“Gezi olaylarının Mayıs’ta çıkması manidar”

Olaylar
Başbakan Erdoğan, tencere tava çalarak komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu belirterek, “Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız” dedi. Başbakan Recep ...
EMOJİLE

Başbakan Erdoğan, tencere tava çalarak komşuyu rahatsız etmenin suç olduğunu belirterek, “Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız” dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Kastamonu Havalimanı ve yapımı tamamlanan diğer tesislerin toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada, ramazan ayının, ülke, millet, tüm insanlık için, kalıcı bir barışa vesile olmasını diledi.

Kastamonu’ya, 4 Mayıs 2011’de yaptığı ziyareti anımsatan Erdoğan, dönüşte, Ankara yolunda, konvoya yapılan saldırıda şehit düşen polis Recep Şahin’i de rahmetle andı.

Kastamonu’da tarihi bir an yaşandığını dile getiren Erdoğan, “Kastamonu’nun, yarım asırlık bir rüyasını gerçeğe dönüştürüyoruz. İşte bir tarafta Kastamonu havalimanı, arkamda da gördüğünüz gibi tüm eserler bugün aynı zamanda bir toplu açılışı da gerçekleştiriyoruz, sadece havalimanı değil” dedi.

“Kastamonu çok daha hareketlenecek”

Şu ana kadar haftada 4 uçuş yapıldığını aktaran Erdoğan, “Bakanıma da söyledim, bunu her güne çıkarma gayreti verelim, THY yapamayacaksa özel sektörü de gerekirse bunun içine dahil edelim dedik. Çünkü şu an itibarıyla yüzde 75 doluluk oranı var. Yüzde 75 doluluk olduğuna göre Kastamonu çok daha hareketlenecek, yazıyla kışıyla. Öyleyse bunu çok daha verimli hale getirmemiz lazım” diye konuştu.

Ilgaz Dağı’nın da kendileri için her şeyiyle önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Oradaki piknik alanları vesaire onların yanında kalıcı mekanların oluşturulması da Ilgaz’a ayrı bir zenginlik kattı, kışın bir başka, yazın bir başka. Şimdi biz bir de istedik ki Ilgaz’ın o virajlarından vatandaşımızı kurtaralım, Ilgaz’ı delelim Çankırı ile bütünleştirelim. Onun için de şimdi tüneli yapılıyor. Onun için yola çıkarken ne dedik ‘biz Ferhat’ız siz Şirin’. Ferhat dağları delerek nasıl Şirin’e ulaştıysa biz de dağları delerek milletimize Şirinimize ulaşıyoruz ve bu kararlı bir şekilde yürüyor, yürüyecek. Bugün bu havalimanıyla ilgili rüyayı gerçekleştirmenin, hep birlikte iftiharını, bahtiyarlığını yaşıyoruz.”

Kastamonu’da sadece havalimanının açılışını gerçekleştirmekle yetinmediklerini söyleyen Erdoğan, “Bugün, Kastamonu’da, havalimanı dahil, özel sektör yatırımları dahil, kamu yatırımları dahil, toplamda 261 milyon liralık yatırımı resmen açılışını yapıyoruz. Yani 261 trilyon” dedi.

“Siyaset, kavga etme sanatı değil”

Siyasetin kendileri için hizmet üretme sanatı olduğuna dikkati çeken Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

“Siyaset, kavga etme sanatı değildir. Siyaset, münakaşa, çatışma, karalama, engelleme sanatı değildir. Bize hakaret edenlere diyorum ki: Siz de bir ağaç dikin alkışlayalım sizi. Bir ağaç dikin, alkışlayalım. Siyaset, milletin verdiği yetkiyi heba etme, milletin verdiği temsil yetkisini çarçur etme sanatı değildir. Biz siyaseti millete hizmetin bir aracı olarak görüyor, her anımızı milletimize hizmet yolunda sarf ediyoruz. Yaylalardan köylere kadar, beldelerden ilçelere kadar, şehirlerimizden büyükşehirlerimize kadar, her ölçekte, her kademede milletimize hizmetle meşgul oluyoruz.

