Bülent Ecevit Üniversitesi (BEÜ) Tıp Fakültesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Meltem Tor, yaptığı yazılı açıklamada, artan enerji talebinin genellikle petrol ve kömür gibi fosil yakıtlarla karşılanması, özellikle düşük kaliteli linyitin aşırı tüketimi ile motorlu taşıtlardan çıkan egzoz gazları, sanayi tesislerinin kuruluşunda yanlış yer seçimi, baca filtresi olmaması ile yüksek kükürtlü yakıtların kullanılmasının hava kirliliğinin ana nedenleri olarak kabul edildiğini belirtti.
ABD ve Hollanda’da yapılan çalışmalarda hava kirliliği olan bölgelerde yaşayanların ömrünün, kirliliğin olmadığı bölgelerde yaşayanlara göre 1-2 yıl daha kısa olduğunun belirlendiğini anlatan Tor, şunları kaydetti:
“Yalnızca gelişmekte olan ülkelerde havada bulunan partiküller madde ve kükürtdioksit nedeniyle yılda 500 bin kişinin öldüğü tahmin edilmektedir. 17 Ekim’de Dünya Sağlık Örgütü Uluslararası Kanser Araştırma Dairesinin yayınladığı raporda dış ortam hava kirliliği insan için kanser oluşumunu harekete geçiren unsur olarak ilan edildi. Bu konuda yayınlanan tüm bilimsel araştırma verilerini inceleyen bu uzman panel raporuna göre, dış ortam hava kirliliğinin özellikle akciğer kanserine yol açtığı resmen ilan edilmiş oldu. Dış ortam hava kirliliğinin aynı zamanda mesane kanseri riskini de arttırdığı bildirildi.”
Tor, hava kirliliğinin önemli bir bileşeni olan partiküller maddenin ayrıca değerlendirildiğini belirterek, ” IARC’nin değerlendirmesi, partiküller madde ve hava kirliliğine maruziyet sonucunda akciğer kanser riskini de arttırdığını gösterdi. Hava kirliliğinin bileşenleri ve maruziyet düzeyleri her yerleşkede farklı olsa bile bu rapor sonuçları tüm dünya ülkeleri için bağlayıcı niteliktedir” ifadesini kullandı.
ZONGULDAK’TA KOAH FAZLA
Hava kirliliğinin yoğun olduğu yerlerde astım, Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH) ile kalp ve damar hastalıklarının da temiz bölgelere oranla daha sık görüldüğüne işaret eden Tor, şöyle devam etti:
“Zonguldak ilinde 40 yaş üstü nüfusta yapılan çalışmada KOAH sıklığının erkeklerde yüzde 19.3, kadınlarda ise yüzde 9.8 olup, kadın KOAH olgularının yaklaşık yarısında ısınma ve pişirme amacı ile kullanılan kömürün dumanına maruz kalınmasının önemli bir hastalık nedeni olduğu anlaşılmıştır. Hava kirliliği astım ve KOAH semptomlarında kötüleşmeye, solunum şikayetlerinde acil başvurularının artışına yol açar. Yapılan çalışmalarda, hava kirliliğinin özellikle yaşlılar, kalp ve akciğer hastalarında ölüm riskini artırdığı, damarlarda pıhtılaşma eğilimini yükselttiği, emboli, inme, kalp krizi ve kanser riskini de fazlalaştırdığı tespit edilmiştir.”