Yazarlar Derbi İçin Ne Dedi?

Futbol
LEVENT TÜZEMEN: Şanssızlığın böylesi / Sabah Napolyon, "Şansı olanın horozu bile yumurtlar" diye boşuna dememiş. Yatanın yerden kalkmadığı, kaleci Volkan başta olmak üzere tüm Fenerbahçeli f...
EMOJİLE

LEVENT TÜZEMEN: Şanssızlığın böylesi / Sabah

Napolyon, "Şansı olanın horozu bile yumurtlar" diye boşuna dememiş. Yatanın yerden kalkmadığı, kaleci Volkan başta olmak üzere tüm Fenerbahçeli futbolcuların zamanı öldürmek için yürüyerek oynadığı derbide, inanılmaz pozisyonları gole çeviremeyen Galatasaray kaybetti. Futbolun tüm kurallarını ve istatistikleri altüst eden bir derbi izledik. Sonuçta oynayan, kazanmayı hak eden taraf Galatasaray değil, ezilen, büzülen ve şansı olan Fenerbahçe güldü.

GÜRCAN BİLGİÇ: Koca kurt! / Sabah

Fırat Aydınus’un ilk yarıdaki maçta olduğu gibi maçı seyircinin yönetmesine yine izin verdiğinin de altını çizelim. Basit ve bariz yorum yanlışları ile kilitlenen maçın gizli asistcisi olabilirdi. Böylesine gerilimli bir maça rağmen sahaya tek bir şey atmayan, tezahüratındaki seviyeyi koruyan Galatasaray taraftarını tebrik ederim. Futbolun sahada konuşulmasını isteyenler onlar. Son söz dedik… Beşiktaş ile Trabzonspor’un haline baktığımızda, Fenerbahçe’ye şampiyonluğu ancak 6’da 6 getirebilirdi. Kurda sormuşlar; "Boynun neden kalın" diye… "Çünkü kendi işimi, kendim görürüm" demiş. Aykut Kocaman ve talebeleri, "Koca Kurt"dur…

ÖMER ÜRÜNDÜL: Futbolun cilvesi / Sabah

Alex sakatlanınca Kocaman, mecburen Stoch’u oyuna aldı. Stoch da bulduğu pozisyonu gol yapınca F.Bahçe çok mahkum oynadığı ama geride kalabalık alan savunmasıyla büyük direnç gösterdiği maçı kazandı. Aslında Kocaman’ın zamanında değişiklik yapmama hatasından da maçı kaybetmemesi şansıydı. G.Saray sezonun en tempolu, en hırslı, süre olarak oyunu en fazla karşı alana yıktığı bir maçı kaybetti. Bu da futbolun bir cilvesiydi.

METİN SEVER: Eze eze yenilmek / Sabah

Bu maçın teknik-taktik yorumu olamaz. Bu, tezatların maçıydı: -Galatasaray’ın kadrosuyla Fenerbahçe’nin kadrosu arasında Cimbom’un lehine dağlar kadar fark var. – İlk yarıda Fenerbahçe’nin 3 atağı var, ikincisi gol oldu. Galatasaray’ın 8 tehlikeli atağı var, golü yok. -İkinci yarıda Fenerbahçe’nin ilk atağı 80. dakikada ve gol oldu. Galatasaray’ın kaçırdığı gollerin sayısını unuttum. Attığı tek gol de frikikten. Eski Galatasaraylı Prekazi’nin bir sözü vardır: "Topun canı vardır. Top istemezse olmaz" der. Evet, bu maçta top Galatasaray’ı istemedi.

AHMET ÇAKAR: Şok! Şok! Şok! / Sabah
Gelelim Fırat Aydınus’a. Maçın genelinde iyiydi ama Caner’i kesin olarak ikinci sarı karttan atması gerekiyordu. Eyyam Türk hakemliğinin en büyük talihsizliği. İlk sarı kartlar çok kolay çıkıveriyor ama çıkması gereken ikinci sarı kartlar bir türlü çıkmıyor. İlk yarıda Cristian’ın ceza alanında Selçuk İnan’a yaptığı harekette penaltı yoktu, devam kararı doğru.

SELÇUK YULA: Yeni başlıyor / Sabah

Bu maçın neresini, nasıl anlatacağız, kestirmek güç.
F.Bahçe’nin böylesine etkisiz, böylesine üretkenlikten uzak ve böylesine rakibine mahkum oynadığı maçı Avrupa’da dahil olmak üzere çok az seyrettim.
Ama skor 2-1 F.Bahçe’nin lehineyse buna ‘futbolun bir mucizesi’ desek yeridir.
Gerçekten G.Saray yorulduğu 80. dakikaya kadar sahanın tek hakimiydi. Pozisyonlar buldu, rakibini kendi kalesine getirmeden oynadı. F.Bahçe ise sadece mücadele etmeye çalışarak ama rakibinden top kapmayı değil, rakibinin topu kendisine atmasını bekleyerek Alex ve Bienvenu’nün iki mükemmel asistiyle Ziegler ve Stoch ile sonuca giden taraf oldu.
F.Bahçe kazandıysa bence Volkan ve Bekir’in mükemmel ötesi mücadelelerine şükretsin.

HAKAN ÜNSAL: Oynayan kaybetti / Hürriyet

Maçın oyun anlamında hakiminin Galatasaray olduğu bir gerçek. Daha fazla pozisyona girenin de Galatasaray olduğu ortada. Ama etkili geldiği 2 atakta golleri bulup kazananın Fenerbahçe olduğu asıl gerçek. Bu mağlubiyetten sonra Süper Final yeniden başlıyor ama Fenerbahçe’nin moral ve motivasyon olarak avantaj yakalamış olması bundan sonraki süreci iyice keşmekeş haline getiriyor.

ERMAN TOROĞLU: Golü atacaksın / Hürriyet
Hakem Fırat Aydınus, kartlara hemen davranmadı. Tartışılacak kart pozisyonlarını çabuk çıkartmadı. Belki de doğru yaptı. Bunlara misal; Melo ve Cristian’ın ilk dakikalarda görebilecekleri kart pozisyonları vardı. 30. dakikadaki pozisyon penaltı değildi. F.Bahçe, bildiğimiz F.Bahçe. Kapasitesini bilerek oynuyor. Şansı da yaver gidince, dün akşam görüldüğü gibi önemli bir galibiyet alıyor.

Uğur Meleke: GS-FB ya da Barça-Real / Milliyet
Maçın 75’inci dakikasında topla oynama oranları yüzde 65’e 35… Galatasaray’ın 22 şutuna karşılık Fenerbahçe’nin (ikisi de 17’nci dakika içinde gelmiş) yalnızca 2 şutu var. Kornerlerde de durum 8-0… İnsan bu istatistikleri görünce, dün gece de El Clasic gecesi olunca ister istemez Barça-Real’le benzerlik kuruyor.
Üstelik iki maçın benzerlikleri yalnızca bu kadar da değil: 17’inci dakikada (Nou Camp’ta Khedira) Seyrantepe’de bu formayla ilk golünü atan beklenmedik adam Ziegler misafir ekibi öne geçiriyor. 50 dakika boyunca maçı tek kaleye çeviren ev sahibi ekipler, 70’lerde dengeyi sağlıyorlar. Herkes bu dakikadan sonra maçı tek kaleye çevirmiş ev sahiplerinin ikinciyi bulacağını zannederken misafir takımların çabuk oyuncuları sonucu belirliyorlar: Ronaldo ve Stoch!