Bu ülkeyi kimse kirli oyunlarla yıpratamaz

Olaylar
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Giresunlular Bağcılar’da Buluşuyor” programında yaptığı konuşmada, 2013 yılının mayıs ayında Türkiye’nin dünyada yeni bir döneme imzasını attığı...
EMOJİLE

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, “Giresunlular Bağcılar’da Buluşuyor” programında yaptığı konuşmada, 2013 yılının mayıs ayında Türkiye’nin dünyada yeni bir döneme imzasını attığını belirtti. 

“Faizler 4.6’ya kadar düştüğü bir an, tarihinin en düşük seviyesinde değerli kardeşlerim, birileri rahatsız oluyor” diyen Erdoğan, şunları kaydetti:

“Ve devasa bir ihale… Devletin cebinden bir kuruş çıkmadan 46 milyar dolara senede 150 milyon insanın gidip geleceği bir havalimanı ihale ediliyor. Devletin cebinden bir kuruş çıkmıyor ha ve 20 yıl çalıştıracaklar, 20 yıl sonra devlete teslim edecekler. Bakın, hemen bunun önünü kesmeye kalktılar. Bu havalimanını yapacak olan müteahhitlerimizi içeri almaya çalıştılar. Kim? Paralel yapı. Şimdi biliyorsunuz 3 tane kafadar var; Kılıçdaroğlu, Bahçeli, Pensilvanya… Bunlar vatansever değil be, bunlar bu milleti sevmiyor ya. Düşünebiliyor musunuz, dünyanın en büyük havalimanı yapılacak, ilk üçün içinde, bunun önünü kesiyorlar. Ha kesebilecekler mi? Hayır kesemeyecekler. Niye? Çünkü onun önünü kesmek hukuksuzluktur, kanuna aykırıdır. Bunları ortaya koyacağız ve gümbür gümbür orada dozerlerimiz çalışacak. Nisan ayının sonu, haziranın başı tarih veriyorum. Onun önünü kesmeye çalışanlar, gelecekler bizi ezecekler ancak öyle bunun önünü kesebilirler. Bu kadar açık konuşuyorum. Niye? Çünkü biz bu vatanı öyle durup dururken bulmadık.”

Giresun’u modern dünyayla buluşturacak adımlar

Erdoğan, yaptıkları çalışmalarla birlikte Giresun’u özellikle havalimanıyla modern dünya ile buluşturacak olan bu adımların, bu şehre ters göçü de getirebileceğini söyledi.

Sahil yoluyla İstanbul-Giresun arasındaki mesafeyi kısalttıklarını dile getiren Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Şimdi de havalimanını tamamlayarak, İstanbul-Giresun arasını inşallah bir saatin altına düşüreceğiz. Kardeşlerim, bundan 50-60 yıl öncesine kadar Karadeniz’in İstanbul’a ulaşımı gemilerle sağlanıyordu. Düşünün ki Hopa’dan yola çıkan gemi bütün limanlara uğruyor, eh 3 günde, bizim gittiğimiz zamanlar İstanbul’dan Rize’ye 3 günde ulaşabiliyorduk. Fakat Hopa’dan alırsanız bu 5 güne ulaşabiliyordu. Gemiye binenler uzun yolculuk için yataklarını, yorgunlarını adeta ambarlara seriyor, çıkınlarını açıyor, kemençe eşliğinde uzun mu uzun bir yolculuğa hazırlanıyordu, öyle mi?”

“Hasretlere son verdik”

Başbakan Erdoğan, “12 yılda her alanda gerçekten büyük yatırımlar gerçekleştirdik, çok önemli reformlara imza attık. Ancak bütün yatırımlarımız arasında ulaştırma yatırımlarının bizim nezdimizde çok ayrı bir yeri var” dedi.

