Manisa’nın Soma ilçesinde 301 madencinin yaşamını yitirdiği facianın üzerinden 1 yıl geçti. Bugün ilçede çeşitli anma etkinlikleri düzenlenecek. Facianın yıl dönümü için hem Manisa Büyükşehir Belediyesi ile kaymakamlık, hem de Maden İş Sendikası, program hazırladı.
Kitlesel bir yürüyüşün olmayacağı belirtilen ilçede, ilk tören anıt mezar olarak hazırlıkları yapılan ancak anıtı henüz tamamlanmayan mezarlıkta yapılacak.
Saat 11.30’da burada yapılacak törende, maden şehitleri için Kur’an okutulacak. Ayrıca yine hayır amaçlı lokma dağıtılacak.
İsteyen ailelerin de bu kutlamaya katılabilecekleri, onlara da davet gittiği açıklandı. Gündüz ve akşam da yine ilçedeki Ulu Cami’de, madenciler için mevlit okutturulacağı ifade edildi.
İlçedeki ikinci tören ise, Maden İş Sendikası tarafından organize edildi. Saat 17.00 ile 20.00 saatleri arasında, Kaymakamlık önündeki meydanda, hafızlarca şehit madencilere için Kur’an’ı Kerim ve mevlit okutulacak.
Hafızların Kuran’ı Kerim ile mevlit okumalarının, 13 Mayıs Çarşamba günü saat 11.00 ile 19.00 saatleri arasında da devam edeceği sendika tarafından açıklandı. Bu iki program haricinde ilçe genelinde hazırlanan başka bir programın bunmadığı öğrenildi.
16 MAYIS’TA MİTİNG VAR
Soma’da maden faciası için asıl büyük mitingin ise, DİSK, KESK, Türk Tabipler Birliği ve TMMOB tarafından 16 Mayıs Cumartesi günü yapılacağı açıklandı. Bu mitinge siyasi partiler ile sivil toplum örgütlerinin de destek verdiği öğrenildi.
TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK MADEN KAZASI
Soma’da geçen yıl 13 Mayıs’ta meydana gelen faicada, 301 madenci hayatını kaybetmişti. Olay sonrası ülkede 3 günlük yas ilan edildi.
Türkiye’nin en büyük maden kazası olarak kayda geçen faciayla ilgili olarak; tutuklu sanıklar Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, İşletme Müdür Yardımcısı İsmail Adalı, maden mühendisleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Ertan Ersoy, emniyet teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik’in tutuklu, diğerleri tutuksuz olan 45 sanığın yargılanmalarına devam ediliyor.
“Eşimin aldığı bir kilo makarnayla mutluydum. Şu an hiçbir şeyle mutlu olamıyorum. Dünyaları verseler ne olur. Keşke hep yanımda olsaydı.”
Bu sözler, Soma’da maden faciasında ölen işçiler arasında bulunan Uğur Çolak’ın 23 yaşındaki eşi Duygu Çolak’a ait. Çolak, eşinin ölümü sonrası kayınpederiyle yaşamaya başlamış. AFAD’tan aldığı 176 bin liranın haricinde kendisine ve çocuklarına ölüm aylığı bağlanan Çolak, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne hizmetli memur olarak yerleştirildi. Okullarda temizlik görevlisi olarak görev yapıyor, iki çocuğuyla hayata tutunmaya çalışıyor.
“ÇALIŞMAK İYİ GELDİ”
Çolak, kendisine iş verilmesinden memnun ancak hiçbir şeyin eskisi gibi olmadığını söylüyor:
“Geçen ay işe yerleştirildim. Temizlik yapıyorum, çay dağıtıyorum. Hiçbir şekilde eşimi unutamıyorum ancak çalışmak bana iyi geldi. Devletin tek ve en doğru yaptığı iş bence bu. Yoksa iki çocukla bin 200 lirayla geçinmek mümkün mü? Çalışınca kafamdaki düşünceler dağıldı. İşe başlamadan önceki halimle şimdiki arasında dağlar kadar fark var. Bu da çocuklarıma olumlu yansıyor. Diğer kadınların da bekletilmeden derhal işe alınması gerekiyor.”
BAĞIŞ PARALARI DAĞITILDI
13 Mayıs 2014’te, Soma’daki maden faciası sonrası ailelere, AFAD’ta toplanan bağıştan önce 156 bin daha sonra 20 bin lira olmak üzere toplam 176’şar bin lira dağıtıldı. Cenaze masrafları Kaymakamlıkça ödenen ailelere, bin 200 lirayı bulan ölüm aylıkları bağlandı.
