemli olduğunu anlatın. İnsanın birey olmasının önemli olduğu kadar beraber hareket edebilmenin de önemli bir özellik olduğu anlatılmalıdır. Başka insanlarla beraber hareket edebilen kişiler başkalarına destek olma ve başkalarından destek alma durumunda olacağı için bu kişilerde haset duygusu oluşmaz.
Çocuklarınıza duygularınızı ifade edin ve onların duygularını ifade etmesini sağlayın. Haset duygusuna sahip olan insanlar incelendiğinde yeterince iletişim kuramamış veya kendisiyle yeterince iletişim kurulamamış insanlar olduğu görülür. Duygusal körlük yaşayan bu insanlar kendilerini güç, başarı, para gibi maddi enstrümanlarla ifade etme yoluna giderler. Bu açıdan çocuklarla kurulacak sağlıklı duygusal ilişki çocuğun duyarlılığını artıracaktır.
Zaman