‘Bu ülkede her şey sandıkta olacak’

Olaylar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orta Doğu Teknik Üniversikesi (ODTÜ)’nde yaşanan öğrenci olayları ile ilgili tehlikeli bir tırmanış olduğunu belirterek, ana muhalefet partisi CHP’yi, 1960-1...
EMOJİLE

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Orta Doğu Teknik Üniversikesi (ODTÜ)’nde yaşanan öğrenci olayları ile ilgili tehlikeli bir tırmanış olduğunu belirterek, ana muhalefet partisi CHP’yi, 1960-1970’lerdeki öğrenci olaylarını yeniden çıkarmaya çalışmakla suçladı.

Erdoğan, "CHP, son birkaç yıldır her fırsatta dikkat edin, sokak sokak direniş çağrısı yapıyor. Sokak sokak direniş çağrısına karşılık bulamayan CHP, şu anda bu öğrenci olaylarını teşvik ederek, adeta sokak sokak direniş çağrısını bir kez daha öğrenciler üzerinden gerçekleştirmeye çalıyor. BDP; nasıl Doğu’da, Güneydoğu’da, diğer büyük şehirlerde masum çocukların eline taş verip onları polisin üzerine sürüp, o çocukların arkasına saklanıyorsa, bugün de CHP gençlerin eline taş verip, molotof verip onların arkasına saklanıyor. Bu yol çıkmaz sokaktır. Bu senaryo bayat bir senaryodur. 1960’larda, 70’lerde gençleri tahrik eden bu zihniyet, bugün de aynı yolu, aynı metodu izliyor ama buna ne milletimiz ne de biz izin vermeyiz, mahal vermeyiz. Bu ülkede her şey sandıkta olacak, sandıkta. Alabiliyorsan neticeyi sandıkta al. O neticeye eyvallah deriz.” dedi.

Başbakan Erdoğan, ”Hükümetle bir hesabı olan varsa bu hesabı sokakta değil, sandıkta görsün. Bu millet, bu hükümete ‘4 yıl çalış arkadaş’ diyor ve yüzde 50 ile bu görevi veriyor. Buna saygı duyacaksın. Buna saygı duymak zorundasın. Bu yollarla bunu değiştiremezsin.” açıklamasında bulundu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Sincan 1. Organize Sanayi Bölgesi (OSB)’nde, ASO 49. Yıl Başarı Ödülleri Töreni’ne katıldı. Törende; kurumlar vergisi, gelir vergisi, ihracat ve Ar-Ge alanlarında şirketlere ödülleri takdim edildi. Erdoğan’ın, kurumlar vergisi ödüllerini dağıttığı törende, diğer ödülleri ise Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan dağıttı.

"ÖĞRENCİLERE NASIL MOLOTOF YAPILACAĞINI MI ÖĞRETTİLER?"

Ödüllerin takdiminin ardından kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, ODTÜ’de çıkan olaylara da değindiği konuşmasına, “Beni buna sevk eden yanlış bilgilendirmelerdir.” diye başladı. TÜBİTAK’ın, ODTÜ yerleşkesi içindeki Uzay Bilim Merkezi’nde Göktürk-2 uydusunun uzaya fırlatılışını izlediklerini anlatan Erdoğan, Göktürk-2’nin uzaya gönderilişinin tarihi bir gün, ülke için bir iftihar vesilesi olduğunu vurguladı.

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Ne yazık ki 10 gündür Türkiye’de başka bir konu konuşuluyor. Göktürk-2 uydusunun fırlatma töreninin yapıldığı ODTÜ’de gerçekleşen şiddete dayalı protesto eylemi tam 10 gündür ülkemizin gündemini işgal ediyor. Göktürk-2, sadece o anda canlı yayında verildiği kadar verildi. Ertesi gün şöyle bir kenardan, köşeden es geçildi. O kadar. Bu ülke için bir ilk. Bilimse bilim, teknoloji ise yüksek teknoloji, bu alanda ilk defa bir ilke damgasını vuruyor. Yani sen bununla övünmeyeceksin de neyle övüneceksin. Ben şimdi yazılı ve görsel medyaya sesleniyorum. Siz bu ülkenin sevincini milletçe paylaşmak için acaba ne zaman adımlar atacaksınız? Şu iki fotoğrafı gözlerinizde canlandırmanızı ve bu iki fotoğraf üzerinde dikkatle düşünmenizi istiyorum. Bir tarafta uzaya gönderilen bir uydu var, yerli imalat olan bir uydu var ki inşallah en kısa zamanda artık Çin’den değil, artık ülkemizde Karadeniz’den, Ege’den, Akdeniz’den bunu fırlatacağız. Onun da çalışmaları yapılacak. Türkiye’nin artık uydu teknolojisinde dünyanın 25 ülkesinden biri olduğunu gösteren bir fotoğraf var, diğer fotoğrafta ise en ilkel saldırı aracı olan, ilk çağların hatta tarih öncesinin silahı olarak kabul edilen sapan var. Ama sapanla ne atılıyor? Demir leblebi atılıyor. Kime atılıyor? Polise atılıyor. Polis ne oluyor? Düşman oluyor. Ertesi gün gazetelerde köşe yazarları hala utanmadan, sıkılmadan, ‘polisimiz biber gazı sıkmış’. E ne yapacaktı? Sadece olayda demir leblebi atmak yok. Sırtlarda, çantaların içinde kilit taşları, bunun yanında molotoflar, o da geç bir taraftan da kampüsün içinde otomobil lastikleri yakılıyor. Bu üniversitenin kampüsünün içerisinde otomobil lastikleri yakılıyor. Şimdi ben merak ediyorum; bu okulun yönetimi, akademisyenleri, bu öğrencilere bu işi mi öğrettiler? Nasıl sapan kullanılır, hangi cins kullanılır? Veya araba lastikleri ne zaman, hangi ortamda, nasıl yakılır? Veya molotof nasıl yapılır, kimlere nasıl atılır? Bu mu öğretildi bunlara.”

