Fenerbahçe maça Kızılderili gibi başladı

Futbol
RIDVAN DİLMEN: F.Bahçe Kızılderili gibi başladı Fenerbahçe maça öyle bir başladı ki sanki Kızılderili gibi. İlk yarıda tek kale maç yaptı sarı-lacivertliler. Gol ‘geliyorum’ dedi, geldi. İ...
EMOJİLE

RIDVAN DİLMEN: F.Bahçe Kızılderili gibi başladı

Fenerbahçe maça öyle bir başladı ki sanki Kızılderili gibi. İlk yarıda tek kale maç yaptı sarı-lacivertliler. Gol ‘geliyorum’ dedi, geldi. İkinci de ‘geliyorum’ dedi ve o da geldi. Çok yüksek tempoyla başladılar maça. Savunma dörtlüsünün üçü hücuma da çıktı. Takım Gaziantepspor yarı alanına yerleşince savunma da orta çizgiye kadar çıkınca artık konuk ekibin yapacağı hiçbir şey kalmadı. Şut var, duran top var, en önemlisi kanat bindirmeleri var. Mükemmel bir ilk yarı oynadı Fenerbahçe. 

İkinci yarıda skorun verdiği rahatlık ve biraz da yorgunlukla Fenerbahçe savunması arkaya attı kendini. Orta alan oyuncuları da o bölgede basmayınca Gaziantepspor bu durumdan iyi yararlandı. Bu bölümde net iki pozisyon buldular; üçüncüde de gol geldi. 

YANAL GEÇ MÜDAHALE ETTİ 

Gaziantepspor golden sonra maça ortak olmaya niyetlendi. Teknik direktör Ersun Yanal bu dakikalardan sonra geç de olsa doğru ismi oyuna aldı, Salih’i. Ve Salih birebir kaldığı rakibini çok güzel geçerek Emenike’ye kendi adına ikinci golünü attırarak farkın ikiye çıkmasını sağladı.

G.ANTEP ORTAK OLMAYA ÇALIŞTI AMA… 

Maçtan önce Pierre Webo’nun yerine Emenike’yi oynatması takımın geleceği ve bütünlüğü açısından önemli. Emenike son 10 gün içinde 5. golünü attı (ikisi milli takımda). Fenerbahçeli futbolcular üst düzey motivasyon ve güvenle oynuyorlar. Ersun Yanal, yüksek tempolu ve agresif bir takım yaratmış. Yalnız oyuna müdahalede daha erken davranabilir. 

Gaziantepspor dün geceki karşılaşmada ilk yarı hiçbir şey yapmadı, yapamadı. Fenerbahçe izin vermedi buna. İkinci yarı ise Fenerbahçe de biraz imkan verince oyuna ortak olmaya çalıştılar. 

Maçın hakemine gelecek olursak… İlker hoca ilk yarısı zor olmayan maçı kazasız belasız bitirdi diyebiliriz. 

MAÇIN ADAMI: EMMANUEL EMENİKE

HAKKI YALÇIN: Sadakat

Fenerbahçe bu sezon güçlü olmayı öğrendi. Futbolcular galibiyetin kurallarını kendileri belirliyor artık.

Fenerbahçe’nin çoğalan yanı, rakibin azalan yanı oluyorsa.

Takım, zamanı hoyratça kullanmıyorsa.

Üstelik bütün kozlarını oynarken bile doymuyorsa.

Bu limitsiz mücadelenin adına sadakat diyelim.

Ortak kalp atışı diyelim.

Futbolcuların hakkını verelim. 

***

Geceye en çok sözü geçen adam olarak Alper Potuk’u işaret ettim.

Güçlendikçe, seyir zevki de yaratıcılığı da artıyor.

Pozisyonların etrafında dolaşmaktansa içine dalmayı seven bir hali var.

Zaman içinde etkisi daha da artacaktır. 

***

Kuyt’ın imece ruhuna her zaman saygımız büyük.

Pozisyonlarda görünmesine gerek yok, sahanın içindeki varlığı her şeyin kanıtı.

Mehmet Topal’ın varlığının orta alana neler kattığı ortada.

Mehmet Topuz’da iki maçtır disiplinli bir mücadele ruhu var.

Emenike, bir golcünün olması gerektiği yerde. 

***

Dün gece Fenerbahçe’nin en dikkat çekici yanı, zengin pas yüzdesiydi.

Bu pas trafiği hem seyir zevkini, hem rakip kale önünü besliyor.

Hem de rakibin gücünü elden ayaktan düşürüyor.

Neresinden bakarsak, iki perdelik seyir zevki yüksek oyunda, Gaziantep’in kaleyi bulan ilk şutu 75. Dakikayı buluyor ve o vuruş gol oluyorsa, onu da maçın nazar boncuğu yapalım.

75 dakikalık yüksek temponun vereceği bir hasar da olmalı kuşkusuz. 

***

Sonuç olarak… Dün geceki Fenerbahçe’nin gücü, gelecek haftaların da anonsuydu.

