Kariyerinin doruğuna Fenerbahçe’de ulaşan Reçber, 2003 yılında ‘çocukluk hayalim’ dediği Barcelona’ya transfer oldu. Çok değil bir yıl sonra hayalleri suya düşen başarılı kaleci ‘yuvaya’ geri döndü. İşte Rüştü Reçber’in röportajından önemli satır başlarını:
Barcelona’dan ayrıldığınız dönemde Rijkaard’ı asla affetmeyeceğinizi belirtmiştiniz…
Hâlâ da öyle. Affetmem.
Alex gibi siz de antrenörünüzle problem yaşadınız. Alex konuştu, hakkını aradı. Siz o dönemde hiç konuşmadınız.
Fenerbahçe’den Beşiktaş’a transfer olduğum dönemde konuşsaydım yer yerinden oynardı. Konuşmayışımın tek nedeni kurumlara olan saygımdır. Benim için kişiler önemli değildir. Benim durumum sadece Rijkaard ile alakalıydı. Transferim bayağı ses getirmişti. Rijkaard benden sonra geldi. Nedenini hâlâ çözemediğim ve anlam veremediğim şekilde davrandı bana. Türklerle mi Müslümanlarla mı bir sorunu vardı, bilemiyorum. Bana karşı tavrını ortaya koyduğunda henüz lig bile başlamamıştı. Buna rağmen pişman değilim. Sonuçta hayalimi gerçekleştirdim. O takımın formasını giydim, oynadım. Bu kadarı bile yeter.
Tam olarak ne yapıyordu, tavrını nasıl belli ediyordu?
Oynatmayacağım, diyordu.
Açık açık söylüyor muydu bunu?
O kadar delikanlıydı.
O zaman herhalde üç yabancı oynatıyordu.
O bahaneydi. Bahaneleri çoktu. Yabancı sayısı dedi, dil bilmiyor dedi.. Ama yabancı sayısı sorununu Nihat’ı örnek göstererek hallettim. Dili de 6 ay öğrendim. Sığınacak bir dalı yoktu. Ama yine de oynatmadı.
Üzülmüşsünüzdür…
Üzüldüm tabii. Hayalimdeki takımdı. Barcelona için M. United ve Arsenal’den gelen teklifleri reddettim ki ön protokol yapmıştık. Barcelona’yla hiç protokol yapmadan tekliflerine evet demiştim.
O halde susmanın daha sağlıklı bir yaklaşım olduğunu düşünüyorsunuz?
Gayet tabii.
Kimseye Alex kadar değer verilmedi!
Alex ile Aykut Kocaman arasında yaşananlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
Alex’in Fenerbahçe’ye büyük hizmetleri bulundu. Ama unutulmaması gereken bir şey var o da profesyonellikte bunlar var. Kimse Alex’e “Kardeşim git mukaveleni feshettik!” demedi. Benim de Fenerbahçe’den ayrılışımda ayrı, Beşiktaş’ta noktayı koymamın ayrı bir nedeni vardır. Bu bir sitemdir aslında. Hiçbir futbolcuya böyle değer verilmedi. Hakan Şükür’e apar topar futbolu bıraktırdılar. Ülkenin sesi çıkmadı. İki tarafın da yanlışları vardır. İki taraf da köprüyü geçene kadar birbirlerine “dayı” demeliydi. Özellikle Fenerbahçe’de çok olaylar yaşadım, şahit oldum, gördüm, biliyorum. Ama biz bir aile içerisindeyiz. Oturup kapalı kapılar ardında konuşur, halledersiniz. Konuşulanları medyayla paylaşarak bir yere gelemezsin. Sonuç ne olursa olsun, ben ki bu şekilde gönderilen biri olarak çok üzüldüm, bunu da belirtmek isterim.
Şike sürecinde Aziz Yıldırım’ın arkasında olan Fenerbahçe taraftarı Alex’in mevzuunda Aziz Yıldırım’ı istifaya çağırıyor. Taraftarın bu yaklaşımını Fenerbahçe adına bir tehdit olarak görüyor musunuz?
Bir bölünme söz konusu olabilir. Bana göre her şey başkanın yapacağı basın toplantısı ve oradaki açıklamalarına bağlı. Açıklamaların taraftarı ikna edip etmemesi hususu çok önemli. Taraftar tatmin olmazsa bundan Başkan da Aykut Kocaman da zarar görür.
Zaman