1960 lı yılların başlarında Bloklar arasındaki ilişkilerde yumuşama başlamışsa da SSCB ile ABD Küba ve Vietnam gibi bölgelerde mücadelelerini sürdürdü.Bu bölgelerdeki grupların iktidar mücadelelerini kendi çıkarları doğrultusunda destekleyen SSCB ve ABD rekabetini sürdürmüşlerdir
2.KÜBA BUHRANI
Küba’da Fidel Castro 1959’da Batista diktatörlüğünü ele geçirmiş ekonomiyi millileştirme kararı almıştır. Bu kararla ABD’de ekonomisini olumsuz etkiledi.ABD’nin Castro yönetimini yıkmak amacıyla muhalifleri desteklemesi Küba’yı SSCB’ye yaklaştırdı.SSCB yaklaştırdı. SSCB 1962 başında Küba’ya füze yerleştirmeye başladı . Haritada görüleceği üzere bu füzelerin ABD topraklarının büyük bir kısmını vurabilecek menzile sahip olması ABD ‘nin tepkisine yol açtı . ABD’nin Küba’daki füzelerin sökülmesi isteğine SSCB’nin olumsuz cevap vermesi sonucunda ABD donanması Küba kıyılarını kuşattı. SSCB meseleyi BM Güvenlik Konseyine taşımakla birlikte savaş gemilerinide bölgeye gönderdi. Nükleer savaş ihtimali karşısında ABD ve SSCB geri adım atmak zorunda kaldı. SSCB Türkiye’deki ABD’ye ait Jüpiter füzelerinin sökülmesi karşılığında Küba’daki füzeleri sökebileceğini bildirdi.
- VİETNAM SAVAŞI
Fransanın sömürgesi durumundaki Vietnam 1954 yılında imzalanan Cenevre Antlaşması ile Kuzey ve Güney Vietnam adı altında bağımsız devletler durumuna gelmiştir. Cenevre Antlaşmasına göre 1956 ‘da yapılacak seçimlerle Kuzey ve Güney Vietnam birleşecektir.Güney Vietnam birleşme seçimlerine katılmadı,kuzey Vietnam ise birleşme için Gerilla savaşı başlattı. Buna karşılık Güney Vietnam ABD’den yardım istemek zorunda kaldı. ABD 1965 Şubatında Kuzey Vietnam’da askeri hedefleri bombalayarak savaşı başlattı. Vietnam’a asker gönderilmesi ABD ‘de özellikle büyük şehirlerde ve üniversitelerde protesto gösterilerine neden oldu. ABD 1968 yılında Paris’te Kuzey Vietnam ile barış görüşmelerine başladı. Yeni Başkan Nixon , ABD askerlerini Vietnam’dan çıkarma kararı aldı. ABD askerleri geri çekilirken saldırılarınıda şiddetlendirdi.Bunun amacı Vietnamı barışa zorlamaktı . Paris’te yapılan görüşmeler sonucunda Vietnam barışı 1973’te imzalandı.
- KEŞMİR MESELESİ Pakistan ve Hindistan bağımsızlıklarından itibaren birbirleriyle sorun yaşamışlardır. Çatışmaların en önemli nedeni Hindistan , Pakistan , Afganistan ve Çin’in kesişme noktasında yer alan verimli topraklara ve yer altı zenginliklerine sahip olan Keşmirdir. Pakistan , Keşmir halkının büyük çoğunluğunun Müslüman olmasından dolayı buranın kendisine ait olması gerektiğini belirtmekteydi. Hindistan ise Keşmir Mihracesi’nin kendi topraklarıyla birleşme kararından dolayı burada hak iddia ediyordu. Bu nedenle iki devlet 1948’de ilk kez savaştı. BM araya girdi ve Keşmir’de halk oylaması yapılması kararıyla ateşkes sağlandı. Hindistan elinde tuttuğu Keşmir topraklarında halk oylaması yapmamıştır.Keşmir meselesi iki devletin dış politikasınıda etkiledi. Pakistan’ın 1955’te Bağdat paktına üye olmasıyla da SSCB, iki devlet arasındaki tüm anlaşmazlıklarda Hindistan’ın yanında yer aldı. 1959’da Çin’in Tibet’i işgali Hindistan ile çatışmasına sebep oldu. Pakistan ‘da bu süreçte Çin ile yakınlaşarak Keşmir meselesinde bu devletin desteğini aldı ve uluslararası alanda dengeyi sağlamaya çalıştı. Keşmir’de Hindularla Müslümanlar arasında başlayan çatışmalar 1965’te savaşa dönüştü. Çin Hindistan üzerindeki baskısını artırınca Uzak Doğu’da dengeleri korumak isteyen ABD, Hindistan’ın yanında yer aldı. Bu süreçte SSCB, Çin ile uzlaşma yolu arayarak Keşmir meselesinde tarafsız kalmaya çalıştı.