Bu millet bize, ‘Allah razı olsun, taş üstüne taş koydu’ desin bu bize yeter. Bu millet bizim arkamızdan hayır duası etsin, emin olun bu bize yeter. Eğer bu aziz milletin gönlüne misafir olabildiysek, orada kendimize bir yer edinebildiysek, bu bize ziyadesiyle yeter. 10,5 yıl boyunca millete hizmet ürettik, Allah izin verdiği, Allah nefes verdiği, sizler de takdir ettiğiniz müddetçe, millet için, Türkiye için, insanlık için hizmet üretmeye, gayret göstermeye devam edeceğiz. Derdimiz, Türkiyemizi muhasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkarmaktır. Hedef 2023’tür. Cumhuriyetimizin 100. yıl dönümünde dünyanın ilk 10 ülkesi arasına Türkiyemizi sokmaktır.”

“Şehitlerimiz, bizim kutup yıldızlarımızdır”

Erdoğan, birkaç gün önce Ankara’da şehit yakınları ve gazilerle iftar sofrasında bir araya geldiklerini, dertleşerek, hasbihal ettiklerini hatırlatarak, şöyle devam etti:

“Orada da ifade ettim: Şehitlerimiz, bizim kutup yıldızlarımızdır. Şehitlerimiz, bizim iftihar kaynağımız oldukları kadar istikbalimizi de aydınlatan fenerlerimizdir. Biz şehitlerimizin fedakarlıkları sayesinde bu topraklarda istiklal içinde yaşıyoruz. Şehitlerimizin mirası olan bu topraklarda, onların hürmetiyle, onların himmetiyle huzur ve refah içinde geleceğe ilerliyoruz. Allah’ın izniyle de o şehitlerimize hiçbir zaman mahçup olmayacak, şehitlerimizin ruhlarını incitecek hiçbir girişimin içinde ya da ardında bulunmayacağız. Şehitlerimiz nasıl ki bizim istiklalimiz, bizim istikbalimiz için canlarını verdiyse biz de bu ülkenin istiklalini güçlendirmek, istikbalini daha da aydınlatmak için onların izinden geleceğe yürüyeceğiz.

“Şiddet yanlısı değil ülkeye ne kazandırırım gayretinde bir gençlik”

Başbakan Erdoğan, iktidara geldiklerinde Türkiye’de 76 üniversite bulunduğunu, şu anda ise 172 üniversite ile geleceğe yürüdüklerini vurgulayarak, şöyle devam etti:

“Eğitimli bir gençlik, aydınlık bir gençlik. Elinde palayla dolaşan değil bilgisayarıyla dolaşan bir gençlik. Elinde molotofkokteyliyle kamu mallarına, özel sektöre, vatandaşın ticarethanesine zarar veren, şiddet yanlısı bir gençlik değil. Bu ülkeye ne kazandırırım gayreti içerisinde olan bir gençlik. Bu gençliğin önünü açma görevi bizim, ama o yoldan yürüme görevi sizin. Siz bunu başaracaksınız. Hiçbir zaman bu molotofçularla sizi mukayese etmemiz mümkün değil. Molotofkokteyli kullanmak suçtur, tencere tava kullanmak, mutfakta değil haa… Komşuyu rahatsız etmek suçtur. Bunu ceza olarak söylüyorum, suçtur. Ben söylemiyorum, yasalar söylüyor. Onun için bu tencere tavacıları da çekinmeden sizler yargıya taşıyacaksınız. Çünkü bu milletin huzurunu bozmaya kimsenin hakkı yok. Her şeyi devletten beklemeyin, müracaatınızı yapacaksınız, yargıya bildireceksiniz, herkes haddini bilsin. Bu da bir çevre kirliliğidir, çevre kirliliği sadece çöpü sokağın kenarına, caddeye bırakmak değil. Çevre de sadece yeşil değil. Ses kirliliği çevreciliği tehdittir, görüntü kirliliği çevreciliği tehdittir. İşte bütün bunlara karşı hep birlikte tedbirimizi alacağız. Kimsenin kimseyi rahatsız etmeye hakkı yok.”

