Muhterem Müslümanlar!
Geçici olan şu dünyada hepimiz birer yolcuyuz.
Rabbimizin takdir ettiği kadar bir ömür sürüp, sonra
da ebedi olan ahirete göç edeceğiz. Ahiret, dünyada
yapıp ettiklerimizin karşılığını bulacağımız ebedi
yurdumuzun adıdır. Ahirete iman ise altı iman
esasından biridir.
Aziz Müminler!
Kıyamet mutlaka vuku bulacak, dünya hayatı
bütün çekiciliği ve cazibesine rağmen bir gün sona
erecektir. Bütün insanlar mahşerde Cenâb-ı Hakk’ın
huzurunda toplanacak, günahlarımız ve sevaplarımız
Mîzan adı verilen şaşmaz terazide tartılacaktır. Amel
defterimiz önümüze açılacak,
“Kitabını !oku Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin
yeter.” denilecektir. Dünyada iman edip salih amel
işleyenler ve güzel ahlakı düstur edinenler, Allah’ın
rahmetine nail olacak ve cennete gireceklerdir. Bu
hayatta sorumluluklarını ihmal edenler ise
karşılığında cehennemde cezalarını çekeceklerdir.
Kıymetli Müslümanlar!
Ahirete iman, dünya hayatımıza yön vermelidir.
Hesap bilinci, bizi kötülüklerden alıkoymalı, iyiliklere yönlendirmelidir. Ebedi bir hayat
düşüncesi, özümüzle, sözümüzle ve yaşantımızla bizi
iyi bir insan, ideal bir mümin kılmalıdır. Peygamber
Efendimiz (s.a.s) bir hadislerinde şöyle
buyurmaktadır: “Allah’a ve ahiret gününe iman
eden, komşusuna eziyet etmesin. Allah’a ve ahiret gününe iman eden, misafirine ikramda bulunsun.
Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır
söylesin ya da sussun!”
Değerli Müminler!
Ahirete iman eden mümin, kendisiyle, ailesiyle,
çevresiyle, canlı cansız bütün yaratılmışlarla barışık
yaşar. Onun elinden ve dilinden hiç kimseye zarar
gelmez. O, bir başkasının malına, canına, iffet ve
onuruna kastedemez.
Hesap gününe inanan mümin, eşine iyi
davranır. Evlatlarından şefkat ve merhameti
esirgemez. Anne-babasının duasını almanın ve
rızalarını kazanmanın gayretinde olur. Akraba ve
komşularının hakkını gözetir. Yetime, yoksula, dara
düşene el uzatır.
Ebedi hayata iman eden mümin, kötülüklerden
uzak durur. Kin, ihtiras, haset ve düşmanlık gibi
olumsuz duygularla hareket etmez. Kul ve kamu
hakkı yemez. Kazancına haram bulaştırmaz. Huzuru
ve mutluluğu, mal ve mülkte, makam ve mevkide,
şan ve şöhrette değil, Allah’a imanda, ibadetlerin
hazzında ve ahlakın güzelliğinde arar.
Aziz Müslümanlar!
Bu dünyada ne ekersek ahirette onu biçeceğiz.
Dünyada iyilik adına ne yaparsak ahirette onu
göreceğiz. Dünyada hayır ve sadaka adına ne
verirsek ahirette onu bulacağız. Öyleyse dünya
hayatının geçici hevesleri bize ahireti unutturmasın.
Rabbimizin, “Ey insanlar! Şüphesiz Allah’ın vaadi
gerçektir. Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın…”
uyarısı aklımızdan çıkmasın. Ahirette bizi mahcup
edecek her türlü söz ve davranıştan sakınalım.
Unutmayalım ki, Rabbimiz, bizleri yaptıklarımızdan
ve yapma imkânına sahip olduğumuz halde
yapmadıklarımızdan da hesaba çekecektir.
Hutbemi bir ayet mealiyle bitiriyorum:
“Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten
sakının ve herkes, ahirete önceden ne göndermiş
olduğuna baksın. Allah’a karşı gelmekten
sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan
hakkıyla haberdardır.”