Üzerinden 1 yıl geçen Uludere katliamının sorumluları halen kamuoyu ve yargının önüne çıkarılmadı. Siyaset Uludere mi? Roboski mi? gibi kısır tartışmalarla zaman harcarken süreç demokratik açıdan nasıl işliyor? Çözüm ya da çözümsüzlük kime ne getirir, kimden ne götürür? İlhami Işık (Balıkçı) Hür Haber için yorumladı. İşte Işık’ın tespitlerinden öne çıkan bölümler:
ULUDERE KUDÜS MÜ OLUYOR?
“Uludere Kürtlerin Kudüsü’dür” söylemi çok zorlama bir söylem. Bu kimileri için bir kırgınlık ve öfkeyle, kimileri için de siyasi amaçlar uğruna dile getirilen bir söylem. Bunun bir sosyolojik karşılığı yok. Evet Uludere Kürtlerde derin bir acıya neden olmuştur. Kürtlerin onuru burada ciddi anlamda kırılmıştır. Bu doğru. Ama konunun ‘Kudüs oluyor’a getirilmesini birilerinin bilinçaltı öfkesi olarak anlamak lazım.
HİÇBİRŞEY GÖRMEZDEN GELMEYİ SAĞLAMAZ
Fakat bu ne kadar abartılı olursa olsun Uludere’de yaşanan faciayı da görmezden gelecek bir durum olarak algılanmamalı. İpuçlarını, bilgileri ve gerçeklikleri yerli yerinde kullanmak gerekiyor. Uludere’de bir acı yaşanmıştır ve çözülmediği sürece barışın önünde kocaman bir duvar olarak kalmaya devam edecektir.
ACIYI YAŞAYANLAR ULUDERELİLER, DİĞERLERİNİN DERDİ İKTİDAR
Uludere’de yaşanan büyük acı ve o insanların öldürülmesi ile bunu iktidara karşı farklı kompozisyonlarda sürdürmek de farklı durumlardır. Uludere’de evlatlarını kaybedenler acıları ile başbaşa iken onlara sahip çıktığını söyleyen grupların birçoğu bunu sadece iktidarın ayağına basmak için kullanılacak bir olay olarak görüyor.
BU ULUDERE SEVDASI DEĞİL!
Bir kere dün Uludere’yi tümüyle görmezden gelen Türkiye’nin en önemli kesimlerinin bugün iktidara yönelik Uludere’yi canlı tutması anlamsız. Bu Uludere sevdası değildir. Başka birşeydir. Türkiye’de şiddet çağrıştıran bir çok eyleme sessizlerdi. Hatta bazılarına öncülük ediyorlardı. Bugün sırf iktidarın zarar görmesi umudu gördükleri bu olaya bu denli sarılmalarının sevdadan olmadığı aşikardır.
DÜN ŞİDDETLE OMUZ OMUZA…
Uludere’yi kullananlar PKK tarafından 3 çiftçinin İzmir’de infaz edilirken neredelerdi? Başbağlar olayında neredelerdi? Örnekler çoğaltılabilir. Hakkaniyetli olmak lazım. Evet Uludere’nin sonuna kadar takipçisi olmak lazım. Uludere’yi sonuçlandırmak lazım. Ama Türkiye’nin genel demokratik yolu anlamında da gerçeklikleri canlı tutmak lazım. Yapılan bu değil. Böyle olunca da Uludere’deki acıdan kendilerine fayda umanlar bunu istismar aracı haline getiriyor. Düşman iktidar olarak belirlenmiş. O hedefte herşey mübah…
TEMİZÖZ’ÜN İNFAZLARI ONLARA NEYİ HATIRLATIYOR?
Bu kesimler JİTEM davasında, Temizöz davasında bir gün bile çözüm istemediler. Bir eylem bile yapmadılar. Temizöz’ün işlediği cinayetler kasıtlı bilinçli hedef seçerek ve Uludere’yi kat kat aşacak potansiyeldeki eylemlerdir. İnsanlar bilerek infaz edilmişlerdir. Uludere’de ise bir kasıt yok. Küçümsemek anlamında söylemiyorum ama bu böyle. Ancak böyle baktığımız zaman durumu tarafsız bir gözle görebiliriz. Bu kesimin olmayan iyi niyeti Uludere’nin çözülmesinin önünde de malesef büyük bir engel.
İKTİDAR ZAAFİYET İÇERİSİNDE
İktidar bence ‘Uludere iktidara karşı yapılmış muhteşem bir operasyondur’ tanımlamasından doğru sonuçlar çıkaramamıştır. Ve bu bir zaaftır. Hem sana karşı yapılan bir operasyon olarak bunu tespit ediyorsun. Hem de bu operasyonu boşa çıkarmak anlamında Uludere’yi sonuçlandırmıyorsun. Uzattıkça uzatıyorsun ve bunu sana karşı kullanıyorlar. Burada bir iktidar zaafı vardır.
Hür Haber