Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin (IKBY) gayrimeşru referandumuna ilişkin, “Hem ekonomik hem siyasi hem askeri her türlü alternatif konuşulmuş ve hangi alternatifin, hangi öncelikle, ne zaman devreye sokulacağı karara bağlanmıştır. Bunlar vakti geldikçe bir bir hayata geçirilecektir. Türkiye Cumhuriyeti devleti hükümeti, bu konuda ne yapacağını ve neyi, ne zaman yapacağını gayet iyi bilmektedir.”
Çekerek ilçesinde bir düğün salonunda düzenlenen AK Parti Çekerek 6. Olağan İlçe Kongresi’ne katılan Bozdağ, burada yaptığı konuşmada, IKBY’nin aldığı referandum kararı ve yaptığı halk oylamasının gayrimeşru ve Türkiye bakımından yok hükmünde olduğunu söyledi.
Orada olup biten hadiselerin Türkiye’nin milli güvenliğiyle doğrudan ilgili olduğunu vurgulayan Bozdağ, “Milil güvenliğimize bugün de gelecekte de tehdit oluşturmaktadır, aynı şekilde Irak’ın, aynı şekilde İran’ın milli güvenliğiyle de doğrudan ilgili ve onlar için de tehdit oluşturan gelişmeler yaşanmıştır.” diye konuştu.
Bozdağ, Türkiye’nin bu gelişmeleri engellemek için elinden gelen her türlü çabayı milletin ve devletin üstün yararını korumak için ortaya koyduğunu belirterek, şöyle devam etti:
“Bir yandan Irak Merkezi Hükümeti ve Kuzey Irak Bölgesel yönetimiyle görüşerek bu işin durdurulması için çalışırken, öte yandan da uluslararası toplumla bu işi durdurmak için mücadele etmiştir. İsrail dışında hiçbir ülke buradaki referanduma onay vermemiştir. Türkiye kararlılığını göstermek bakımından tezkereyi erkene çekti, Milli Güvenlik Kurulunu öne çekti, Milli Güvenlik Kurulunda görüşülen konuları Bakanlar Kurulunda ele aldı ve bu noktada tezkereyi parlamentoda görüşerek somut adımlar attı. Arkasından sınırda askerimiz bir tatbikat başlattı. Olabilecek her türlü gelişmelere karşı hazırlık yapıldı, tedbir alındı ama buna rağmen referandum gerçekleşti. Fakat şunu bilmenizi istiyorum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümetinin politikaları bu konuda açıktır, nettir, bir kafa karışıklığı kesinlikle söz konusu değildir. Türkiye referandumun gerçekleşmesi halinde neler yapabileceğini, hangi adımları atacağını kendi yetkili organlarında görüşmüş ve karara bağlamıştır. Irak merkezi hükümeti, İran, bölge ülkeleri, uluslararası toplumun bütün hassassiyetleri dikkate alınarak bunlar yapılmıştır. Ve bundan sonra Irak ile ilgili bütün konularda Irak Merkezi Hükümeti ile iş birliği ve koordinasyon içerisinde olmaya ayrıca İran’la da istişare içinde olmaya devam edilecektir. Uluslararası toplumla birlikte hareket edilmeye devam edilecektir.
Hem ekonomik hem siyasi hem askeri her türlü alternatif konuşulmuş ve hangi alternatifin, hangi öncelikle, ne zaman devreye sokulacağı karara bağlanmıştır. Bunlar vakti geldikçe bir bir hayata geçirilecektir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti Hükümeti, bu konuda ne yapacağını ve neyi, ne zaman yapacağını gayet iyi bilmektedir. Onun için bu konudaki adımlarını da zamanlama takvim içerisinde kendisi takdir ederek atacaktır. Hiç kimsenin bu noktada bir endişesi olmamalıdır. Bunların tek tek açıklanması, yeri vakti geldiğince birbir gerçekleştirilmesinin daha önemli olduğunu çok iyi biliyoruz. Onun için de aklı selim ve sağduyu ile milletimizin ve devletimizin hukukunu koruyacak bir biçimde politikalarımızı uygulamaya devam ediyoruz. İnşallah, bu noktada da atacağımız adımlar netice verir. “
Bölgenin ateşe atılması, istikrarsızlığın çoğalması, güvensiz ortamların artması, yeni çatışmaların, yeni ateşlerin yanmasının hem bölgenin hem de Türkiye’nin aleyhine olacağına dikkati çeken Bozdağ, “Biz bölgede yeni çatışmalar, yeni ateşler, yeni yangınlar, yeni acılar istemiyoruz. Onun için de diyoruz ki aklı selim ile herkes hareket etmelidir. Türkiye aklı selim ile hareket edecek ama milletin hukukunu, devletin hukukunu korumak için atması gereken bir adım olduğunda da en ufacık bir terüddüt göstermeden bu adımını atacaktır. Bundan kimsenin endişesi olmamalı.” ifadelerini kullandı.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’in açıklamalarını anımsatan Bekir Bozdağ, şunları kaydetti:
“Sayın Bahçeli geçen gün ‘İşte 5 bin ülkücü hazır’ diye açıklama yaptı. Esasında bu bir hassasiyetin ifadesidir. Ama şunu bilmemiz lazım, Türkiye Cumhuriyeti devletinin silahlı kuvvetleri bugün Türkiye Cumhuriyeti devletinin karşı karşıya olduğu bütün tehlike, tehdit ve saldırıları aşacak, alt edecek güce ve kudrete sahiptir. Bundan kimsenin endişesi olmamalıdır. Polis teşkilatımız, istihbarat teşkilatımız, ordumuzun diğer imkan ve kabiliyetleri Türkiye’nin karşı karşıya olduğu her türlü tehlike ve tehdidi bertaraf edecek güçtedir. O yüzden hiç kimsenin durumdan vazife çıkarmasına gerek ve ihtiyaç yoktur. Devletimizin, Anayasamızın, yasalarımızın emriyle yetkilendirilmiş kurumları, kuruluşları, organları görevinin başındadır ve onlar memleketimizin aleyhine olacak gelişmelere izin vermemek için teyakkuz halindedir. Hiç kimsenin endişesi olmasın. Eğer birgün Türk milletinin ve Türkiye Devletinin bugünü ve geleceğiyle ilgili sıkıntı olur da bu ülkenin güvenlik güçleri, silahlı kuvvetleri, istihbaratı ve diğer birimleri bu tehlikeleri karşılamaya gücü yetmezse o zaman ordu-millet olmanın gereğini bu millet yapar.