Beşiktaş Belediyesi Berkent Konutları’nda satın aldığı 30 daireyi kurayla 30 aileye verdi. Geçen ay, ölenlerin yakınlarından 24’ü, kendilerine tanınan haktan yararlanıp kamu kurumlarındaki işlerine yerleştirildi. Diğer işçi yakınlarının da atama işlemleri sürüyor.
İlçede, TOKİ ile protokol imzalayan Doğuş Holding ve Gaziantep OSB’nin yapımını üstlendiği evlerde ise inşaat çalışmalarına başlandı.
“DEVLETTEN BİR KURUŞ YOK”
Ölen işçi Uğur Çolak’ın babası İsmail Çolak, tüm ailelerin ekonomik sıkıtı içinde olduklarını savunuyor:
“AFAD’ın dağıttığı para, hayırsever vatandaşlarımızın bağışları. Zaten böyle bir kazanın ardından ölenlerin yakınlarına maaş bağlanması zorunluydu. Maaşlar da düşük kaldı. Bu parayla geçinmek mümkün değil. Aileler, AFAD’tan aldıkları paralarla ya borçlarını kapattılar ya da ev aldılar. Ekonomik sıkıntıları hâlâ devam ediyor. Devlet ise cebinden bize hiçbir yardımda bulunmadı. Soma için maç yapıldı. Hasılatın nerede, hangi kurumda olduğu da belli değil. O parayı araştırma gibi bir durumumuz yok ama sağlıklı bilgi de verilmiyor. Biz aileler maddi olarak birşey beklemiyoruz. Bu olay yaşanmasaydı, gerekli önlemler alınsaydı zaten bunları konuşmayacaktık.”
“DEVLETİN HİÇBİR ŞEYİ YOK, KAPIMI DAHİ ÇALMADILAR! HANİ VERİLEN SÖZLER?”
Sekiz yaşındaki oğlu Emirhan’ın sünnet düğünü hazırlıkları sırasında konuştuğumuz ev hanımı Gülten Kavas da yaşadıklarına tepkili. Kavas’ın, 35 yaşındaki eşi Ali Kavas, henüz üçüncü iş günündeyken faciada yaşamını yitirmiş. Devletin arkalarında durmasını istiyor:
“Olay sonrası bana 523, çocuklarıma 470 lira ölüm aylığı bağladılar. AFAD’tan aldığım parayla bir ev satın alıp oturdum. Beşiktaş Belediyesi’nin evlerinden biri de bana nasip oldu. Onu da 430 liraya kiraya verdim. Her ay elime geçen para yaklaşık bin 430 lira. Vatandaşın bağışlarını devletinmiş gibi gösterdiler. Eşimizi kaybettik ama aklımızı kaybetmedik. Devletin hiçbir şeyi yok. Kapımı dahi çalmadılar. İş hakkımı da çocuklarımdan yana kullandım, çalışmak istemedim. Bari onların geleceği düzgün olsun istedim. Ancak memnun değilim. Hiç değilse maaşlarımız bin 500 lira olsun. AFAD’taki para da olmasa bitmiştik. Hani verilen sözler?”
“BU DUYARSIZLIK NİYE?”
29 yaşındaki bekar oğlu Yahya Aybak’ı kaybeden emekli Seyit Hüseyin Aybak da dertli. Oğlunun ardından eşiyle kendisine toplam 689 lira ölüm aylığı bağlandığını anlatıyor. Beşiktaş Belediyesi’nin dağıttığı, kurada kendisine çıkan evlerden birinde oturan Aybak, olay sonrası verilen vaatlerin yerine getirilmesini istiyor:
“AFAD’ın dağıttığı parayla borçlarımızı kapattım. Köyümden Soma’ya taşınıp kuradan çıkan eve gelip yerleştim. Bir defalığına orman köylüsüne verilen dört bin lirayı geç haberim olduğu için alamadım. Diğer oğlum, henüz bir işe yerleştirilmedi. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. Ama devletin de aynı emeği göstermesi gerekiyor. Maaşlarımız arttırılmalı. Bu duyarsızlık niye? Ölen 301 işçinin hiçbir anlamı yok mu?”
Soma Kaymakam Bahattin Atçı ise bu eleştiriler üzerine şunları söylüyor:
“Ölenlerin tüm banka borçları silindi. Sağ kurtulanların ertelendi. Ölüm aylıkları bağlandı, yakınlarının kamu kurumlarında işe yerleştirilmeleri devam ediyor. AFAD’ta toplanan paralar dağıtıldı. TOKİ işbirliğiyle her aileye iki ev verilmesiyle ilgili inşaat çalışmaları devam ediyor.” (Kaynak: Al Jazeera Türk)