Antalya 1’incisi düzenlenen İmmüno-Onkoloji ve Hedefe Yönelik Kanser Tedavileri Kongresi kapsamında Hacettepe Üniversitesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı öğretim üyesi ve İmmüno-Onkoloji Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. İsmail Çelik, Havana Moleküler İmmunuloji Merkezi (CIM) Moleküler İmmünoloji Enstitüsü İnovasyon Direktörü Luis Enrique Fernandez Molina ve ABD Texas Oncology-Baylor Charles A. Sammons Cancer Center’dan Prof. Dr. Thomas Hutson, ortak basın toplantısı düzenledi.
Prof. Dr. İsmail Çelik, yeni teknolojilerle birlikte kanser tedavilerinde gelinen noktayı “Tüplü televizyon dönemi bitti, resmen teknoloji ve ilaçlar uzay çağında olduğumuzu anlatıyor” şeklinde yorumladı.
Akıllı telefonlar gibi kanser tedavisindeki ilaçların da artık akıllı olduğunu aktaran Prof. Dr. Çelik, ancak Türk toplumunda denenen ilaçların ‘kobay’ algısı nedeniyle yanlış yorumlara neden olduğunu dile getirdi.
Kanserle ilgili bugüne kadar yürütülen mücadeleyi “Çıktığımız her maçı kaybettik” şeklinde yorumlayan Prof. Dr. Çelik, şöyle konuştu, “Öne geçtiğimiz maçı da kaybettik. Bir gol atamadık. Şimdi kanseri öldürmenin yolu var kemoterapi ile ama kanseri öldürmenin değil, durdurmanın yolunu bulduk. Ölmüyorsa da durduracağız. Kanser de yaşıyor, hasta da yaşıyor. Artık gol atmaya başladık, ceza sahasına giriyoruz. Karşınızda tüm donanımlarıyla ölümsüzlüğü keşfetmiş bir kanser hücresi var. O yüzden onu durdurabilmek bile bir başarı. Kanser bir kronik hastalık dönemine giriyor. Bu ne demek, ölmüyor ama öldürmüyor. Kanseri durdurabiliyoruz.”
Luis Enrique Fernandez Molina ise Küba’da yaklaşık 30 yıldır sürdürülen kanser çalışmalarını anlattı. Kanserin şu anda Küba’da 1 numaralı ölüm nedeni olduğunu aktaran Molina, Küba’da onlarca enstitü ve yüzlerce bilim insanının bu konu üzerinde çalıştığını belirtti. Tamamen yenilikçi kanser aşısı üzerinde çalıştıklarını aktaran Molina, “Kanserli bir hastanın ömrümü 6 ay uzatırsınız, ama bunda hastaya ciddi yan etkiler geliyorsa, hastanın 6 ay ömrünü uzatmak adil değilmiş gibi bir durum ortaya çıkıyor. O yüzden biz kanser aşısı üzerinde çalışıyoruz” dedi.
2020 yılında ruhsatlanacak ve Türkiye’ye gelecek bir ilacı bugünden kullanma şansına sahip olduklarını vurgulayan Prof. Dr. Çelik, kanserle savaşın 33 yeni ajanla sürdürüleceğini kaydetti. Melanom, akciğer kanseri, meme kanseri, hematolojik kanserler, gastrointestinal kanserler ve böbrek kanseri olmak üzere bunlardan 19’unun Türkiye’de ruhsatlanmış durumda olduğunu aktaran Prof. Dr. Çelik, diğer 14 ajanın ise 2014 yılı itibariyle ruhsatlanmasını beklediklerini anlattı.
Prof. Dr. Thomas Hutson da hedefe yönelik tedavi ve böbrek kanserinin tedavisindeki yeni seçeneklerden bahsetti. Özellikle kolon, meme, akciğer, melanom ve böbrek kanserinde hedefe yönelik tedavilerin çok geliştiğini dile getiren Prof. Dr. Hutson, şöyle dedi: “Böbrek kanseri 2005 yılına kadar çok kötü bir üne sahipti. Ona yönelik etkili bir tedavi olmadığını biliyorduk. Artık 2005 yılından beri 8 yeni tedavi geliştirildi. Her biri hedefe yönelik tedavi. Bu tedaviler hastanın yaşam kalitesini uzatmış oldu. Hastalarda yüzde 80 oranında yanıt verme görüyoruz. Bu tedaviler kanseri tamamen iyileştirmiyor ama hastaların ömrünü ve yaşam kalitesini artırıyor. Ortalama 1 yıl olan sağ kalım, 3-5 yıla yükseltilebiliyor.”