Balıkesir’in Savaştepe ilçesinde yaşayan Tevfik Cücü (31), yaptığı açıklamada, 9 yıldır maden ocaklarında çalıştığını ve 2009’dan bu yana da üzücü olayın meydana geldiği iş yerinde bulunduğunu söyledi.
Vardiya çavuşluğu yaptığı maden ocağında, yer altında bulundukları sırada 13 Mayıs’ta saat 15.00 civarında enerjinin kesildiğini belirten Cücü, şöyle devam etti:
“Teknikerin kontrole gitmesinden 5-10 dakika sonra bize, ‘Arkadaşları toplayın, nefese çıkın’ diye haber geldi. (İşçilerin, belirli aralıklarla rahatlamak için gittikleri temiz hava bölümüne ‘nefes’ deniliyor.) Arkadaşları topladık, çıkmak istedik. Yüzeyden yaklaşık 3-4 kilometre içerideyiz. Yer altında temiz hava bölümüne 1 kilometre kaldı. Kendimizi temiz havaya atmaya çalışıyoruz. Orada ana yollar var; temiz havanın bulunduğu. Bizi, bu ana yola ulaştıktan sonra yüzeye çıkardılar. Duman, etrafı sarmıştı. Orada maskeleri taktık. Yukarı doğru yürürken kimse kimseyi göremiyordu dumandan. Temiz hava bölümüne 1 kilometre vardı. Dumandan eksildik. 25-30 kişi yola çıktık, nefese ulaştığımızda yanımda sadece baygın bir arkadaş vardı.”
“Artık maden ocağında devam etmeyeceğim”
Cücü, yangın sonrası işçilerin tamamının maskelerini taktığını ancak panikle bunu çıkaranların, dumandan etkilenip olduğu yere yığıldığını aktardı.
Nefes almakta zorlanmasına rağmen maskesini hiç çıkarmadığını vurgulayan Cücü, temiz hava bölümüne kadar 1 kilometrelik bölümde yaşadıklarını hayatı boyunca unutamayacağını dile getirdi.
Temiz havanın dağıldığı noktada patlama olunca koridorlara duman dolduğunu bildiren Cücü, şunları kaydetti:
“Kimse kimseyi tanıyamıyor, göremiyor. El yordamıyla çıktım temiz havaya. Arkama yapışanlar oldu. Kimisi dua ediyordu, kimisi bağırıyordu, ‘Allah’ım, kurtarın, beni kurtarın’ diyenler oluyordu. ‘Kimse maskeyi ağzından çıkarmasın’ dedim ama bunu yapmadılar. Bir karış önünüzü göremiyorsunuz. Biraz sıkışınca maskeyi çıkarıyorlar ve dumandan etkileniyorlar. Çoğu da zaten bu dumandan hayatını kaybetti. Temiz hava bölümüne çıkınca ‘Arkadaşlarımız yolda kaldı’ diye kurtarma ekibine bağırdım. Ardından girip onları da çıkarmışlar. Oradan saat 16.00’dan sonra çıkabildim.”
Cücü, birçok arkadaşının hayatını kaybettiğini ifade ederek, “Artık maden ocağında devam etmeyeceğim, hiç niyetim yok. Bu yaşadıklarımız çok zor” diye konuştu.
“Madene bizimle helalleşerek gidiyordu”
Maden faciasında hayatını kaybeden iki çocuk babası Selami Tizel’in (34) eşi Aysel Tizel, “Her geldiğinde, bizimle helalleşerek gidiyordu. ‘4 bin metre yerin altına giriyoruz. Hiçbir zaman garanti değil’ diyordu” ifadelerini kullandı.
Kütahya’nın Tavşanlı ilçesine bağlı Balıköy beldesi Kışla Mahallesi’nde kızı Döndü (8) ve oğlu Metehan (10) ile yaşayan Aysel Tizel, kendisinin annesini 9 yaşındayken, babasını da 3 yıl önce kaybettiğini anlattı.
Aklının hep eşinde olduğunu ifade eden Tizel, şöyle konuştu:
“Üç gün önce de, içime bir sıkıntı düştü. Rüyalarımda tabutlar, cenazeler gördüm. Telefonda eşime anlatınca bana ‘hayırlara yor’ dedi. Televizyondan kazayı duydum. Aradık bir şey öğrenemedik. Eşimin ağabeyi gitti. Onun cenazesini getirdi. Her geldiğinde, bizimle helalleşerek gidiyordu. ‘4 bin metre yerin altına giriyoruz. Hiçbir zaman garanti değil’ diyordu. 13 senedir evliydik. 12 yıldan beri Soma’da çalışıyordu. ‘Ekmek parası’ diye çalışıyor, bin-bin yüz lira maaş alıyordu.”