İşte Atatürk’ün arkasında Kurtuluş Savaşı yıllarında yek vücut oldu, Anadolu’yu düşmandan temizledi. İşte ordumuzun içerisindeki FETÖ’cü teröristlerin 15 Temmuz’da giriştiği darbe girişimine karşı bu millet, bu seferde Türkiye Cumhurbaşkanı, Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında bir oldu, beraber oldu, darbecileri, darbeyi ve onları kullanan bütün güçleri yendi. Allah bu milletten razı olsun. Türkiye üzerine kim ne hesap yapıyorsa hesabını bir kez daha gözden geçirmesinde fayda var. Çünkü bütün hesapları bozmakta dünyada en mahir milletlerin başında Türk milleti geliyor. İnşallah, 2019 hesabını da başka hesapları da milletimiz bir kez daha bozacaktır. İşte bu kongreler bu anlamda bizim geleceğe daha güçlü, daha dinamik yol almamız bakımından önem taşıyor.”
Eğer siz bir yere gelmek istiyorsanız bu yoldan gitmeniz gerekir. Bakın 2019 yaklaşıyor, hep yine bir araya gelecekler. Şimdiden başladılar. ‘Onunla bununla, ittifak edelim, bir araya gelelim, şöyle edelim, böyle edelim.’ Sanki Ankara’daki üç dört tane adam bir araya gelince mesele tamammış gibi onlar bir araya gelmeye çalışıyorlar. Üç dört tane adam bir araya gelirse mesele tamam olur mu? Olmaz. 80 milyon vatandaşımız var. 50 milyonun üzerinde seçmenimiz var. Bu millet bir araya gelecek, bu mileti bir araya getiren önce Rabbim’dir, kalpleri, gönülleri değiştiren yüce Allah’tır, o gönülleri bir araya getirir. Sizin o gönüllere hitap edecek politikalar geliştirmeniz lazım. AK Parti olarak bunu yaptık, bundan sonra da yapmaya Allah’ın izniyle devam edeceğiz. Allah’ın izniyle pekçok işi daha iyi, daha güzel yapma konusunda büyük bir ustalık kazandı, büyük bir tecrübe kazandı bu kadro. Bundan sonra da daha iyi hizmet etmeye devam edeceğiz.”
“CHP’nin iktidar olmak diye bir derdi yok”
Anamuhalefet partisine yönelik eleştirilerde bulunan Bozdağ, şu ifadeleri kullandı:
“Şimdi herkes ortak aday arıyor. Kimsenin derdi iktidar olmak değil. Bakın CHP’ye iktidar olmak için uğraşmıyor. İktidar olmak diye de bir derdi yok. CHP’nin tek derdi var Cumhurbaşkanımızı cumhurbaşkanlığından indirmek, AK Parti’yi iktidardan indirmek. Kim gelirse gelsin iktidara hiç önemi yok, onun için kendinin böyle bir hedefi yok. AK Parti ile millet arasında bir soğukluk olsun, millet AK Parti’den, Cumhurbaşkanımızdan uzaklaşsın da ‘tek Türkiye batsın’ diyen bir hastalıklı anlaşıya tutulmuş durumda. Böyle bir Anamuhalefet olabilir mi? Bütün umudunu krize, kaosa, felakete, bütün umudunu Türkiye’de sıkıntılara bağlamış bir Anamuhalefetle Türkiye daha fazla yoluna devam edebilir mi? Yatıyorlar, kalkıyorlar ‘keşke bugün olumsuz bir şey olsa da televizyonlarda, meydanlarda çıkıp bunu konuşsak’ diye belki de bunun için dua eden bir yapı var. Yahu diyorum ki ey Kılıçdaroğlu ve ahalisi, Tayyip Bey’e düşmanlık yapan bütün çevrelere felaket tellalığıyla bu iş olmaz. Tayyip Bey, felaket tellalığıyla gelmedi. Milletin gönlüne girerek, duasını alarak, milletiyle kucaklaşarak geldi. Milletine, devletine sahip çıkarak geldi.