Başbakan Erdoğan Cumhuriyet tarihinden bugüne ihracatta gelinen noktayı özetledikten sonra iktidarları döneminde yaptıkları iktidarı kıyasladı ve 100. yılda bu başarının taçlandırılıcağını açıkladı. Erdoğan şunları söyledi..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ”Bugünlerde yaşanan tartışmalar da bir kez daha göstermiştir ki Türkiye, yeni bir Anayasaya, yasalarında da çok ciddi bir reforma artık her zamankinden daha fazla ihtiyaç duymaktadır” dedi.
TİM 2023 için hedeflerle ilgili çalışmaları yaptı. Teşekkür ediyorum. Büyük düşünmeyenler büyük hedeflere varamazlar… Bu 100 milyar dolar hayaldi ama aştık. Büyükekşi potansiyelin 500 milyar doların üzerinde… İnşaallah bunu başaracağız… Bu millete lider hareketler yakışır…
Petrol kuyumuzun olmaması dezavantaj değil aksine, avantajımızadır. Bizi bilişimle yeni yollar açacağız. Petrol zengini ülkeleri görüyorsunuz hep hazırdan götürüyor. 2023’te, ilk zamanki rakamları 500 milyar dolara çıkaracağız. Sizlerle oturup konuştuğumuzda da bu kararlılığı görüyorum. Onun için hedeflerimizi buna göre veriyoruz. 2023 hedefleri çok yeni ve taze başlangıç oldu. Bütün siyasilerin 2023’ü konuşuyor olması bizi sevindirmiştir. Bizim bu ülkeye bu millete borcumuz var. Gelecek kuşaklara farklı ve büyük bir Türkiye bırakma gayreti içerisinde olmalıyız. Bu seçimlerin Türkiye’nin önünde beyaz bir sayfa açtı. İhracat artışının demokratikleşme ve aktif dış politikaya paralel geliştiğini görürsünüz bakarsanız.
Türkiye’nin elde ettiği istikrar ve güven ortamında elde edilen reformaların sonuçlarıdır. Demokrasi ile ekonomik büyümenin paralelliği at başı gitmektedir. 12 Haziran ile başlayan süreç büyük önem arz ediyor. Türkiye’nin her alandaki standartlarını daha yükseğe çıkararak ualaşacağız. Meselemiz 500 milyar değil bölgesinin ne güçlü ülkesi haline getirmektir.. Hiç kuşkunuz olmasın demokrasi hedefleri gerçekleştikçe Türkiye ekonomisi de güçlenecek. Bazıları işte kriz çıkacak mı diyor Arakdaşlar geçin bunları Türkiye sağlam adımlarla yürüyor. Krizi isteyenler yıllardır bunu söylüyor.
1946’dan itibaren Türkiye ekonomisi konuşuyor. İdeal demokrasiyi tartışıyor. Badireler atlattık. Müdahalelerle kesintiler yaşadık. Bu millet hiç umudunu yitirmedi sandığa sahip çıktı. Sandığa çarpı koymadı. Benim ülkemde sandığa çarpı koyanlar demokrasi ve özgürlükten bahsedemezler.
12 Haziran’ın en büyük mesajı budur. Millet artık demokrasiyi benimsemiş, içselleştirmiştir. Millet her türlü mesele karşısında sandığa gidip oy kullanıyor. Yetki ve kararın milletin elinde olduğu kültürü Türkiye’de yerleşmiştir. Son 8 yılda yaşananlar ibret vericidir. Millet çetelere karşı çok basiretli duruş sergilemiştir. Cumhurbaşkanlığı olsun Anayasa’da olsun millet son sözü söylemiştir. Katılım yüksek gerçekleşti. İşte seçimim tablosu. Türkiye ileri demokratik standartlara ulaşmış ve benimsemiştir. Her türlü engellemelere rağmen sandığa gitmiştir.
12 haziran ile birlikte sadece yeni beyaz bir sayfa açılmadı. Türkiye’nin önünde engin bir ufuk, farklı bir vizyon açılmış oldu. Dünün parametreleri artık dünde kaldı. Millet tartışmalara son noktayı koydu.
Biz diğer yüzde 50 bize neden oy vermedi diye araştırıyoruz. 12 Eylül’de olduğu gibi de biz yüzde 50’yi anlamak için çaba sarf ediyoruz. Bizim araştırma ve değerlendirmemiz sürüyor. Kendi öz eleştirimizi içimizde yapıyoruz. Aynı öz eleştirinin diğer partilerce de yapılmasını istiyoruz. Muhalefet demokrasinin vazgeçilmez unsurudur. Kaliteli seviyeli, yapıcı ve ufku olan bir muhalefet Türkiye için yol gösterici olacak ve Türkiye’ye katkı sağlamaktır. Türkiye bu kadar değişmiş ilerlemişken 1950’lerdeki tezlerle konuşmak, milleti suçlamak, millete sendromlar yakıştırmak talihsizliktir.
Seçim başarılarına bakarak gurur ve kibirden sakınıyoruz…
Bu zamana kadar bize seçim sürecinde ağır hakaretler küfürler yapıldı. Biz görmezden geldik. Haklarımızı helal ettiğimizi diledik. Ama muhalefetin o tablosunu kimse görmedi. Beyaz siyasetin bu tablosu bizim tarafımızdan asla kirletilmeyecektir. Yeni sürecin hakaret iftira ve kavga ile değil tamamen demokratik anlamda ilerlemesi bizim için öenmlidir. Bugünlerde yaşanan tartışmalar da gösterdi kki Türkiye’nin yeni bir anayasaya yasaların da ciddi reformlara ihtiyacı var. Her değişiklikle engelleme ve ithamlarla karşılaştık. Dün bizim tek başına mücadele verirken bazılarına dokununca ses çıkarmaları manidardır.
Milli irade üzerinde hiçbir engeli ve gölgeyi kabul etmiyoruz. Türkiye bir hukuk devletidir. Anayasa’da yapacağımız değişiklik konusunda yalnız kaldık hatırlıyorsunuz. Yasalara karşı eleştirimiz var ama bu bunları çiğneyeceğimiz anlamına gelmiyor. 12 Haziran seçimlerine girerken en büyük projemiz yeni anayasa oldu. Bu geniş uzlaşma ile yapılacak.
Burada bütün kesimlere sesleniyorum. Gelin, bütün önyargıları bir kenara bırakalım, ön şartları bir kenara bırakalım, geçmişteki olumsuzlukların ürünü refleksleri bir kenara bırakalım. Özgürce konuşalım, tartışalım, tekliflerimizi ortaya koyalım. Birbirimizin önünü kesmek değil, birbirimizi tamamlamak için çalışarak, mümkün olan en geniş uzlaşmanın ürünü bir yeni Anayasa metni hazırlayalım.
Halkımızın iradesi olsun. işte aradığımı buldum denilen bir anayasa olsun. Anayasayı hiçbir zorlamaya maruz kalmadan sivil siyaset ve kuruluşlar eliyle yapacağımızı dosta düşmana gösterelim. Biz diyoruz ki sıfır km yepyeni araçla yolumuza devam edelim… Mevcut yapı içinde bilr 8,5 yılda buralara gelen yeni Türkiye’nin takdirini ben sizlere bırakıyorum.
Biz diyoruz ki, kaportası yamulmuş, motoru sürekli tekleyen, elektrik aksamı güven vermeyen bu arabayı bırakalım ve sıfır kilometre yepyeni bir araçla yolumuza devam edelim.
haber7.com