Röportaj: Arzu Erdoğral
28 Şubat döneminde zırhlı tugay komutanı görevinde olan ASDER Onursal Başkanı emekli Tuğgeneral Adnan Tanrıverdi ile gündeme dair gelişmeleri konuştuk.
Rahmetli Erbakan’ın ölümünden sonra TSK’nın cenazeye katılması tavrının ne anlama geldiği, 28 Şubat’ın bitip bitmediği gibi konularda sorularımızı yanıtlayan Tanrıverdi, gelecekten umutlu olduğunu söylerken, askeri vesayet tehlikesinin tekrar olmaması için alınacak önlemler hakkındaki görüşlerini de anlattı.
Rahmetli Erbakan’ın ölümünden sonra TSK’nın tavrı çok tartışıldı. En son cenazeye çelenk yollanması ve katılım” TSK Erbakan’dan özür mü diledi?” Yorumlarına neden oldu. Siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz?
30 Ağustos 2010’dan itibaren komuta değişikliğini darbeci geleneğin sonu olarak değerlendirmiştik. Yeni bir devir açılıyor dedik. Ondan sonra da TSK yeni komuta heyetinin 29 Ekim resepsiyonuna katılmaması bu görüşümüzü biraz zedeler gibi oldu ama 28 Şubat’taki postmodern darbeye hedef olan merhum eski Başbakanımız Erbakan’ın cenazesine katılım sağlanmasını (özellikle de 28 Şubat’ta milli manevi değerlerimizi tehdit olarak gören tutumuna karşı TSK’nın bu tutumunun değiştiğini ve bunu sırtında bir kambur olarak gördüğünü ifade etmek için) bir fırsat olarak değerlendirdiği kanaatindeyim. Yani TSK’mızı hem merhum Erbakan’dan bir özür hem de milli manevi değerleri bir tehdit olarak algıladığı için halkımızdan özür dilemiş olarak kabul ediyorum.
Kimileri de TSK’nın bu girişimi göstermelikti ve Erdoğan’a karşı halen karşı bir tutum içerisinde yorumlarını yaptı. Bu yorumları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Sayın Başbakan’a karşı olunduğu gibi bir yoruma katılmıyorum. Genelkurmay Başkanının, Sayın Erdoğan ile münasebetlerinin olması gereken çizgide seyrettiği kanaatindeyim. Bunu büyük bir değişim olarak değerlendiriyorum. Bugünkü siyasi iradeye müdahale etme gibi herhangi bir düşünceye sahip olmadıkları görüşündeyim. Bir kısım vazgeçemedikleri hassasiyetleri var onlardan da kurtulmaları gerekiyor. (Hanımların başlarını örtmesi, kamu görevlilerinin dini görevlerini yapması gibi) Cenazeye katılma da bu hassasiyetlerden kurtulma isteği olarak kabul edilmelidir. TSK’nın değişimi sağlayacak bir yolda olduğunu söyleyebilirim. Öbür türlü yorumlar bence öküz altında buzağı aramak gibi bir şeydir.
28 Şubat süreci ile ilgili birçok iddia halen gündemde. Emekli Binbaşı Yakup Evirgen TRT Haber’de Kozmik Oda programında Rıdvan Memi’nin sorularını yanıtladı ve ’28 Şubat’ın bir nedeni de Çevik Bir’in İsrail’den 150 milyar dolarlık satın alım planıdır’ dedi. Bu açıklama sizce doğru olabilir mi?
Tabi 28 Şubat’ın arkasında Siyonist ideolojide var sermayede var. Bence siyasi ilişkileri de var olarak kabul etmek lazım. Çünkü o yıl içerisinde (1996- 1997) İsrail ile hem askeri eğitim anlaşması hem de askeri modernizasyon anlaşması yapılmıştı. Dolayısı ile 28 Şubat’ın arkasında böyle de bir girişim var. Bunu da kabul etmek lazım…
28 Şubat süreci ile ilgili birçok iddia halen gündemde. Emekli Binbaşı Yakup Evirgen TRT Haber’de Kozmik Oda programında Rıdvan Memi’nin sorularını yanıtladı ve ’28 Şubat’ın bir nedeni de Çevik Bir’in İsrail’den 150 milyar dolarlık satın alım planıdır’ dedi. Bu açıklama sizce doğru olabilir mi?
Tabi 28 Şubat’ın arkasında Siyonist ideolojide var sermayede var. Bence siyasi ilişkileri de var olarak kabul etmek lazım. Çünkü o yıl içerisinde (1996- 1997) İsrail ile hem askeri eğitim anlaşması hem de askeri modernizasyon anlaşması yapılmıştı. Dolayısı ile 28 Şubat’ın arkasında böyle de bir girişim var. Bunu da kabul etmek lazım…
Bir de aynı programda yine gündeme gelen önemli bir konu vardı. Şüpheli olan ASELSAN intiharları… Sizce bu konuda Milli İstihbarat Teşkilatı ne yapmalı?
Eğer elinde bununla ilgili bilgi, belge varsa yargıya intikal ettirilecek bir şekile sokması gerekiyor. Çünkü bu şüpheli ölümler bir kısım teknolojik gelişmelerin eşiğinde olan ASELSAN mensubu mühendislerimize yönelmiştir. O bakımdan hem Genelkurmay hem ASELSAN hem de Milli İstihbarat elinde olan bilgi ve belgelere göre bu konuda gerekeni yapmalı.
27 Nisan E-Muhtırası TSK’nın sitesinden kaldırılması yönünde son olarak Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç bir çağrıda bulundu. Sizce bu çağrıya olumlu bir yanıt gelecek mi?
TSK, 28 Şubat kamburunu üzerinden atmak istediğini, vesayet sisteminin devamını arzu etmediğini, askerin siyasete müdahale etme döneminin bittiğini gerçekten göstermek istiyorsa o bildiriyi sitesinden tereddüt etmeden kaldırması gerekiyor. 27 Nisan bildirisi zaten TSK için övünülecek bir şey de değil. Yani netice alınamadığı gibi girişimi de yanlıştı. Sonuç alınamayan, başarısız, gayri meşru olan bir girişimin bence kaldırılması gerekir.
28 Şubat denildiği gibi sizce de artık bitti mi? Yoksa halen yapılması gerekenler var mı?
28 Şubat devrini kapattı. Ama 28 Şubat’tan öncede darbeci gelenek vardı. Bu darbeci geleneği devam ettirmek isteyen dayanaklar var. Yani vesayet sistemini devam ettirecek yasal dayanaklar halen mevcut. Silahlı Kuvvetlerin siyasete girmesine imkân veren, mazeret oluşturan bu yasal mevzuatın değiştirilmesi şart… Bir de TSK’ın ideolojik kadrolaşması dini hassasiyetleri olan kadroları tasfiye etmiş olarak şekillenmiş durumda. Bununda mutlaka aşılması gerekiyor. Siyasi iktidarsızlık döneminde olduğu gibi tekrar bir depreşmenin olmaması için zorunlu bir durum bu. Bilgi ve beceri esas alınacak şekilde yeniden bir düzenleme yapılması oldukça önemli bir konu…
on5yirmi5