Erdoğan, kendisinin de öğrenci olduğunu ancak kimsenin burnunu kanatmadıklarını, bu anlayış içinde yetiştirildiklerini belirtti. Başbakan Erdoğan, “Şu anda da aynısını yapıyoruz. Şu anda da benim gençlerimize hep tavsiyem o. Siz elinde döner bıçağı olan gençlik olmayacaksınız, siz elinde molotofla dolaşan gençlik olmayacaksınız. Siz bilgisayarla dolaşan gençlik olacaksınız. Siz bu ülkenin yarınlarını hazırlayan gençlik olacaksınız.” ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE’DE ÜNİVERSİTELERDEKİ OLAYLARININ MASUM OLMAYAN BİR GEÇMİŞİ VAR"

Medyaya eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “Ben bu eylemlere karışan öğrenciler ya da sözde öğrenciler konusunda onların sırtını sıvazlayan hocalar, üniversite yönetimleri konusunda söyleyeceklerimi çeşitli vesilelerle söyledim. Ancak burada üzerinde hassasiyetle durulması gereken başka bir konu var. 10 gündür işte o medya kuruluşları şiddet uygulayan bu göstericilerin sırtını sıvazlıyorlar, 10 gündür sosyal medyada, televizyon ekranlarında, gazete sayfalarında bunların avukatlığı yapılıyor. 10 gündür bu şiddet içerikli gösteri adeta kutsanıyor. Bütün bunlar yetmezmiş gibi ana muhalefet partisinin genel başkanı çıkıyor asla tasvip edilemeyecek bu şiddeti övüyor, bu eylemcilerin sırtını sıvazlıyor, onları teşvik ediyor. Bakın işte bizim milletçe bu tavrın üzerinde dikkatle hassasiyetle durmamız gerekiyor. Türkiye’de üniversitelerdeki şiddet olaylarının maalesef hiç de masum olmayan bir geçmişi, bir tarihi var.” diye ifade etti.

"CHP BÜYÜK SORUMSUZLUK İÇİNDE"

Türkiye’nin bu konuda acı hatıraları olduğunu, acı sahneler yaşadığını belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

“1950’ye kadar yani Adnan Menderes hükümetine kadar öğrenciler tek parti hükümetinin politikalarını desteklemek amacıyla hep nümayişe sevk edildiler. 1950’den itibaren de bizzat CHP eliyle, bizzat CHP teşvikiyle istikrarı bozmak, hükümeti zora sokmak, sokakları savaş alanına çevirmek için yine öğrenciler tahrik edildi, maşa olarak kullanıldı. 1970’lerde bizzat benim neslimden birçok arkadaşım da kandırılan, kutuplaştırılan, kamplara bölünen o zavallı öğrencileri gördük, onların çatışmalarını bizzat yaşadık. Anadolu’dan, köyünden gelmiş, hiç büyük şehir görmemiş aynı sosyal tabakadan, aynı çevreden, aynı kültürden gelen iki öğrenci. Biri sağcıların eline düşüyor, biri solcuların eline düşüyor. Ellerine silah veriliyor ve birbirlerini öldürüyorlar. Biz bunların hepsini yaşadık. 12 Eylül sonrasında Mamak başta olmak üzere maalesef zindanlarda bir araya gelebilen bu öğrenciler ne büyük yanlış yaptıklarını, ancak orada anlayabildiler ve ondan sonra da arkadaş oldular bir kısmı. Ama ne olaylarda ölenler geri geldi ne de o zindanlarda yaşanan zulümler telafi edilebildi. Türkiye’de bu kadar acı olaylar yaşanmışken, bu kadar ağır kayıplar verilmişken, CHP’nin bugün çıkıp, tıpkı tarihte yaptığı gibi şiddeti övmesi, şiddeti teşvik etmesi, bu öğrencilerin sırtını sıvazlaması çok büyük bir sorumsuzluktur.”