Bunun adı kendilerini ödüllendirmek.

Liderliğe kök salmak.

GÜRKAN KUBİLAY: Oksijen tüpü

Fenerbahçe bu tempoda oynarsa, rakiplerinin 11 kişi olmaları yetmeyecek her oyuncuya ayrı ayrı oksijen tüpü takmaları gerekecek.”

İlk 45 dakikanın bitiminde kafamdaki düşünce buydu. Türkiye’de en zor yapılan iş rakip savunma çıkarken üçüncü alanda baskı ve bu sayede kazanılan toplardır. Ben bunca senedir maç analizi yaparım, bir maçta bu kadar çok ön alanda baskı ile top kazanan takım görmedim. Bu işin başrolünde Alper vardı. Ona Kuyt, Caner ve Sow da ayak uydurunca Gaziantep için, bırakın pozisyona girmeyi, sahasından çıkmak bile lüks haline geliyordu.

Egemen ile Bekir nadir gelen toplarda mükemmel “öncelik” alıp, araya girince Volkan; “Keşke piknik sepetimi getirseydim” diye düşündü.

Duran toptan bu sezon hiç gol yemeyen, Gaziantepspor’a karşı buradan bile 3 kez tehlike yaratan Fenerbahçe, önce Alper’in asistine Emenike’nin kafası, sonra da Cristian’ın pasına Sow’un vuruşu ile aslında son çizgiye inip rakip savunmaları boşa çıkarmanın becerisini de gol atarak gösteriyordu. 

Şampiyon bitirir 

Sonuç ilk yarıda Şükrü Saracoğlu’ndaki herkes aynı iki kelimeyi söylüyordu; mest olduk.

İkinci yarıda Fenerbahçe biraz tempoyu düşürdü. Ancak düşük tempoda oynamaya alışmayan takımda bu kez konsantrasyon sorunu başgösterdi ve o sorun da golü yedirdi.

Yanal’ın geç ama doğru hamlesi Salih “hocam bana daha çok dakika ver” dedirten bir hareketle yine son çizgiye inip, Emenike’ye attırınca Fenerbahçe rahat bir nefes aldı.

Ersun Yanal bu takıma kondisyon yükleme anlamında imzasını attı. Üçüncü bölgede pres ve topu hızlı çevirme konusunda da imzanın yarısını attı. Tamamını atar mı? Tanıdığım Yanal atar! O zaman ne mi olur? Fenerbahçe bu ligi şampiyon bitirir.

EMRE BOL: Akıllı futbolcular

Fenerbahçe’nin rakibi olmak gerçekten çok zor… Emenike, Sow, Caner, Alper, Kuyt… Hangi birini tutacaksın? Dün gece özellikle ilk yarıda rakip diye bir şey yoktu sahada! Oynayan Fenerbahçe, kaçıran Fenerbahçe, golleri atan Fenerbahçe…

Sarı-lacivertli oyuncuların harika bir taktik disiplini var. Ersun Yanal taktik tahtasında ne gösteriyorsa, sahada o oynanıyor. Akıllı oyuncuların çokluğu bir takım için çok önemli bir durum. İdmanlarda çalışılan her taktik birebir sahaya yansımış. İlk 45 dakikada kaleci Volkan’a top gelmedi desek yeridir. Antep ekibi bırakın atak yapmayı, pas bile yapamadı!

Yanal geçen haftanın son dakika kahramanı Emenike ve Alper’le başladı maça… Bu iki oyuncu sahada olduğunda Fenerbahçe’nin serbest vuruş ortalaması yüzde 200 artıyor. Zira patlamalı ve hızlılar… Bir de Alper’in “yapışkan” özelliği var. Ama Cristian’ın neden sahada olduğunu pek anlayamadım. 

İstatistikçilere saygılar! 

Bülent Uygun ikinci yarı bütün riskleri göze alarak oynattı takımını… Biraz olsun “oynuyor” gibi görünse de, kalite farkı maçın sonucunu belirledi. Fenerbahçe ilk yarıda oynadığı futbolu, 65- 70. dakikaya kadar yayabilirse karşısında kimse duramaz.

Fenerbahçe için zorlu periyot şimdi başlıyor. Gerçek performansı, “gerçek” takımlar karşısında izleme fırsatı bulacağız.

Bu arada Ersun Yanal, Bülent Uygun’a karşı şimdiye kadar hiç kazanamamış. Ama bu kez Ersun Yanal, Fenerbahçe’nin hocasıydı! İstatikçilere saygılar!

ÖMER ÜRÜNDÜL: İki fark Fenerbahçe’de rehavet yarattı

Fenerbahçe kazanma arzusu üst düzeyde, presli, yüksek tempolu ve baskılı bir ilk yarı sergiledi. İkinci bölgeyi sürekli rahat geçtiler. Ama yoğun baskı ve isteğe rağmen pozisyon zenginliği sağlanamadı. Bunun da en önemli nedeni eldeki kadroda açık özelliğine sahip forvet oyuncusu yok. İlk golü Mehmet Topuz yoktan var etti. İkinci golde pozisyon öncesi en kritik ve akılcı katkı Caner’den geldi. Hücum girişimlerinde bir handikap da, Emenike’nin takım arkadaşlarını yeterince tanımadığından uyum sıkıntısı çekmesiydi. İlk yarıda iyi işler yapan başka bir isim de Cristian’dı. 