Yaptıkları yollarla, açtıkları havalimanlarıyla, hızlı tren hatlarıyla, demir yolu hatlarıyla inşa ettikleri tünel, köprü ve viyadüklerle en başta sevenleri birbirine kavuşturduklarını anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

“En başta hasretlere son verdik. Türkiye’nin tüm illerinde olduğu gibi Karadeniz’de de çocuklar büyüdüklerinde okuyacak lise bulamıyor, üniversite bulamıyor, çalışacak iş bulamıyordu. Gençlerimiz mecburen şehirlerini terk ediyor, uzak diyarlara gidiyor, anneleri babaları derin bir hasretle maalesef baş başa bırakıyorlardı. İşte biz iki önemli iş yaptık, bir, şehirlerimizin asırlık ihtiyaçlarını karşılayarak bu göçün önüne geçmeye, şehirlerimizi kendilerine yeter hale getirmeye başladık. 81 vilayetimizde yeni derslikler açtık. Yeni anaokulları, ilk ve ortaokullar, liseler açtık. Giresun’da üniversitemiz var mıydı? Üniversiteyi biz açtık, artık üniversitemiz var. Aynı zamanda şehirlerimizde yatırımların artması, sanayinin, ticaretin, tarımın gelişmesi için her türlü desteği sağladık.”

Erdoğan, gençlerin şehirlerini terk etmesinin, gurbete gitmesinin sebeplerini tek tek ortadan kaldırdıklarını belirterek, şunları kaydetti:

“İkincisi de gurbette olanların kavuşturulmasının mücadelesini verdik. Ulaştırma yatırımlarıyla uzakları yakın eyledik. Şimdi Giresunlu hem Ordu-Giresun havalimanından istifade edecek, isterse Trabzon Havalimanı’ndan da istifade edecek, alternatifli öyle bir avantaj var. Aynı şekilde Ordu, hem Samsun Havalimanı’ndan istifade edecek, hem de Ordu-Giresun Havalimanı’ndan istifade edecek, alternatifleri var. Yani her an çok alternatifli bir şekilde halkımız, onunla olmazsa onunla bunu sağlayacak. Sevenleri birbirinden ayırmamak, uzakları yakın etmek, hasretleri tüketmek bizim AK Parti hükümetlerinin 12 yıla vurduğu en güçlü damga oldu.”

“Hayalleri gerçeğe ulaştırdık” 

Erdoğan, şöyle devam etti:

“Kardeşlerim, tabi bu bir öz güven meselesi. Bu öz güvenin arkasında Allah’ın izniyle sizler varsınız. Şunu unutmayın, değerli kardeşlerim: 12 yıl önce bizim hedef olarak gördüğümüz seviyelerin birileri hayalini dahi kuramıyordu. İşte bugün hayali dahi kurulamayan o seviyelere ulaştık. Hayalleri tek tek hedefe, hedefleri de tek tek gerçeğe ulaştırdık. Şimdi, çok daha büyük hedeflerimiz, çok daha büyük hayallerimiz var. Burada bir kez daha açık ve net söylüyorum: Türkiye’yi bu kutlu yürüyüşünden hiç kimse alıkoyamayacak. Bu aziz milletin istikbal yürüyüşüne hiç kimse engel olamayacak. Allah’ın izniyle, milletimizin desteği ve hayır duasıyla önümüze çıkan tüm engelleri aşacak, tüm hendekleri atlayacak, Türkiye’yi tek tek zincirlerinden, prangalarından koparacak, geleceği inşa edeceğiz.”

Türkiye üzerine kirli hesaplar yapanların, alçakça hesaplar yapanlar ve haince hesaplar düzenleyenlerin bir şeyi unuttuklarını kaydeden Erdoğan, “Bu ülke, dualar üzerine kurulmuş bir ülkedir. Bu ülke, şehitlerin kanı üzerine kurulmuş bir ülkedir. Türkiye Cumhuriyeti, aziz milletin fedakarlığıyla binlerce yıla sari bir devlet kültürünün üzerine bina edilmiş bir ülkedir. Her karışında şehitlerimizin kanı olan bu ülkeyi hiç kimse, hem de montaj kasetlerle, son derece kirli oyunlarla, planlarla yıpratamaz, bu ülkenin istikametini bozamaz” dedi. 

“Kimse bize çevrecilik dersi vermesin” 

Gezi Parkı olaylarını anımsatan Erdoğan, “Taksim’de 12 tane ağaçtan bahsettiler, sökülen, bir başka yere dikilen… Bize kimse çevre dersi vermesin. Biz ki Türkiye’de 3 milyar fidan ve ağaç dikmiş bir iktidarız. Şu İstanbul’un bütün o orta refüjleri, kenardaki şevleri ilk ağaçlandıran şu kardeşiniz, İstanbul’a büyükşehir belediye başkanı olduğu zaman” dedi. 

