Bu Kızlar Pehlivan!

Spor Güncel
Minderde onları izleyenler gözlerine inanamıyor. El ensenin en âlâsını çekiyorlar, rakiplerini kavrayıp anında tuş ediyorlar. Daha önce basına yansıyan "Güreşçi kızlarımız evlenememe ...
EMOJİLE

Minderde onları izleyenler gözlerine inanamıyor. El ensenin en âlâsını çekiyorlar, rakiplerini kavrayıp anında tuş ediyorlar. Daha önce basına yansıyan "Güreşçi kızlarımız evlenememe kaygısı taşıyor." haberlerine de gülüp geçiyorlar. Modayı yakından takip ediyor, makyaj yapıyor ve "Zamanı gelince elbet biz de evleneceğiz." diyorlar.

Zaman gazetesinden Dilek Hayırlı ve İsa Şimşek’in haberine göre, Türk Dil Kurumu ‘Pehlivan’ kelimesinin karşılığı olarak "boylu poslu güçlü kimse" diyor. Hoş, güreşçi desek de akla bundan fazlası gelmez. Şimdi ezberinizdeki tanımları unutun! Çünkü aklınızdaki pehlivan imajını kökten silecek bir güreşçi nesli yetişiyor. Küçücük boyları, narin bedenleri var belki ama el ensenin âlâsını çekiyorlar. Belinden kavradığı rakibini omzundan aşırıp sırt üstü devirdiklerinde, gözlerinizin sizi yanılttığını düşünebilirsiniz. Bir de sırtı yere gelmez denilen güreşçileri tuş ettiklerinde bu kadarı da fazla diyorsunuz. Kimden mi bahsediyoruz? Bayan Güreş Milli Takımı‘nın genç sporcularından…

Bayandan güreşçi mi olur demeyin; antrenmanı izlemeden bizim de aklımızdan geçen herkesinkinden farklı değildi. Üstelik Psikolog Elif Güneş‘in "Güreşçi kızlarımız evlenememe endişesi taşıyor." açıklamasından sonra haklı olduğumuzu bile düşünmüştük. Küçük pehlivanları minderde izleyince ‘Türk gibi kuvvetli’ sözünün gerçek olduğuna bir kez daha kanaat getirdik. Bayan güreşçilerimizin evlenememek gibi bir korkuları da yok üstelik. Her genç kız gibi modayı yakından takip eden, yeri geldiğinde topuklu ayakkabı giyen, makyaj yapan güreşçiler "Yaş kemale erince elbet evleneceğiz." diyor.

Jimnastikçi olacakken kendini minderde buldu

Bayan Güreş Milli Takımı’na en çok sporcu kazandıran Edirne’de, antrenman yaptıkları Mimar Sinan Spor Salonu‘nda tanışıyoruz onlarla. Danimarka’daki şampiyonadan dönüp ayağının tozuyla antrenmana çıkan 21 yaşındaki Burcu Örskaya, Trakya Üniversitesi Beden Eğitimi Öğretmenliği Bölümü 2. sınıf öğrencisi. Burcu, 8 yıl önce jimnastik elemelerine katılmak üzere spor salonunda güreş hocasıyla tanışmış. Hocası yeni bir güreş takımı kurulacağından bahsedip kendisini takıma almak istediğini söylemiş. Ailesi ise henüz 13 yaşındaki Burcu’nun tercihine şiddetle karşı çıkmış. Güreşin erkek sporu olduğunu söyleyen babası, ilk zamanlarda antrenmanlara gitmesini bile yasaklamış. Evden kaçarak antrenmanlara katılan Burcu, müsabakalarda derece alınca babası ikna olmuş. Şimdilerde 540 TL Millilik bursu, 450 TL olimpiyat maaşı ve sporcusu olduğu kulüpten 250 TL burs alan genç sporcu ailesine destek bile oluyor. En son 2009 Dünya Güreş Şampiyonası‘nda Belarus’lu rakibine kendi hatası nedeniyle yenildiğini anlatan Burcu, olimpiyatlar için birincilik sözü veriyor.

Bayan Güreş Milli Takımımızın genç sporcuları Melek Atakol, Leyla Ertaş, Sinem Topçu, Dilek Atakol, Özge Kuzucukdır birlikte antrenman yapıyorlar.

