Halterdeki doping skandalının boyutları korkunç. Naim Süleymanoğlu’nun aldığı büyük ödüllerinin cezbettiği sporcuları Bulgaristan’dan gelen ilaç tacirleri zehirledi. Önceleri küçük partiler halinde Türkiye’ye sokulan ilaçlar, daha sonra kolilerle getirildi.
Ülkemizin madalya hazinesi halterde son yıllarda doping olaylarının artması, bir ay içerisinde 16’sı toplu olmak üzere 21 sporcuda birden yasaklı madde çıkması, “Türk halteri nereye gidiyor?” sorusunu ciddi şekilde sordurmaya başladı..
İlaç alımı perakendeden, toptancılığa mı döndü? Ödül yönetmeliğinin astronomik rakamlar vaad etmesi sporcuların iştahlarını kabartıp dopinge mi zorluyor? Halterde Uluslararası Federasyon IHF’nin yaptığı kontroller, WADA’ya geçince yakalanmalar nasıl sıklaştı?
İşte tüm bu soruların yanıtları ve çarpıcı sonuçları…
İLAÇLAR KOLİLERLE GELDİ
HALTER sporu Türkiye’de Naim Süleymanoğlu’nun Bulgaristan’dan ilticası ile adını duyurdu. Önceleri Bulgaristan’dan gelen ilaç tacirleri bu zehiri temiz kanlara enjekte etti. Sporcularımızı hem zehirlediler, hem de paralarını götürdüler. Sporcuları, “Şampiyon olmak istiyorsanız önce bu ilaçları, sonra da bu silicileri alacaksınız” diye kandırdılar. Önceleri gizli olarak küçük miktarlarda ülkeye sokulan bu ilaçlar ilerleyen yıllarda kolilerle girmeye başladı.
ÖDÜLLER TAVAN YAPTI, İŞTAHLAR KABARDI
NAİM Süleymanoğlu, başarıları ile Türk halterini ateşlemişti. Naim ile birlikte sporcu ödülleri tavan yaptı. İştahlar kabardı. Herkes Naim gibi olmak istiyordu. Bazıları dopingi en kolay zengin olma yolu olarak yorumladı.
İştah açan ödüller erkeklerin yanı sıra kızları da ateşledi. Yasaklı ilaçlar testesteron içeriyordu. Bu kez bazı kız haltercilerin ses tonları değişti, erkeksileşti. Sakal ve bıyıkları çıkanlar oldu. Ağdalar yetmedi, bu kez saç-sakal tıraşları başladı. Artık doping kısa zamanda sporcuya köşeyi döndürüyordu.
BİR İTİRAFÇININ AÇIKLAMALARI
Bu adam bizi hadım edecek!
“Ünlü bir antrenörümüz, sporculardan ilaç kullanılmadan önce idrar aldırıp, yarışma arasında geri enjekte ettiriyordu.”
İSMİNİN açıklanmasını istemeyen halterin içindeki bir isim çok ilginç açıklamalarda bulundu. Anlattıkları, doping olayının ne kadar çirkin bir boyut aldığını ortaya koyuyor:
“Çok ünlü bir antrenör, sporcularımızı doping testlerinden kaçırmak için akıl almaz, tıbbın bile şaşırdığı bir yöntem denedi. Bizim sporcular ‘Bu adam bizi hadım mı etmek istiyor?’ diye isyan ettiler. Dopingli sporcuların ilaçsız anlarında idrarları alınıp saklanıyordu. Sonra koparma ile silkme arasında işetiliyor. Doping kontrolünden önce o temiz idrar sporcuya enjekte ediliyordu. Böylece doping testini o sporcu temiz idrarı ile vermiş oluyordu.”
Her şey ayarlıydı
“Uluslararası Halter Federasyonu büyük şampiyonalardan önce sporcuları madalya almaya aday ülkelere madalya kotası veriyordu. O isimler doping kontrollerine alınmıyorlardı. Bazılarından da göstermelik örnekler alınıyordu.”
“WADA, doping işlerini üstüne aldı. Bu kurumdan sonra taşlar yerinden oynadı. Şimdi WADA önemli şampiyonalar öncesi kimsenin gözünün yaşına bakmadan dopingçilere göz açtırmıyor.”
VE BİRKAÇ ÇÖZÜM ÖNERİSİ
Sporculara ödüller taksitle verilsin
HALTER camiası, doping rezaletinin önüne geçilmesi konusunda ödül yönetmeliğine özel önem veriyor. Kiminle konuşsak, ödüllerin cazibesine vurgu yapıyor ve şu önerileri sıralıyor:
“Ödül törenlerinde bu gençlerin eline kilolarca altın, daireler, milyonlarca lira bir defada verilmemeli. Ödüller taksite bağlanmalı ve uzun yıllara yayılmalı. Ödülün cazibesi azaldıkça, doping intiharları da azalacaktır.”
Tıbbi ve sosyal eğitim şart
“Dopingin vücutta yaptığı ağır hasarlar, tıp adamlarınca sporculara sık sık anlatılmalı. Antrenör ve sporcular bu konuda eğitime tabi tutulmalı. Suçluyu aramak yerine suça iten nedenleri araştırıp bulmak ve kökünü kazımak gerek.”
“Ana çözümlerden birisi de, Hacettepe Üniversitesi Doping Kontrol Merkezinin acilen aktif duruma geçirilmesi.” “İlaçları sporculara getirenlerin önlenmesi şart. İlaç ticaretini yapanlar cezai yaptırımlarla mutlaka durdurulmalı.”
Hürriyet