‘Direklerarası’nın Ramazan ile alakası yok

Röportaj
Gizem Gül’ün röportajı Her yıl Ramazan ayı geldiğinde ‘Nerede o eski Ramazanlar…’ serzenişleri ile birlikte Eski Ramazanlar anlata anlata bitirilemez. Osmanlı’nın Ramazan gelenekleri ve ‘Direkle...
EMOJİLE

Gizem Gül’ün röportajı

Her yıl Ramazan ayı geldiğinde ‘Nerede o eski Ramazanlar…’ serzenişleri ile birlikte Eski Ramazanlar anlata anlata bitirilemez. Osmanlı’nın Ramazan gelenekleri ve ‘Direklerarası’ hep özlemle bahsedilen konuların en başında gelir. Osmanlı Ramazan’ı nasıl karşılardı? Direklerarası nedir, adını nereden almıştır? ‘Direklerarası’nı eski Ramazanlar içerisinde nereye oturtabiliriz? konusunu Tarihçi Yazar Dr. Talha Uğurluel ile konuştuk.

OSMANLI SARAYLARINDA RAMAZAN’A HUMMALI BİR HAZIRLIK YAPILIRDI

Öncelikle Osmanlı’da Ramazan ayı nasıl geçirilirdi bundan bahseder misiniz? Osmanlı saraylarında Ramazan ayı için ne gibi hazırlıklar yapılırdı?

Ramazan, Osmanlı Devleti’nin en önemli ayı idi. Hem ibadet hem kendini yenileme hem de insanlığa şefkat ve merhamet eli ile ulaşmaya vesile idi. Bu ay gelmezden önce nice hummalı hazırlığa girişilir, saray da bundan nasibini alırdı. Mutfak hazırlıklarını bir yana koyacak olursak, manevi anlamda da hazırlıklar yapılırdı. Sarayda Ramazan boyunca Huzur Dersleri verilirdi. Bizzat padişahın huzurunda gerçekleşen bu derslere her oturumda farklı alimler davet edilir, müzakere yöntemi ile gerçekleşen bu dersler ile padişahın ufkunun açılması için çaba sarf edilirdi. 

Osmanlı Sarayında her sene Ramazan Ayının 15. günü Peygamber Efendimiz (SAS) in Hırkayı Saadetleri açılır ve Destimal denilen mendiller Hırkayı Saadete sürülüp dağıtıldığı için bu mendillerin hazırlıkları da ihmal edilmezdi. 

TÜM TOPLUMU TATLI BİR HEYECAN KAPLARDI

Sarayda Ramazan hazırlıkları böyleyken halk Ramazan ayını nasıl karşılardı? Teravih namazları, iftar sofraları ile ramazan heyecanı bugünkünden nasıl farklıydı?

Ramazan gönüllerin kazanılma ayı olduğu için ikramlarda kullanılacak kapkacak pırıl pırıl olmalı idi. Bu nedenle eskilerin tabiri ile Ramazan öncesi en çok çalışan meslek genelde kalaycılar olurdu. Evler tek tek dolaşılır ve bakır kaplar kalaylanırdı. Camiler ve cami müştemilatları temizlenir, halılar yıkanır, kandiller parlatılır, rahleler, okunacak Kur’anlar vb. hepsi gözden geçirilirdi. Tatlı bir heyecan dalgası tüm topluma kaplardı adeta.

‘DİREKLERARASI’NIN RAMAZAN EĞLENCELERİ İLE ALAKASI YOK

Ramazan ayı gelince “Nerede o eski Ramazanlar” serzenişlerini hep duyarız. Direklerarası da insanların Ramazan gelince hep özlemle bahsettikleri konuların başında gelir. Direklerarası eğlence ne demektir? Adını nereden alır?

Direklerarası olarak kastedilen yer, Vezneciler’de Şehzadebaşı Cami ile Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın Külliyesi’nin arasında uzanan caddedir. Zamanında bu caddenin iki yanında direklerle taşınan revaklar uzandığı için bu isimle adlandırılmıştır. Ancak Direklerarası eğlenceleri aslında Osmanlının köklü Ramazan eğlenceleri ile pek de alakalı değildir. Devletin son asrında özellikle de Batı etkisi ile uygulanmaya başlamış eğlence tarzlarının da etkisi ile bu bölgede açılmış olan birtakım gösteriler burada kendilerine yer bulmuşlardı. Son yüzyılın etkinlik alanı olduğu için olsa gerek Cumhuriyet’in ilk dönem yazarlarının ağızlarında bu direklerarası ifadesi her Ramazan öncesi bir sakız gibi çiğnenegelmiştir. Halbuki Osmanlının Ramazan eğlenceleri dendiğinde akla gelmesi gereken en önemli yer Sultanahmet Meydanı olmalı idi. 