Her antrenmanda 2 kilo kaybediyorlar

Bayan güreşçilerin çalışma tempoları çok yoğun. Haftanın 6 günü, 2 saat antrenman yapıyorlar. Çalışma, budama hareketiyle başlıyor; çırpma, dalma, salto ve tırpan gibi zorlu hareketlerle tamamlanıyor. "Eğer bu sporu sevmesek zorluğuna rağmen yıllardır devam etmezdik." diyen genç sporcuların her antrenmanda 2 kilo kaybettiğini öğrendiğimizde biz de hak veriyoruz sözlerine.

Kampta annemi özlediğim için ağlıyordum

Milli güreşçi olmanın tek bedeli zorlu antrenmanlar değil. Fiziksel sıkıntıların yanında psikolojik zorluklar da yaşıyorlar. Takımın en küçük üyelerinden 15 yaşındaki Sinem 5 yıl önce güreşe başlamış. Sinem, kamplara gidip annesinden ayrılınca çok üzülüyormuş. Bir ay süren kamp dönemlerinde annesini çok özleyen küçük güreşçi, bazı geceler ağladığını anlatıyor şimdi gülümseyerek.

Yaşım kadar ülke gördüm

2008 Avrupa Şampiyonası’nda gençlerde 51 kilonun Avrupa 3.sü Dilek Atakol 21 yaşında. 8 yıl önce arkadaşı Burcu’nun tavsiyesiyle başlamış güreşe. Ailesinin desteğini alan Dilek, Kocatepe Üniversitesi’nde Beden Eğitimi Öğretmenliği bölümünde okuyor. Kızların bir spor dalıyla ilgilenmesi gerektiğini düşünen Dilek, güreş sayesinde disiplinli bir hayatı olduğunu, sağlıklı beslendiğini anlatıyor. Müsabakalar sayesinde sık sık yurt dışına çıkan genç sporcu, "Yaşıtlarım daha yurt dışına çıkmamışken ben yaşım kadar ülke gördüm." diyor. Zannedilenin aksine güreşle ilgilendiği için arkadaşlarının kendisine karşı herhangi bir olumsuz hareketi olmadığını söylüyor Dilek. Müsabakalarını izleyen sınıf arkadaşları en büyük destekçileriymiş.

Yaş kemale erince hepimiz evleneceğiz

Dilek Atakol’un kardeşi Melek de 6 yıldır takımda. Güreşçilerin gündelik hayatlarında sadece spor kıyafetler giymediklerini, modaya düşkün olduklarını dile getiriyor. Klasik giyindiğini, makyaj yaptığını ve gerektiği zaman topuklu ayakkabı giymeyi sevdiğini anlatan Melek, "Güreşçi kızlar evlenememe korkusu yaşıyor." söylemlerine ise sinirleniyor. Takımdaki bazı yaşı büyük kızların böyle bir endişesi olabileceğini dile getiren Melek, tepkisini şu sözlerle özetliyor: "Evliliği düşünmek için şu an çok erken. Tabii ki zamanı gelince hepimiz evleneceğiz. Takımdaki arkadaşların tümünün hayalini bir gün beyaz gelinliği giymek süslüyor."

Alman güreşçi Müslüman olmak istiyor

Yurt dışındaki turnuvalarda yabancı güreşçilerle arkadaşlıklar da kuruluyor. 6 yıllık güreşçi 19 yaşındaki Leyla Ertaş’ın da en büyük mutluluğu kurduğu arkadaşlıklar. E-mail ve msn yoluyla sporcu arkadaşlarıyla görüşmeye devam ettiğini anlatan Leyla, bir Alman güreşçinin kendilerine İslamiyet’le ilgili sorular sorduğunu ve Müslüman olmak istediğini söylüyor.

Rakipleri güreşiyorken onlar doğmamıştı

Bayan güreşinin Türkiye’deki mazisi çok yeni. müsabakalara ilk kez 1998’de katılan Türkiye, geçtiğimiz 10 yılda 2 dünya şampiyonu çıkardı. 15-25 yaş ortalamasıyla en genç kadroya sahip olan Millî Takım’ın en büyük eksikliği güreşçilerin antrenman yapacak eş bulamaması. Bu yüzden bayan güreşçiler kimi zaman kilolarından düşük arkadaşlarıyla çalışmak zorunda kalıyor. Burcu, "Bazen şampiyonalarda 35 yaşında ve en az 20 yıldır güreşen rakiplerle eşleşiyoruz. Yani onlar minderdeyken biz doğmamıştık bile." diyor. Milli Takım’ın teknik eksiklikleri de yok değil. Ancak yakında Edirne’de açılacak Güreş Eğitim Merkezi sayesinde büyük bir salona ve teknik malzemelere kavuşacaklar.