Toplumsal hafızamızı yokladığımızda bu tür saldırıların gerek tüm askeri darbe süreçlerinde ve gerekse 28 Şubat post-modern darbe sürecinde de değişik şekillerde yaşandığını hatırlarız. Bu tür kaos ortamlarının insanların bilincini nasıl kör ettiği ve nasıl gayri insani neticelere yol açtığı ortadadır.
Kadın ve Demokrasi Derneği ve aşağıda adı geçen sivil toplum örgütleri olarak bu Basın Bildirisini kendimize bir borç biliyor ve görüşlerimizi sizinle paylaşmak istiyoruz.
Son iki haftadır ülkemizde yaşanmakta olan çevre hassasiyeti ile başlayıp başlangıçtaki maksadından çıkarak anarşik mecralara taşınan ve ülkemizin huzur ve güven ortamını hedef alan eylemlerin toplumsal huzuru bozarak vandal bir hal aldığı hepimizin malumudur. Ancak bu yaşanan olaylar içerisinde basından öğrendiğimiz üzere genç bir anne olan Z.D ve altı aylık bebeğine insan vicdanının asla kabul edemeyeceği galiz kūfür içerikli, sözlü ve fiziksel şiddet uygulanmasını esefle kınıyor ve bu saldırıyı gerçekleştirenlerin adalet önünde hesap vermelerini Türkiye Cumhuriyeti’nin yüksek yargı mercilerinden bekliyoruz.
Bir düşünürün; ”bana ne söylediğini unutabilirim, bana ne yaptığını da unutabilirim ama bana kendimi nasıl hissettirdiğini asla unutamam” dediği gibi, genç anne de yaşadığı bu travmayı hala atlatamamış, uğradığı bu şiddet ruhunda telafisi imkânsız zararlara yol açmış ve bebeği sütten kesilmiştir. Olaylarla hiçbir ilgisi olmayan Z.D. ve onun gibilere yapılan insanlık dışı bu tür saldırılar maalesef toplumsal huzurumuzu bozmakta ve farklılıklarımızla birlikte yaşamak için verdiğimiz mücadeleye zarar vermektedir.
Bu anarşi ve terör ortamında kim tarafından yapılırsa yapılsın şiddetin her türlüsüne itirazımızı ifade ile, yine bu tür ortamlarda en çok şiddete maruz kalanın kadın olduğunun bilinci ile, bu olayın özelde Z.D.’ye genelde ise kadına ve tüm insanlığa yapılmış bir saldırı olduğuna inanıyor, kendi hak ve özgürlükleri için Taksim Meydanı’na çevre duyarlılığı talebi ile giden vatandaşlarımızın ve sivil toplum örgütlerimizin de bu olayı kınamalarını bekliyoruz.
Toplumsal hafızamızı yokladığımızda bu tür saldırıların gerek tüm askeri darbe süreçlerinde ve gerekse 28 Şubat post-modern darbe sürecinde de değişik şekillerde yaşandığını hatırlarız. Bu tür kaos ortamlarının insanların bilincini nasıl kör ettiği ve nasıl gayri insani neticelere yol açtığı ortadadır.
Bu vesile ile kadim kültür geleneğimiz tanıklığında tek renk ve tek tip insanların yaşadığı beton bir ülkede değil farklı renklerin zengin bir mozaik halinde var olduğu bir ülkede yaşamak arzumuzu kamuoyuna bildirir, saygılar sunarız.
Kadın ve Demokrasi Derneği ( Kadem)
Meridyen Derneği
Hazar Eğitim Kültür ve Dayanışma Derneği
Başkent Kadın Platformu Derneği
Hazar Derneği, Meridyen Derneği,
Başkent Kadın Platformu,
İlke İlim Kültür ve Dayanışma Derneği,
Koruyucu Anneler Derneği,
Yeryüzü Anneler Derneği.