“En büyük tuzak Allah’ındır”

Güçlü bir Türkiye’yi kimsenin istemediğini kaydeden Erdoğan, “Onun için geleceğe yönelik kader çizgilerini biz beraber belirleyeceğiz. Çok gayret edeceğiz, çok çalışacağız. Bazıları tuzaklar kuruyor, varsınlar kursunlar. Ama en büyük tuzak Allah’ındır. Onun tuzağının üzerinde tuzak yoktur ve ardında bir tuzak vardır ki o da milletin tuzağıdır. Milletin kurduğu tuzakla da kimse rekabet edemez. Milletin tuzağı nerede? Sandıkta. En büyük meydan sandık meydanıdır. Her zaman söylüyorum, ne aldatan olacağız ne aldanan olacağız. Türkiye’ye yönelik saldırılara karşı, kirli senarylolara karşı göğsümüzü gerecek ve yolumuza da devam edeceğiz. Birbirimize inanacağız, birbirimize güceneceğiz. Allah’ın izniyle bütün bu tuzakları da bozuyoruz, bozacağız” diye konuştu.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından eşi Emine Erdoğan, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Orman Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Kastamonu Havalimanı’nın da aralarında yer aldığı 45 tesisin toplu açılışını yaptı.

Başbakan Erdoğan, Kastamonu Valiliğini ziyaret etti

Başbakan Erdoğan daha sonra Kastamonu Valiliğine geçerek Vali Erdoğan Bektaş ile basına kapalı görüştü. Ziyaretten sonra Valilik binası önünde bekleyen vatandaşları dinleyen Erdoğan, ardından hemen ön tarafta bulunan Cumhuriyet Meydanı’nı, eşi Emine Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ile gezdi.
Şerife Bacı anıtı önünde fotoğraf çektiren Erdoğan ve eşi, daha sonra bir banka oturarak, vatandaşlarla sohbet etti.

“Biz kimsenin iç işlerine karışmayız ve karışmıyoruz”

Başbakan Erdoğan, Kastamonu Havalimanı ve yapımı tamamlanan bazı hizmet ve eserlerin toplu açılışı için geldiği Kastamonu’da Valiliğin şehir stadyumunda verdiği iftara katıldı.

Burada vatandaşlara hitap eden Başbakan Erdoğan, İslam’ın, sahip olunan medeniyetin, kültürün zayıfın, ezilenin, mazlumun, hakkı elinden alınanın yanında olmayı gerektirirdiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:

“Biz, kimsenin iç işlerine, iç politikasına, hukukuna karışmayız ve karışmıyoruz ama biz, kardeşlerimizin, dostlarımızın, ezilenlerin adeta dili oluyoruz, onların dünyaya açılan sesleri oluyoruz. Bir kere, şu temel ilkeyi her daim hatırımızda bulundurmamız gerekiyor; kendin için istediğini, kardeşin için de isteyeceksin, komşun için de isteyeceksin. Kendisi için istediğini, kardeşi ve komşusu için de istemeyen, o isteğine kavuşamaz ve gerçek Müslüman da olamaz.”

“Biz, paylaşarak büyüyen bir milletiz”

Başbakan Erdoğan, kişisel hırsları, menfaatleri öne çıkararak kardeşlik yapılamayacağını, “Kardeş” denilenin elindeki bölüştürüp, kalbindeki paylaştırıp, kardeşini kendisine eş tutan kişi olduğunu belirtti.

Erdoğan, “Elindeki somunu yoksulla paylaşmayan, ihtiyaç sahibiyle paylaşmayan, yarın o somunu da bulamaz. Biz, paylaşarak büyüyen bir milletiz. Biz, ekmeğini de sevincini de tasasını da paylaştıkça büyümüş ve bu seviyelere ulaşmış bir milletiz” ifadesini kullandı.

Erdoğan, “Biz, AK Parti olarak, kurulduğumuz andan itibaren, Türkiye’de ve bölgemizde kardeşliğin yücelmesini, güç kazanmasını temel bir politika olarak benimsedik. Özellikle içeride terörün sona ermesi, Milli Birlik ve Kardeşliğimizin bizi birbirimize daha da yakınlaştırması, öncelikli hedefimiz oldu” diye konuştu.

“Çözüm Süreci”

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Çözüm Süreci”ne ilişkin de “Eğer bu süreç sabote edilmezse, eğer bu süreç kötü niyetliler, millet düşmanları tarafından engellenmezse, daha doğrusu geciktirilmezse, şiddetsiz, silahsız bir ortamda biz oturur, her meseleyi suhuletle çözüme kavuştururuz. Bizim önceliğimiz, kanın durması, gözyaşının dinmesidir” dedi.

Erdoğan, Türk Hava Yollarının haftanın her günü Kastamonu’ya uçak seferlerinin düzenleneceği müjdesini de verdi.

AA