1960 Darbesine Kadar Türkiye’de Hayat;
a)Siyaset
Cumhurbaşkanı İsmet İnönü Ankara’da 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramında (1945) demokratik gelişmeden bahsetmiş, 1945’te Demirağ tarafından Milli Kalkınma Partisi adıyla kurulmuştu. diğer taraftan bir grup CHP millet vekili (Celal Bayar,Adnan Menderes,Refik Koraltan,Fuat Köprülü)parti Programı ve kanunlardaki bazı değişiklik tekliflerinin (dörtlü takrir) CHP grup toplantısında reddedilmesi üzerine partiden ayrılarak 7 Ocak 1946’da Demokrat Parti’yi (DP) kurdular.Aynı yıl içinde iç işleri bakanlığından izin alınarak 13 parti kurulmuştur.1946 yılında seçimlere gidildi bu seçimde CHP 397, DP 69, Bağımsızlarda 7 millet vekilliği kazandı.DP’nin iktidara karşı muhalefetini yetersiz gören bir grup millet vekili DP’den istifa ederek Millet Partisi(MP) kurdular.Böylece meclisde 3 parti yer aldı.(CHP,DP, MP) 14 Mayıs 1950’de yapılan seçimlerden Demokrat Parti aldı %55,2 oy oranı ile birinci olarak çıktı.DP Genel Başkanı Celal Bayar cumhurbaşkanı seçilerek hükümet kurma görevini Adnan Menderese vermiştir.1947 de ABD yardımlarının bu dönemde artması ve İkinci Dünya savaşının ekonomik etkilerinin azalması 1954’te yapılan seçimlerde DP’yi 1950 seçimlerinden daha yüksek bir oyla (% 58,4) tekrar iktidara taşımıştır.
b)Ekonomi
1946 seçimlerinden sonra kurulan yeni hükümet ekonomik problemlerin çözümü için yeni kararlar alınmasına ve ekonomide liberalleşmenin gerektiğine inanıyordu.1947 kararları ile Türk lirasının değeri %50(bir ABD doları=280 kuruş) düşürülerek ithalat kolaylaştırılmış, bankaların altın satmalarına izin verilmişti.Türkiye’de devletçi ekonomiden liberal serbest Pazar ekonomisine geçişin ilk adımı bu kararlarla gerçekleşmiştir.Tarım hızlı gelişme gösteren en önemli alanlardan biri olmuştur. Dışarıdan alınan krediler ithal makinelerin alınmasında kullanılmıştı.Çok iyi giden hava koşullarıda eklenince Demokrat Parti yönetiminin ilk üç yılında tarım ürünleri üretimi çiftçinin geliri oldukça artmıştır. Tarımdaki bu büyümenin öncülüğünde ekonomi bir bütün olarak %11-13 oranında büyüdü. 1951 hükümet Türkiye’de yabancı yatırım teşvik etmek için bir yasa hazırladı böylece yabancı sermayenin Türkiye’de yatırım yapacağı bekleniyordu fakat bütün teşviklere rağmen yatırımlarda beklenen sonuç alınamadı.Liberalizme ilişkin bütün beklentilere rağmen yatırımların %40-50sini yapmak zorunda kaldı. Türk ekonomisinin zayıflama eğilimi ilk kez Eylül 1953’te kendisini gösterdi ithalat ve döviz denetim altına alınmaya çalışıldı.Ekonomik büyüme % 4 kadar düşerken dış ticaret açığı büyük bir hızla arttı. 1958’de hükümetin dış borca duyduğu gereksinim sonuçu IMF’den dış borç alındı.
c)Sosyal ve Kültürel Hayat
Türkiye’de İkinci Dünya Savaşından sonra bir çok alanda yaşanan değişim kültürel alanda kendisini göstermiştir. Bu değişim iç ve dış sebeplerin etkisi ile gelişmiş ve yayılmıştır dış sebepler bağlamında dışarıdan alınan kredi ve yardımlarla ülkenin refah seviyesi yükselmiştir. İç sebepler ise refah seviyesinin artmasına bağlı olarak tüketimdeki artış ve alışkanlıkların değişmesi tarım politikaları nedeni ile kırsal kesimde yeni bir sınıfın yükselmesi gösterilebilir.Bu dönemde insanlar köyden kente göç etmeye başlamışlardır. Tüketim kültürü toplumun alt katmanlarına doğru yayılmıştır.Gençler radyo ve plaklar aracılığı ile yeni müzik akımlarını takip ediyorlardı.Bu dönemin en önemli çıkışını Zeki Müren yaptı.Müzeyyen Senar, Neşat Ertaş gibi isimler dönemin diğer ünlü sanatçıları arasında gösterilebilir batı etkisi savaştan sonra sinemada da hissedilmeye başlandı.Bu dönemde çevrilen Ö.Lütfi Akad’ın vurun kahpeye filminde batı sinemasının izleri görülmüştür. Hollwood sineması dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini hissttirmiştir.1940‘tan sonraki yazar ve şairlerin daha çok sosyal gerçeklik akımına bağlı kaldıkları görülür. Ülkenin içinde bulunduğu sosyal değişme ve gelişme bütün yönleriyle bu dönemin eserlerine yansıdı. Sanatçılar kendi eserlerinde kendi siyasi düşüncelerini yansıttılar 1940’lı yıllarda ilk edebi hareket şiir alanında Garip akımı ile başladı.Orhan Veli’nin öncülüğünü yaptığı grup, şiiri kurallardan soyutlamayı anlatımda yeni bir dil kullanmayı ve gelenekçiliği bırakarak yenilikçi ilkesini benimsedi. Garipçiler akımına karşı oluşan ikinci yeniler’in şiir anlayışının temelini konuşma dilinden uzaklaşarak edebi sanatı bolca kullanmak gibi ilkeler oluşturmuştur. Bu dönemin diğer bir akımı ise 1950 de ortaya çıkan Hisarcılar Grubu dur.Bu grubu birleştiren temel amaç toplumsal değerleri korumaktır .
Abid Yaşaroğlu Hocanın Ders Notlarından…