‘İstanbul’da Deprem Riski Artıyor’

Olaylar
Merkezi Berlin’in hemen yakınındaki Potsdam kentinde bulunan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Almanca kısaltılmasıyla GFZ, yerbilimleri ve deprem araştırmaları konusunda Almanya’da, hatta konunun uzmanl...
EMOJİLE

Merkezi Berlin’in hemen yakınındaki Potsdam kentinde bulunan Jeolojik Araştırmalar Merkezi, Almanca kısaltılmasıyla GFZ, yerbilimleri ve deprem araştırmaları konusunda Almanya’da, hatta konunun uzmanlarına göre dünya çapında en önemli kurumlardan biri.

GFZ uzmanların Türk meslektaşlarıyla yaptığı ve İstanbul’un güneyinden geçen fay hattının, tek bir deprem yerine, en az 7 şiddetinde birden fazla depreme yol açabileceğini öne süren araştırmanın sonuçları, geçen Haziran ayında açıklandıktan sonra konuyla ilgili tartışmaların yeniden başlamasına neden olmuştu.

Marmara Bölgesi’nde 1999 yılında yaşanan depremden bu yana, yaklaşık 20 yıldır GFZ çatısı altında özel bir ‘İstanbul Masası’ oluşturan Alman sismologlar çalışmalarında kırılacak fay hattının nereden geçeceği sorusuna ve buna paralel erken uyarı sistemleri üzerine yoğunlaşıyorlar.

Kuzey Anadolu Fay Hattı, Marmara Denizi ve tüm bölgedeki en küçük sarsıntıları kaydeden uzmanlar ekibinin başındaki Profesör Marco Bohnhoff, İstanbul’da deprem riskinin sürekli var olduğunu, ancak son ölçümlerin bu tehlikenin ciddi ölçüde arttığını gösterdiğini ve önümüzdeki 30 yıl içinde Marmara Denizi’nde deprem olasılığının yüzde en az yüzde 30, en fazla yüzde 70 civarında olduğunu belirtiyor. Profesör Bonhoff, olası bir depremin büyüklüğünün en az 7 olacağı görüşünde.

GFZ’deki sismologların verilerine göre Kuzey Anadolu’dan başlayarak Marmara Denizi’ne kadar uzanan Kuzey Anadolu Fay Hattı’ndaki levhalar yılda 2 ve 3 santimetre arasında değişen bir hareketlilik içinde. Söz konusu hattı ‘dünyanın en aktif sismik kırılma çizgilerinden biri’ olarak tanımlayan Profesör Bonhoff, bölgede büyük levhalar arasında küçük birçok levhanın bulunduğunu, depremin şiddetinin levlaların kendi içinde kırılıp, kırılamayacağına ve gerilim birikme ve boşalma hızına bağlı olacağını savunuyor.

İstanbul’un 20 kilometre kadar güneyinde uzanan fay hattındaki levhaların çok parçalı kırılmasını ‘iyi ihtimal’ olarak niteleyen GFZ uzmanı, bu durumda sarsıntının daha az şiddette bir dizi deprem şeklinde ve 6.5 ile 7.3 arasında olacağını söylerken, tek parça kırılmasının ise, depremin daha büyük olmasına yol açacağını öne sürüyor.

Jeolojik Araştırmalar Merkezi uzmanları, İstanbul’da olası bir deprem ile bağlantılı ‘Erken Uyarı Sistemi’ için de çalışmalarını sürdürüyor. Özellikle Adalar civarında olmak üzere fay hattına yakın yerlere kurulan ölçüm aletlerinden alınan verilerin sürekli değerlendirildiğini belirten Profesör Bonhoff, bu cihazlardan gelen verilere göre, depremin 2-4 saniye öncesinden haber verebileceğini, bu kısa sürenin ise en iyi koşullarda gaz hatlarının ve köprülerin kapatılması, trafik lambalarının kırmızıya çevrilmesi için yetebileceğini, ancak binaların boşaltılmasının gerçekçi olmadığını aktarıyor.

İstanbul ve çevresinde 1999 yılının Ağustos ayında meydana gelen 7.4 büyüklüğündeki depremde en az 18 bin kişi hayatını kaybetmişti./Amerikanın sesi