Kendinizi ailenize yeni katılan minik bebeğin yaşatacağı mutluluğa hazırlamışken; onun katılırcasına ağlaması ve acı çektiğinin her halinden belli olması, yaşamınızı içinden çıkılmaz hale getirebilir. Birçok anne-babanın “Kâbus gibiydi” diye tanımladığı ‘kolik’, sizin bebeğinize de ve dolayısıyla size de zor günler yaşatabilir. Yaşamın ilk aylarında belirli aralıklarla oluşan, nedeni belli olmayan ve aileye büyük rahatsızlık veren düzeydeki ağlamalarla tanımlanan, ‘infantil kolik’, yeni doğan bebeklerin yüzde 10-30’unda rastlanan bir sağlık sorunu.
Wessel’in Üçler Kuralı’na göre; bebeklerin 3 haftadan uzun süre, haftada en az 3 gün ve günde 3 saatten fazla ağlamaları, 3 aylık veya daha küçük olmaları, mızmızlanmaları, uyumamaları, beslenme ile ilgili gaz, kusma, şişkinlik gibi şikâyetlerinin olması; bu sorunun belirtileri arasında yer alıyor.
ÇOK CAN YAKIYOR
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Pediatrik Gastroenteroloji ve Beslenme BilimDalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raşit Vural Yağcı, koliğin kıvrandırıcı, can yakan, spazmlarla birlikte giden, bir süre sonra biraz gevşeyip geçiyormuş gibi olsa da geçmeyen ve insanı hırpalayan bir ağrı türü olduğunu söylüyor. Yapılan araştırmalar; cinsiyet, sosyoekonomik durum, beslenme tipi, ebeveynlerin yaşı, doğumsayısı ve eğitimdüzeyinin kolikle bağlantılı olmadığını gösteriyor. Çoğunlukla süt çocuklarında görülen ve ilk 3 ayda ortaya çıkan bu sorunun daha geçmeydana gelmesi halinde, altında başka nedenler aramak gerekiyor.
NEDENİ HAKKINDA KESİN BİLGİ YOK
İnfantil koliğe neyin yol açtığı konusunda kesin bir bilgi bulunmuyor. Buna rağmen bazı olasılıklar üzerinde daha çok duruluyor. Prof. Dr. Yağcı, anne karnında organlarını çalıştırmadan annesine bağımlı olarak yaşayan bebeğin sindirimsisteminin, ağız yoluyla beslenmeye başlayınca harekete geçtiğini söylüyor. Bebeğin gelişimi istenilen düzeydeyse, sindirimyolunun hareketlerini sağlayan organlar kusursuz çalışıyorsa, aşırı duyarlılık göstermiyorsa, çocuğun vücudunda yaşına uygun yararlımikroorganizmalar bulunuyorsa ve tükettiği besinler uygun bulunuyorsa; genelde bu tip problemlerle karşılaşılmıyor. Motilin gibi hormonlara aşırı bir duyarlılık olması veya bu hormonların fazlalığı ise bebeklerin bağırsaklarında spazmşeklinde ortaya çıkan kolik tipi problemlere yol açıyor. Bu sorun, sindirimsistemi organlarının aşırı hassasiyeti olarak değerlendiriliyor. İnfantil kolikte, kız ve erkek bebek arasında bir fark bulunmuyor.
HIRÇINLIĞA YATKINLAR
İnfantil koliğe geçici bir sorun gözüyle bakılıyorsa da, bu sorunu yaşayan bebeklerin ileriye dönük izlemleri yapıldığında; sindirimsistemi ve kişilik açısından sorunlar yaşadıklarını gösteren çalışmalar da bulunuyor. Bu bebekler, sindirim sistemi açısından hazımsızlık çekip, ‘spastik kolon’ adı verilen hastalığa aday olabiliyor. İnfantil kolikli çocukların, gelecekte hırçın ve problem çıkarmaya daha yakın oldukları da dikkat çeken noktalar arasında yer alıyor.