"BU ÜLKEDE HER ŞEY SANDIKTA OLACAK"

CHP’ye yönelik eleştirilerini sürdüren Erdoğan, “1960’larda, 1970’lerde bir neslin hayatıyla oynayanlar, nice genç fidanın 20’li yaşlarında toprağa düşmesine sebep olanlar, tarihten hiç ders çıkarmadan bugün aynı tehlikeli oyunu oynuyor. CHP, son birkaç yıldır her fırsatta dikkat edin, sokak sokak direniş çağrısı yapıyor. Sokak sokak direniş çağrısına karşılık bulamayan CHP, şu anda bu öğrenci olaylarını teşvik ederek, adeta sokak sokak direniş çağrısını bir kez daha öğrenciler üzerinden gerçekleştirmeye çalıyor. BDP; nasıl Doğu’da, Güneydoğu’da, diğer büyük şehirlerde masum çocukların eline taş verip onları polisin üzerine sürüp, o çocukların arkasına saklanıyorsa, bugün de CHP gençlerin eline taş verip, molotof verip onların arkasına saklanıyor. Bu yol çıkmaz sokaktır. Bu senaryo bayat bir senaryodur. 1960’larda, 70’lerde gençleri tahrik eden bu zihniyet, bugün de aynı yolu, aynı metodu izliyor ama buna ne milletimiz, ne de biz izin vermeyiz, mahal vermeyiz. Bu ülkede her şey sandıkta olacak, sandıkta. Alabiliyorsan neticeyi sandıkta al. O neticeye eyvallah deriz. Hükümetle bir hesabı olan varsa bu hesabı sokakta değil, sandıkta görsün. Bu millet, bu hükümete ‘4 yıl çalış arkadaş’ diyor ve yüzde 50 ile bu görevi veriyor. Buna saygı duyacaksın. Buna saygı duymak zorundasın. Bu yollarla bunu değiştiremezsin.” açıklamasında bulundu.

"BU TEHLİKELİ BİR OYUNDUR, BU BAYAT BİR SENARYODUR"

TBMM’deki bütçe oylamasında 321 kabule karşı 135 ret oyu çıktığını anımsatan Erdoğan, şunları söyledi:

“Muhalefetin toplam sayısı yaklaşık neredeyse 250’ye yakın. Nerede bu muhalefet? Ortada yok. Böyle sulu bir muhalefet olur mu? Böyle gayriciddi bir muhalefet olur mu? En ciddi meselede ortada yoksunuz. Neredesiniz? Sadece mikrofona çıkıp kürsüden hakaret etmekle muhalefet yapılmaz. Gel orada oyunu kullan, görelim seni. Yok tabii ama hükümetle bir alıp veremediğiniz varsa, bunun hesabını çocukların, bunu hesabını gençlerin canı üzerinden değil, sandıkta verin. Sandık dışında yol arayanları, geçmişte olduğu gibi kestirme yol arayışına girişenleri milletim affetmedi, affetmez ve ben inanıyorum ki affetmeyecek. Allah korusun, bir başka siyasi parti kendi kitlesini bu öğrencilerin karşısına dikerse o zaman CHP genel başkanı ne diyecek? Bu sorumsuzluğun hesabını nasıl verecek? CHP, tarih boyunca bu olayların hesabını vermedi. Darbelerdeki rolünü sorgulamadı. Öğrenci olaylarındaki rolünü sorgulamadı. Çorum’daki, Sivas’taki, Kahramanmaraş’taki rolünü sorgulamadı. Bugün çıkıp sorumsuzca şiddet uygulayan eylemcilerin sırtını sıvazlamak, klasik bir CHP pişkinliğidir.”

Medyayı ve muhalefet partilerini, öğrenci olaylarını istismar etmekten, öğrenci olayları üzerinden tehlikeli bir oyun oynamaktan sakınmaya çağırdığını dile getiren Erdoğan, “Hiç kimse bu ülkeye yeni acılar yaşatma hakkına sahip değildir. Hiç kimsenin, 12 Eylül öncesi provokasyonları bu ülkeye yaşatma arzusu, isteği, özlemi olamaz. Bu tehlikeli bir oyundur, bu bayat bir senaryodur. Bu geçmişte maalesef bizzat CHP eliyle yaşadığımız acı bir tecrübedir.” diye konuştu.

aktifhaber.com