Sabiha Gökçen’in 50 Kiloluk Bombası

Olaylar
Barkın Şık’ın haberi Genelkurmay belgelerine göre, Dersim’e yönelik hava taarruzunda özellikle Sabiha Gökçen’in attığı 50 kiloluk bir bomba Keçizeken köyünde ve kuzeye doğru kaçan gr...
EMOJİLE

Barkın Şık’ın haberi


Genelkurmay belgelerine göre, Dersim’e yönelik hava taarruzunda özellikle Sabiha Gökçen’in attığı 50 kiloluk bir bomba Keçizeken köyünde ve kuzeye doğru kaçan gruplara ağır hasar vermiş…
Cumhuriyet gazetesi Genelkurmay Arşivinde yer alan dersim belgelerine göre Dersim’de neler yaşandığını askerin gözünden aktarmayı sürdürüyor. İşte diziminin bugünkü bölümünde yer alan bilgiler…

Mayıs ayında başlayan harekât sonucu 10 Eylül günü saat 22.00’de Seyit Rıza, iki arkadaşı ile birlikte Erzincan jandarmasına teslim oldu. 1. Dersim Harekâtı sonucunda; Tunceli’de 4076, Erzincan’da 789, Bingöl’de ise 126 tüfeğe el konuldu. 19 Ekim 1937’de Genelkurmay Başkanlığı birliklere geri dönmelerini emretti.

Dersim’de 21 Mart 1937 tarihinde başlayan ayaklanma hareketleri, 27 Nisan’da ise Şehir köyü yakınında konuşlanan bölüğün baskın yemesi ve 28 Nisan’da Yusufan aşiretinin fiilen olaylara katılması ile hızlandı. Bunun üzerine Genelkurmay Başkanlığı Elazığ’daki askeri birlikleri ve Eskişehir’deki uçak bölüğünü bölgeye sevk etti.

Genelkumay Başkanlığı’nın arşivindeki belgelere göre, İçişleri Bakanlığı’nın 28 Nisan 1937 tarihinde yayımladığı tamimle bölgedeki durum şöyle izah ediliyordu:

“Dersim aşiret reisleri, hükümet kuvvetlerini kendi aralarından uzaklaştırmak maksadı ile zaman zaman karakollarımıza tecavüzler yapmışlar ve kuvvetlerimiz tarafından tart edilmişlerdir. Bu işleri yapanlar, Yukarı Abbas Uşağı, Haydaran, Yusufan, Kureyşan aşiretleridir. Bu aşiretler Nazımiye, Hozat, Ovacık, Pülümür bölgelerindeki aşiretleri de kendi hareketlerine iştirak ettirmek için çalışmaktadırlar. Bu aşiretlerin, bu hareketleri devam ettirmeleri ve genişletmek istemeleri ihtimali vardır. Tunceli’ne muhit ve özellikle Kürtlerle meskûn olan illerde her türlü olayları karşılayabilecek şekilde tedbirli bulunulması, istihbarat işlerine önem verilmesi çok lazımdır.”

Sabiha Gökçen devrede

Mayıs ayının ilk günleri, eşkıyaların askeri birliklere düzenlediği kalabalık baskınlarla geçti. Dememanlı aşiret reisleri nezninde toplantı halinde bulunan diğer aşiret reislerinin, havadan bombardıman edilmek suretiyle toplantıyı dağıtmak ve aşiretler üzerinde moral kırıcı bir etki sağlamak lüzumu üzerine Tayyare Alay Komutanı komutasındaki 15 uçaklı bir filo, Kırklar Dağı – Darboğaz der yolu – Zel Dağı – Kırmızı ve Kosur dağları kuzeyindeki Keçizeken (Yukarı Bor) köyünü havadan bombaladı. Bu hava taarruzunda özellikle Sabiha Gökçen’in attığı 50 kiloluk bir bombanın Keçizeken köyünde ve kuzeye doğru kaçan asi grubuna oldukça ağır zaiyat verdirdiği yapılan gözetlemeden anlaşılıyordu. Genelkurmay Başkanlığı 3 Mayıs 1937 tarihinde şu emri yayımladı:

“1 Mayıs’tan beri asi kuvvetlerin yaptıkları baskınların sadece savunma ile karşılanması ve karşı taarruz yapılmaması, asilerin cesaretlerinin artmasına ve şımarmalarına sebep olmakta, bu da hükümet otoritesini sarsmaktadır. Bunun için; asilerin vaki olacak taarruzlarına mevzii karşı taarruzla mukabele edilmesi, süvari ve makinalı tüfeklerle sıkı surette takip edilerek sonuç alınması…”

4. Ordu Müfettişliği’nin askeri gücü takviyeler sonrasında ikiye katlandı. Genelkurmay Başkanlığı ayrıca, şu bildirinin Osmanlıca ve Türkçe olarak uçaklarla bölge halkı üzerine atılmasını emretti:

“Cumhuriyet hükümeti sizi şefkat ve merhamet kucağına almak, sizi mesut etmek istiyor. İçinizde bunu anlamayanlar çoktur ki, ona hürmetsizlik ediyor veyahut içinizde bazıları şahsi menfaatleri için sizi kurban vermek istiyor. Cumhuriyet hükümeti bu gereği bildiği içindir ki, sizlerle son ihtarını yapıyor. Onun size şartları şudur: Sizi ayaklandırmaya çalışan zavallıları Cumhuriyet hükümetine teslim ediniz veyahut onlar kendileri teslim olmalıdır. Bu takdirde cümleniz masum kalacaksınız. Teslim olanlar dahi cumhuriyetin adil muamelesinden başka bir şey görmeyecektir. Bu suretle siz kıymetli vatandaşlarımızdan hiçbirinin burnu kanamayacaktır. Aksi takdirde, yani dediklerimizi yapmazsanız her tarafınızı sarmış bulunuyoruz. Cumhuriyetin kahredici orduları tarafından mahvedileceksiniz. Devlete itaat gerektir.”

Mayıs ayında başlayan harekât sonucu 10 Eylül günü saat 22.00’de Seyit Rıza, iki arkadaşı ile birlikte Erzincan jandarmasına teslim oldu.

İnönü’den ‘Güzel Tunceli’ mesajı

Atatürk ve İsmet İnönü harekâta katılan birlikleri ayrı ayrı tebrik etti.

Dönemin Başbakanı İsmet İnönü, 4’üncü Ordu Genel Müfettişi Alpdoğan’a çektiği tebrik mesajında şunları kaydetti:

“İsabetli tedbirleriniz Seyit Rıza’yı da teslim olmaya zorlamıştır. Güzel Tunceli’ni şerirlerden kurtararak halkın saadetini temin etmekten ibaret olan Cumhuriyet programını uygulamadaki bu yeni başarınızı hararetle tebrik ederim.”

1. Dersim Harekâtı sonucunda; Tunceli’de 4076, Erzincan’da 789, Bingöl’de ise 126 tüfeğe el konuldu. 19 Ekim 1937’de Genelkurmay Başkanlığı, birliklere 22 Ekim tarihinden itibaren garnizonlarına dönmelerini emretti.

(Cumhuriyet)