Türkiye Bedensel Engelliler Atıcılık Milli Takım Sporcusu Aysel Özgan, 2004 yılında katıldığı bir yarışma ile tanıştığı atıcılık sporunda yakaladığı başarıyı Londra’da düzenlenecek 2012 Paralimpik Yaz Olimpiyatları’nda 10 metre havalı tabanca dalında birincilik elde ederek taçlandırmak istiyor.
Özgan yaptığı açıklamada, atıcılık sporu ile 2004 yılında Giresun’da düzenlenen Atıcılık Türkiye Şampiyonası ile tanıştığını belirtti. İlk müsabakaya sadece ‘bir bayan olsun ve şampiyonaya renk katsın’ düşüncesiyle öylesine katıldığını ifade eden Özgan, o gün yaşananları şöyle dile getirdi:
”Müsabaka günü lisansım çıktı ve bayanları temsil etmek adına şampiyonaya katıldım. Herkes atış yaparken ben etrafı izliyordum. Sonra hakem atış yapmam konusunda beni uyardı. Ben de sadece yarışmaya katılmış olmak için orada bulunuğumu söyledim. Bunun üzerine kendisi, sıfır da atsam müsabakada atış yapmam gerektiğini söyledi. Mermiyi nasıl koyacağımı, atışı nasıl yapacağımı bilmiyordum. Daha sonra müsabakada Amasya bölgesinden bir antrenör bana yardımcı oldu. Bu konuda bilgili ve bilinçli değildim ama hocanın dediklerini yaptım. Tabancayı kullanmayı yarışma esnasında öğrendim. İlk müsabakamda ikinciyi 37 puan farkla geçerek birinci oldum.”
Şampiyonadaki başarısının ardından milli takıma davet edildiğini ve Hollanda, Almanya, İsviçre’de yapılan özel müsabakalarda Türkiye’yi temsil ettiğini ifade eden Özgan, ”Bu müsabakaların ardından 2005 yılında, Polonya’da yapılan Avrupa Şampiyonası’nda bayanlar tekerlekli sandalye havalı tabanca dalında ilk yurtdışı barajını geçen milli sporcu oldum. Bugüne kadar 22’si uluslararası olmak üzere 30’un üzerinde müsabakaya katıldım. Bugüne kadar Avrupa üçüncülüğü, dünya beşinciliği ve olimpiyat altıncılığı derecelerine sahip oldum” dedi.
Tek başına evde çalışıyor
Mithat Paşa İlköğretim Okulu’nda memur olarak çalışan Özgan, mesai sonrası vakit bulamaması ve atış poligonunun evine uzak olmasından dolayı evde tek başına antrenman yaptığını vurgulayarak şunları söyledi:
”Antrenmanlarımı çoğunlukla evde yapıyorum. Kondisyon ve tabanca ile kuru tetik çalışması yapıyorum. Yoğunluklu olarak tabancada en önemli unsur olan gez, arpacık, tetik ve nefes kontrolü egzersizleri çalışıyorum. Yarışma zamanlarına yakın poligona gidiyorum. Bu çalışmalarım ferdi oluyor. Sağlıklı çalıştığımı düşünüyorum. Ama keşke milli takım antrenörüm Oğuz Tolga Kaygusuz yanımda olsaydı. O zaman çok daha iyi çalışma fırsatı bulurdum. Şimdi 19-22 Ekim tarihlerinde Aksaray’da yapılacak Atıcılık Havalı Silahlar Türkiye Şampiyonası’na hazırlanıyorum. Burada başarılı olan ve derece yapan sporcular milli takıma seçilerek kısa bir süre sonra da kampa alınacak. Ardından Londra’da yapılacak 2012 Yaz Olimpiyatları var. Bu sene İspanya’da yapılan Dünya Kupası yarışmalarında 49 ülkenin içinde birinciliği kazanarak ülkemi, Giresun’u en iyi şekilde temsil ettim. Birinci olmam nedeniyle bana olimpiyatlara direkt katılma hakkı tanındı. Bu sayede 2012 Yaz Olimpiyatları’na ismimle çağrılacağım. Böylece benim kontenjanımla bir sporcu daha gitmiş olacak. Aynı başarıyı erkeklerde Korhan Yamaç’da gösterdi. Bu sayede Türkiye’den bedensel engelliler atıcılık dalında olimpiyatlara 4 kişi katılmaya hak kazandık. Mayıs ayına kadar yapılacak uluslararası müsabakalarda ne kadar derece yapıp kontenjan açabilirsek olimpiyatlara o kadar sporcu götürebileceğiz.”
”2012 Olimpiyatlarında Türk Bayrağı’nı dalgalandırmak istiyorum”
Özgan, bundan sonraki hedefinin müsabakaların zirvesi olan olimpiyatlarda derece yapmak olduğunu vurgulayarak, ”Olimpiyatlarda derece yapmak benim için çok önemli. Derece yapabilirsem ülkemi temsil ettiğim, Türk Bayrağı’nı dalgalandırdığım ve tüm dünyaya başarımızı gösterdiğim için çok mutlu olacağım. Olimpiyatlarda birinci olmayı kalpten istiyorum. O anın şartları, psikolojik durumum ve detaylar da çok önemli ama kendime güveniyorum ve ülkeme bu başarıyı tattıracağıma inanıyorum” diye konuştu.
Atıcılık sporunun görsel olarak bazıları tarafından çok sıkıcı göründüğünü ancak sporcu açısından düşünüldüğünde keyif verici ve deşarj edici özelikleri olduğuna değinen Özgan, şöyle devam etti:
”Atıcılık, bir futbol, voleybol ya da basketbol gibi hareketli ve atak bir spor değil. Dışarıdan ilgisiz biri izlediğinde çok çabuk sıkılabiliyor ama olimpiyatlarda Türkiye’nin adını dünyaya duyuracak önemli bir dal olabilir diye düşünüyorum. Ne kadar ilgi gösterilirse, sporcu sayısı artarsa başarı daha da artar. 2012 Olimpiyatları olmasa da 2016 Olimpiyatları’na büyük bir kadroyla katılmayı hayal ediyoruz. Ayrıca insanların bu konuda biraz da tereddütleri var. Başarısız olacaklarından korktukları için uzak duruyorlar. Oysa ki herkesin kendine güvenmesi gerekir. Bu dalda başarılı atışlar yaptıkça daha mutlu oluyorsun ve daha da azimleniyorsun. Ben tabancamı seviyorum ve yeni başlayacak sporcuların da zamanla bu duyguyu tadacaklarına inanıyorum.”
Herkesin kendisine bir şans tanıması gerektiğini savunan Özgan, ”Kimse ben yapamam demesin. Bu branşta olmasa da her konuda kendilerine bir şans versin ve denesinler. Ben ‘atıcılığı bildiğim için attım birinci oldum’ diyemem, böyle bir şey yok. İnsan olanakları olmasa da zorluklar içinde de çok güzel şeyler çıkarabiliyor. Zorluklar insanı ‘kamçılıyor’ diye düşünüyorum. Bence engeli arkadaşlarımızın sadece oturup başkalarının başarısını alkışlaması yerine kendileriyle gurur duyacakları işleri yapmasını istiyorum. Bu nedenle herkesi spor yapmaya davet ediyorum” ifadesini kullandı.
Trt.net.tr