OSMANLI’NIN RAMAZAN ANLAYIŞINDA ‘DİREKLERARASI’NIN PEK BİR ROLÜ YOKTU

Direklerarası eğlencesi Ramazan ayında insanların iftardan sonra biraraya gelerek eğlendikleri yer olarak anlatılır hep. Bazı kaynaklarda da ‘Direklerarası Eğlencesi’ Gayri Müslim Azınlıkların ticari bir kaygıyla ortaya çıkardıkları bir eğlence türü olarak ele alınıyor. Eski Ramazanlar içerisinde ‘Direklerarası’ nereye oturuyor?

Osmanlı’nın Ramazan anlayışında, İslam’ın Ramazan ile insanda bırakmayı arzu ettiği etkide ‘Direklerarası’nın pek bir rolü yoktu. Halbuki birlik ve beraberlik, hayır ve yardımseverlik ayı olan Ramazan’ın bu yönünü kuvvetlendirme adına saray ve halk çok daha başka etkinliklere imza atardı. 

DİREKLERARASI ALAFRANGALAŞMA VE ÖZENTİLİĞİN GÖSTERGESİ

Direklerarası eğlencelerine kimler katılıyordu? Müslüman ahali bu eğlencelere rağbet ediyor muydu?

Birçok medeniyetin son asırlarında olduğu gibi Osmanlı’da da Tanzimat dönemi ile birlikte Avrupa etkisi topluma sirayet etmeye başlamıştı. Sanatta, giyimde, mimaride ve eğlence anlayışında bir alafrangalaşma, bir özenti kendisini hemen her yerde gösteriyordu. Tabi bu durum Ramazan akşamlarına da yansıyordu. Kuran ayı Ramazan’da, Kur’anlaşması beklenen yürekler kendilerini alafrangalaşan bu eğlencelerin hayata geçirildiği ‘Direklerarası’nda avutmaya çalışabiliyorlardı. 

Osmanlı’da özellikle Ramazan aylarında Gayri Müslüm Azınlıklar ve Müslümanların ilişkileri nasıldı?

Osmanlı son derece kucaklayıcı bir toplumdur. Ayrı gayrılığı hiç sevmez. Karşıdaki kişi Hristiyanmış; Musevi imiş; rengi, ırkı şöyleymiş hiç bunlara bakmaz. Bu nedenle toplumu kapsayacak tüm etkinliklerde toplumun genelini görmek ister. İstanbul’da bir dönem bulunmuş yabancı gezginlerin hatıratlarına baktığımızda, meydanlarda gerçekleşen Ramazan gecesi etkinliklerine, bayram programlarına Müslim ve Gayrimüslim tebaanın rahatlıkla katıldıkları ifade edilmektedir. 

RAMAZAN BAYRAMINA ŞEKER BAYRAMI DEMEK GİBİ RAMAZAN’IN DA İÇİ BOŞALTILDI

Tarihsel bir karşılaştırma yaptığımızda bugün yapılan Ramazan etkinliklerinin Osmanlı’daki ‘Direklerarası Eğlence’ nin bir devamı niteliğinde olduğunu söyleyebilir miyiz?

Osmanlı’nın nihayetinde kurulan yeni devletimizde, birçok şey gibi Ramazan da tarihteki idrak hassasiyetinden uzaklaşmıştır. Ramazan Bayramı’na Şeker Bayramı demek gibi içi boşaltılmış bir Ramazan zaman dilimi ortaya çıkmıştır. Tamamen adetler çerçevesinde sürdürülen, tahkiki değil, taklidi bir ritüeller manzumesinde idrak edilen Ramazanlar. Yani bozulmakta olan Osmanlı Sosyal Hayatının ürettiği ‘Direklerarası’nın devamında kimlik arayışında olan adresi bazı noktalarda bulup kimi yerlerde şaşıran bir uygulama tarzı. Ama karamsar değiliz. Çünkü günümüz Türkiyesinde okuyan, araştıran ve en doğruyu keşfetme çabasında olan bir nesille karşı karşıyayız. Kur’anlaşan, merhamette zirveyi tutan anlayışın hakim olacağı Ramazan etkinlikleri uzak değil. 

On5yirmi5