AFGANİSTAN
Afganistan 19.yüzyılda kuzeyden Rusya’nın,güneyden İngiltere’nin yayılmacı politikalarının hedefi oldu. İki Devlet 1885’te yaptıkları bir antlaşma ile Afganistan üzerinde denetim bölgeleri kazanırken krallık yönetimini kurdular. Krallık idaresi 1973 yılında Cumhuriyet’in ilanı ile son buldu. Yönetim giderek diktatörlüğe dönüşürken 1978 yılında SSCB ile Afganistan arasında dostluk iyi komşuluk ve iş birliği antlaşması imzalandı. Bu antlaşma ile taraflar , 20 yıl süreyle ülkelerinin güvenliğini bağımsızlığını ve toprak bütünlüğünü korumak için birbirleriyle dayanışma içinde olmayı ve karşılıklı olur ile gerekli tedbirleri almayı kararlaştırdılar. 1978 yılı sonlarına doğru iktidarda bulunanlar SSCB’den askeri yardım istediler.SSCB 1979’da gönderdikleri ek kuvvetlerle Afganistan’ı işgal etti. SSCB’nin Afganistan’ı ele geçirerek ilerleme kaydetmesi birçok devlet tarafından kınandı. Sovyet işgaline karşı halk direnişe geçti. Afgan mücahitleri özellikle kırsal alanın büyük bölümünü kontrolleri altına aldılar. 1982’de Afganistan sorununu çözmek üzere BM gözetiminde Afganistan ve Pakistan , ABD ve SSCB’nin katılımıyla görüşmeler başladı. Uzun süren görüşmelerden sonra 1988’de Cenevre’de Afganistan sorununa son veren antlaşma imzalandı.
- BARIŞ İÇİNDE BİR ARADA YAŞAMA
II.Dünya Savaşı’ndan sonra bağımsızlık hareketleri yeni bir gücün ortaya çıkmasına sebep oldu. Bu gücün önde gelen devletleri Hindistan, Yugoslavya ve Mısırdı.Sömürgeciliğe karşı halkların kendi kaderlerini belirleme haklarını benimseyen Asya ve Afrika’dan yirmi dört ülke,ilk kez Endonezya’nın Bandung kentinde bir araya gelmişlerdir. ( 1955 ) Konferansın amacı bağımsızlığına yeni kavuşan Afrika ve Asya ülkelerinin ABD ve SSCB gibi iki büyük nükleer güç karşısında varlıklarını korumak için birlik ve dayanışmalarını sağlamaktı. Bandung Konferansında alınan kararlar içinde en etkili olanı barış içinde bir arada yaşamanın beş ilkesi üzerinde varılan antlaşmaydı. Barış içinde yaşamanın beş ilkesi : Siyasi bağımsızlık , Askeri ittifaklara katılmama , Kendi topraklarında başka devletlerin askeri üsse izin vermeme , İkili ittifaklara girmeme , milli kurtuluş savaşlarını desteklemektir.
1955 Bandung Konferansı ve üyelerinin farklı siyasi yapıları ve uluslar arası bağlantıları olması sebebiyle ortak bir hareket oluşturamadı. Ancak milletler arası politikada bir bağlantısızlık akımını ortaya çıkardı.
Bağlantısızlık hareketinin ilk teşkilatlı toplantısı Yugoslavya lideri Tito ile Mısır ileri Nasır’ın öncülüğünde Belgrad’da 25 Bağlantısız ülkenin katılımıyla yapıldı. (1961) Bu toplantı bağlantısızlık hareketini resmen başlattı. Deklarasyonda bağımsızlık hareketleri desteklenirken ırk ayrımına karşı çıkıldı.
Bağlantısızların ikinci toplantısı 5 – 10 Ekim 1964’te Mısırda yapıldı. Toplantı sonunda bütün ülkelerin nükleer silahlardan vazgeçmesini devletlerin birbirlerinin iç işlerine karışmamalarını istiyordu. Bağlantısızların üçüncü toplantısı Zambiya’nın başkenti Lusaka’da yapıldı. Bağlantısız ülkelerin dördüncü zirvesi 2006’da Küba’da 118 Ülkenin katılımıyla gerçekleşti. Uluslar arası ilişkilerde batı bloku ve doğu bloku dışında kalan devletler grubu III.Dünya olarak adlandırıldı. Bağlantısızlar adıda verilen bu Üçüncü Dünya ülkelerinin 1950’lerin ortalarıyla 1990’ların başına kadar tarihi işlevleri oldu.
Abid Yaşaroğlu Hocanın Ders Notlarından…