Amerika Dışişleri Bakanı Tillerson’ın Türkiye ziyareti öncesinde sözcü Nauert, Suriye’de artan şiddet olaylarından endişe duyduklarını, ancak Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını da anladıklarını söyledi.
Amerikanın Sesi’nde yer alan habere göre; Sözcü “Biz Afrin’de faaliyet göstermesek de bölgede yaşanan şiddet olaylarından kaygı duyuyoruz. Dışişleri Bakanı Tillerson, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bizim kaygılarımızı daha önce de net olarak aktardı. Türkiye’nin meşru güvenlik kaygılarını anlıyoruz. Değerli bir NATO müttefikimiz olan Türkiye, Suriye’de devam etmekte olan bazı operasyonlardan kaynaklı güvenlik endişeleri duyuyor ve bunu anlıyoruz. Bu sebeple de Türkiye’yle sadece onlar için değil, hem Amerika hem, Türkiye, hem bölgedeki diğer ülkeler için bir çözüm üzerine görüşebilmeyi umuyoruz. Suriye’nin doğusuyla ilgili çok ciddi güvenlik kaygılarımız var. Koalisyon ortaklarımızla birlikte IŞİD’in yeniden bu bölgelere geri dönmesini önlemek ve insanların yaşadıkları yerlere geri dönmelerini sağlamak üzere çalışıyoruz” dedi.
Sözcü ayrıca Dışişleri Bakanı Tillerson’un Türkiye’ye giderek doğrudan temaslarda bulunacak olmasının, Amerika’nın konuya verdiği önemin bir göstergesi olduğunu söyledi. Dışişleri sözcüsü, Amerika’yla Türkiye’nin Suriye’de yaşanan olaylar konusunda sürekli olarak temasta bulunduklarına dikkat çekti. Nauert, “Bir süre önce, Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Danışmanı H.R. McMaster, Türk yetkililerle bir görüşme gerçekleştirdi. Bölgede halen çalışmakta olan ve her gün Türkiye’yle temas halinde bulunan çok sayıda uzmanımız var. Bu bölge Amerikan yönetiminin çok derin kaygılar taşıdığı bir bölge. Biz burada şiddet olaylarının daha da arttığını görmek istemiyoruz. Bu sebeple gelişmeleri dikkatle takip ediyoruz. Biz bölgede sivillerin hayatlarını kaybetmelerini istemiyoruz, savaşın IŞİD’e karşı olmaktan başka yöne kaydığını görmek istemiyoruz. Önceliğimiz IŞİD. Dışişleri Bakanı Tillerson bugün Suriye’nin istikrarı için Amerika’nın 200 milyon dolar daha kaynak sağlayacağını duyurdu. IŞİD’i bölgeden çıkarmamız, uzak tutmamız ve insanların evlerine dönebilmesini sağlamamız çok önemli. Bu noktada görmek istediğimiz son şey, dikkatlerin IŞİD’in üzerinden başka noktaya kayması” diye konuştu.
Sokak adı değiştirme “iç mesele”
Ankara’da Amerikan Büyükelçiliği binasının bulunduğu sokağın isminin “Zeytin Dalı” olarak değiştirileceğine dair haberlerin hatırlatılması üzerine de sözcü, “Benzer bir uygulamayı Rusya’nın da yapacağını duyuyoruz. Bu tamamen bir iç meseledir. Eğer Türkiye’de ya da Rusya’da belediyeler bir sokağın adını değiştirmek isterlerse bunu yapabilirler. Biz ifade özgürlüğüne önem veriyoruz” dedi.
Gazetecilerin Türkiye’de başta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bazı siyasetçilerin Amerika’yla ilgili kullandıkları dil ve ifadelerle ilgili yorumu de sorulan Heather Nauert, “Bu tarz ifadelere çok alışığız. Türk hükümetinden ya da başka hükümetlerden bu tarz yorumlar geldiğinde buna sinirlenmiyoruz. Başka hükümetlerden başka siyasi liderlerden de benzer ifadeler duyuyoruz, sosyal medya paylaşımları görüyoruz. Ancak bunların hiçbirini politikalarımızı oluştururken dikkate almıyoruz” dedi.
CHP milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki mahkeme kararıyla ilgili bir soruya da sözcü Nauert, Türkiye’deki ifade özgürlüğüyle ilgili sıkıntılardan dolayı kaygılı olduklarını söyleyerek yanıt verdi. Nauert, “Türkiye’de hükümeti eleştiren kişilerle ilgili olarak yoğun biçimdeki gözaltılar ve mahkeme kararı olmadan yaşanan tutukluluklar konusunda ciddi bir kaygı duyuyoruz. Bu vesileyle Türk hükümetine, rejime bir kez daha ifade özgürlüğünün, basın özgürlüğünün, önemini hatırlatmak istiyoruz. Türk gazetecilerin de bu noktada derin kaygılarını olduğunu biliyoruz. Böyle zorlu zamanlarda birkaç ses değil çok seslilik gereklidir. Türk hükümetine basın özgürlüğü, adil ve bağımsız yargı ve ifade özgürlüğü gibi temel insan hakları konusunda uyarıda bulunuyoruz” dedi.
FETÖ soruşturması kapsamında bir yılı aşkın süredir Türkiye’de tutuklu bulman Rahip Andrew Brunson’la ilgili olarak da Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nauert, Amerikalı yetkililerin sürekli olarak Rahip Brunson’la iletişim halinde olduklarını ziyaret ettiklerini son görüşmenin de 6 Şubat tarihinde yapıldığını söyledi. Daha önce bu konunun hem Dışişleri Bakanı, hem Başkan Yardımcısı Pence, hem de Başkan Trump tarafından da Türk makamlarına iletildiğini ifade etti.