Cem Küçük’ün Röportajı
Kişilerin maddi imkanlarla kendilerini mutlu ya da özgür hissetmeleri entelektüellerin umrunda değildir. İnsanlar maddi şeylerle mutlu olmamalıdırlar ve entelektüeller bunu dile getirmeyi severler. Haliyle tercihi olmayan yoksul insanlara acırlar ve onlara devrim yapmalarını söylerler.
İdeolojiler ve fikirler kendilerine yeşerip boy atacakları uygun ortam ararlar. Bu yüzden de yeri gelir sürekli çarpışırlar. Komünizm ve liberalizm üzerinde daha çok tartışılan iki fikir akımı. Bizde komünizm daha çok tartışılır. Halbuki özellikle Batı’da liberalizmin geniş bir ağı vardır. Üniversitelerde, medyada, sivil toplum kuruluşlarında liberalizmin olaylara, siyasete, gündelik hayata ve hatta paraya olan bakışını yansıtan çok sayıda akademisyen var.
Bunların başında Prof. Dr. Alan S. Kahan geliyor. Halen Versay Üniversitesi’nde (Université de Versailles) İngiliz medeniyeti üzerine dersler veren Kahan, 19. Yüzyıl Avrupası’nda Liberalizm, Alexis de Tocqueville gibi önemli kitapların yazarı.
Liberal Düşünce Topluluğu ve Prof. Dr. Atilla Yayla’nın davetlisi olarak geçen hafta Türkiye’de bulunan Alan S. Kahan gazetemizi de ziyaret etti. Kendisiyle çarpıcı kitabı Akıl Paraya Karşı mı? Entelektüeller ve Kapitalizm Arasındaki Savaş’ı (Mind vs. Money: The War Between Intellectuals and Capitalism) konuştuk.
PARAYA ETKİ EDEN SİYASAL SİSTEMLER KÖTÜDÜR
Entelektüellerin paraya karşı tavrı nasıldır?
Entelektüeller paranın kendi kutsal saydıkları her şeye karşı bir tehdit oluşturduğunu düşünürler. Onlara göre paraya etki eden siyasal sistemler kötü sistemlerdir. Kâr amacıyla oluşturulmuş ekonomik yapılar, idealler ve ahlaki değerlere dayalı sistemlere doğal olarak terstir. Bütün bunların yanında para kazanmak isteyen insanlar kötü insanlardır. Entelektüeller belirli bir zümreye mensup insanlar oldukları için paranın ve kariyerlerini para kazanarak elde eden insanların doğal düşmanıdırlar.
Niçin?
Entelektüeller aklın gücüne inanır. Aklın ustası olduklarını düşünürler. Para aklın bağımsız gücüdür. Entelektüeller bu gücü kontrol edemezler, çok fazla para onları korkutur ve bu yüzden paradan nefret ederler. Çoğunlukla para onların rakibiymiş gibi davranırlar. Tabii çoğu insan parayı kitaplara ya da sanata tercih ettiğinden entelektüeller rakiplerinin başarısını kıskanırlar.
SEKÜLER İMAM GİBİDİRLER
Entelektüeller kendi otorite ve bağımsızlıklarını her şeyin üzerinde görürler. Vaaz vermeyi severler, seküler imam gibidirler. Birçok entelektüele göre para ya da para kazanmak insanların özgürlüklerini elinden alır. Kişilerin maddi imkanlarla kendilerini mutlu ya da özgür hissetmeleri entelektüellerin umrunda değildir. İnsanlar maddi şeylerle mutlu olmamalıdırlar ve entelektüeller bunu dile getirmeyi severler. Haliyle tercihi olmayan yoksul insanlara acırlar ve onlara devrim yapmalarını söylerler. Para için ruhunu sattıklarını düşündükleri burjuvayı hor görürler.
Demokratik toplumlarda insanların para kazanmak istemesi doğal bir şeydir. Entelektüellere göre sadece aristokratlar paranın üzerindediler. Bu da kirli ve sıkıcı bir durumdur. Entelektüeller modern aristokrattırlar. Onlar için paranın olmadığı bir dünya ideal dünyadır.
Eğer işadamıysanız sıkıcı birisinizdir
Para kazanmak günah mıdır?
Entelektüellere göre hem para kazanmak için bir şey yapmak hem de paranın kendisi kötü bir şeydir. Entelektüeller çoğunlukla sırf para kazanmak için iş yapmanın bir mantığı olmadığını düşünürler. Para onlar için sıkıcıdır. Eğer bir işadamıysanız, en iyi ihtimalle çok sıkıcı birisinizdir (entelektüeller bu yüzden sıkıcı olmaktan nefret ederler). Öte yandan meşru olmayan bir şeyle motive oluyorsanız, kötü birisinizdir.
Bazı açılardan entelektüeller eski Yunan’a dayanan bir fikre sıkı sıkı bağlıdırlar: Tamam paraya sahip olunabilir ama kazanmak kötüdür. Buna bir de başkasından daha çok para kazanmanın kötü olduğu fikrini eklediler. Çünkü bu adil bir durum değil.
Entelektüeller –mesela üniversite profesörleri –para konusunda ikiyüzlüler mi?
Her ne kadar bazen öyle görünse de, entelektüeller ahlaken başkalarından daha üstün değildir. Sinir bozucu olan entelektüeller başkalarından özellikle de işadamlarından daha üstünmüş gibi davranırlar. Tabii ki entelektüeller de çok para kazanmak isterler. Ne gariptir ki, entelektüeller arasında en çok kazananlar da prensip olarak paraya düşmanca tavır sergileyen üniversite profesörleridir. Bunun sebebi yüksek maaşlarına rağmen hâlâ gerçek entelektüel olduklarını kanıtlamak istemeleridir.
Parasız bir dünya mümkün mü?
Mümkün olsa bile arzu edilmez. Her şeye rağmen para hayatımızı daha ilginç kılıyor.
Yeni Şafak