Kendisinden sonra aynı şekilde Kadir Topbaş’ın çevre konusunda çalışmalar yaptığını aktaran Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bunlar çevreciliğin ne olduğunu da bilmezler. Haliç’in temizlenmesi dünyada çevreciliğin 1 no’lu uygulanan projesidir. Niye bunu söylüyorum? Çünkü Haliç’e gelenler, koskoca hocalar ne dedi biliyor musunuz? Dediler ki ‘burayı ancak toprakla doldurursak çözeriz’ dediler. ‘Hayır’ dedik. ‘Biz Haliç’i nasıl kaybederiz. Haliç bize miras. Temizleyeceğiz’ dedik. Kardeşlerim; biz Haliç’i 9.5 kilometre ötedeki bir yere o çamurunu aynen petrol nakleder gibi naklettik. Orada 650 bin metrekare bir alan kazandık. Şimdi onun üzerinde Vialand denilen bir yer oluştu. Hem çocuklar için oyun parkı hem de alışveriş yerleri. Alibeyköy’de… Orası taş ocağıydı. İşte çevrecilik bu.”

“Pensilvanya herhalde yeni kitabını da bunun üzerine yazar”

Başbakan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:

“Diyorum ki ey CHP, ey MHP, ey Pensilvanya, bu ülkeyi karıştırma; bizim birliğimizi, beraberliğimizi bozmaya gayret etmeyin. Şimdi yatıyorlar, kalkıyorlar ya montaj ya dublaj. Millet artık bunların yalanlarından bıktı. Geçen akşam televizyon programından dikkat ederseniz ben orada iki tane montaj sizlere gösterilmesini istedim. İzlediniz mi? Neler yapılabiliyor değil mi? Düşünün, Bahçeli gibi bir zat, Abdullah Öcalan’a olan sevgisini nasıl anlatıyor gördünüz. Aynı şekilde Kılıçdaroğlu gibi bir zat, Sarıgül ile gerçekleri nasıl ortaya koydu gördünüz. Yolsuzluk dosyası önünde poz veren oydu. Ondan sonra da onu geldi aday yaptı. Biz İstanbulumuzu bunlarla ayağa kaldırabilir miyiz? Niyetler deşifre oldu. Tabii bu arada bazı ablalar türedi. Evlerin kapısını çalıyorlar filan. Size de geliyorlar mı? Herhalde gelince soruyorsunuz. Onlara kısa bir cümleyle bir şey söyleyin. ‘Kişi sevdikleriyle beraberdir’ deyin. Bizim ablalarımız, ağabeylerimiz burada. Onların ablaları onların olsun, ağabeyleri de onların olsun. Ama unutmayın, kişi sevdikleriyle beraberdir. Şimdi diyorlar ki yeni ses kayıtları çıkacakmış, yeni montajlar çıkacakmış. Ben de diyorum ki elinizde ne varsa buyurun servis edin. Biz bunlardan korkmadık ve asla korkmayacağız. Hiç kimse de bunlardan korkmasın. Milletvekilleri, bürokratlar, gazeteciler, siyasetçiler bunlardan korkmasın. Bunların ülkeyi kasetlerle teslim almalarına hiç kimse izin vermesin. Biz hukuk içinde bunların hesabını soracağız. Milletimin de 30 Mart’ta bunların hesabını sandıkta soracağına inanıyorum.”

Fındık üreticilerine destek ödemesi

Fındık üreticilerine 2013 yılı ürünü alan bazlı destek ödemesi olan yaklaşık 800 milyon lirayı 15 Mart’a kadar ödeyeceklerini müjdeleyen Erdoğan, salondakilere şöyle seslendi:

“İnşallah 15 Mart’a kadar bunlar banka hesaplarına yatmış olacak. Bu müjdeyi de Giresun’daki kardeşlerinizle paylaşmanızı ayrıca rica ediyorum. 30 Mart’ta da inşallah tüm Türkiye hep birlikte yeni bir döneme başlayacağız. Giresun için bütün akrabaları aman ha telefonla aramayı unutmayın, İstanbul’daki yakınlarınızı aramayı unutmayın. El ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız.”