F.Bahçe ikinci yarıya iki farklı skor avantajının da rehavetiyle durgun başladı. Daha çok ayağa pas yaparak top bizde kalsın prensibiyle kontrol futboluna geçtiler. Gaziantep’in doğal olarak ilk yarının aksine katı savunmayı bırakması kontrataklar için elverişli bir ortamdı. Ama bu tip geniş alan atakları gelişmedi. Arka arkaya iki kale önü tehlikesi atlatıldı. Oyun bu şekilde devam ederken Ersun Yanal’ın hatalı bir oyuncu değişikliği az kalsın başa büyük iş açacaktı. Mehmet Topuz’u çıkartıp, Bekir’i sağ beke çekip sakatlıktan çıkmış ve maç eksiği olan Alves’i oyuna aldı. Ve Alves’in büyük hatasıyla fark bire indi. Ardından işin garantiye alındığı üçüncü golden hemen önce Gaziantepspor çok önemli bir atağı heba etti. Dönen topta da genç Salih mükemmel hareketleri sonucu Emenike’ye ‘al da at’ dedi. Maç da zaten orada bitti. 

YARDIMCI OFSAYTI ATLADI 

Emenike önemli bir santrfor ama fizik olarak hazır değil. Arkadaşlarını da tam tanımıyor. Bu yüzden Emenike’de biraz ısrar edip form durumunu yükseltmek F.Bahçe’nin lehine olur. Hakem İlker Meral genelde iyi bir yönetim gösterdi. Ama bir numaralı yardımcı Fenerbahçe’nin golünde ofsaytı atlayarak önemli bir hataya imza attı. 

GÜRCAN BİLGİÇ: Farklı hikaye

İlk düdükle birlikte “kontrol bende” diyen bir takımdı yine Fenerbahçe. Gaziantep’i, orta sahadaki tüm ikili mücadelelerde “kazanan taraf” olduklarında, sonraki sahne “acaba nasıl atak yapacaklar?” sorusunun cevabı oldu. 

Mehmet Topal yüksek sezgi gücüyle bu baskıyı yöneten isimdi. Alper ilerigeri temposuyla maçın tansiyonu oldu. Baroni ise çok sık akıl koydu ortaya. Pas trafiğinde aktif rol aldı. 

Bütün bu pozitif aksiyona rağmen, en verimsiz bölgenin, en “yetenekli olması” beklenenleri kapsaması ilginç. Emenike, Webo’dan alınan koltukta, ofsayta dolaşıp duruyor, Moussa Sow ise topu bir türlü olumlu kullanamıyordu. Kuyt ise ortaya yine gücünü koydu. Topu bu kadar ayaklarında tutmalarına rağmen, böylesine düz ve yaratıcılıktan uzak olmaları kaçınılmazdı. 

Geçen haftalardaki tek kalelere baktığımızda bu kez farklı bir oyun tarzı vardı. Bekler öne koşularda ekonomik davranıyor, çok risk almıyorlardı. Bol ortalı oyun yerine, daha çok ceza alanı çevresinde ver-kaçlar ile topu yere indirerek defans duvarını geçmeye çalıştılar. Webo’nun oynamaması da belki bu değişikliğin nedeni. Ama Emenike kararı da, hücum aksiyonundaki değişim de Gaziantep’in defansif planında boşluk yarattı. Ağır stoperler bu trafikte çok hata yaptılar. 

RAKİPLER BASKI ALTINDA 

İkinci yarıda 2-0’lık sonucun konsantrasyon üzerine yaptığı yıpranma çok fark edilmeye başlandı. Bu kez orta sahada yine “çekinceli” temaslar vardı ve Antep etkili atakların sahibi oldu. Net fırsatlar kaçırdılar, Alves’in oyuna girmesinin hemen peşinden, O’nun bölgesinden yapılan sızmada gol geldi. 

Tribünler de “eğlencenin” peşine düşünce maçın dengesinin her an değişmesi söz konusu hale geldi. 

Ama Salih Uçan bu gerilime bir son verdi. Ersun Yanal genç oyuncuyu “disiplin tornasına” sokmaya çalışıyor. Daha kuvvetli, istekli ve takım oyuncusu yapmaya uğraşıyor. Sahada yetenek krizi varken, rakibin risk aldığı bölümde Salih’in parıltısıyla üçüncü gol geldi. 

Bir Cuma maçı. Lider kazanarak bitirdi. Rakiplerini baskı altına aldı, kazanma zorunluluğuyla başbaşa bıraktı. 

MAÇIN ADAMI: DİRK KUYT

Sabah