Önce cumartesi gecesi uzatmalarda Palermo’nun golü, ardından Uruguay karşısında 84’te Bolatti‘nin vuruşu… Peru ve Uruguay maçları öncesi Tangocu’ları endişeye sevk eden (1970’ten beri ilk kez) Dünya Kupası‘na katılamamak kadar bunun Maradona‘nın teknik direktörlüğünde gerçekleşmesi ihtimali idi.
Ancak kâbus Arjantin’i pas geçti. Futbolculuğu döneminde çalımları, golleri kadar polemikleri ve açıklamaları ile de gündeme damga vuran isimdi Maradona. Kah bir Arjantin milliyetçisi, kah bir bohem, kah bir sosyalist oldu açıklamaları ile.
Kendisini destekleyenlere teşekkür eden Maradona dün de, "Bu takıma inanmayanları, bana pislik gibi davrananları asla unutmayacağım." dedi. Ama o hep kendini sevdirmeyi ve kabul ettirmeyi bildi. 1986 Dünya Kupası’nda İngiltere’ye eliyle attığı golü başka bir futbolcu kaydetse çok daha farklı bir tepki ile karşılaşırdı şüphesiz. Oysa o, zengin İngiltere’den alıp fakir Arjantin‘e veren yeşil sahaların çağdaş Robin Hood’u oluvermişti bir anda. 1994’e gelindiğinde önce uyuşturucu madde bağımlılığı sonra da 94 Amerika’da doping yaptığının ortaya çıkması futbol kariyerinin bitişinin habercisi oldu. Futbolu bıraktıktan sonra iki farklı kulüpte denediği teknik adamlık macerası verimli olmadıysa da 2008’de ani bir kararla Arjantin Milli Takımı‘nın başına getirildi. O günden bu yana Maradona’nın Arjantin’i hemen hiçbir maçta olumlu görüntü vermedi. Bütün bunlara rağmen son anda gelen mutlu son; tam bir Maradona hikayesi. Maradona’nın gol sevinçlerine bakılırsa finallerde Arjantin‘i seyrederken gözler onun üzerinde olacak. Bu arada Afrika 2010’u 9 Avrupa ülkesinin dışında garantileyen 14 ülke şöyle: Güney Afrika, Fildişi Sahili, Gana, Japonya, Avustralya, Kore Cumhuriyeti, Güney Kore, Brezilya, Arjantin, Şili, Paraguay, Meksika, Honduras.