Spiker Şener Mete‘nin hazırladığı ”Konuşturan Sözlük” adlı çalışmada 14 bin 949 kelimenin anlam ve telaffuzları yer alıyor.
Mete’nin hazırladığı, Prof.Dr. Hamza Zülfikar ve TRT spikerlerinden Jülide Sönmez tarafından gözden geçirilen sözlükteki kelimeler alfabetik olarak sıralanırken, okuma sütunlarına sözcüklerin yazımına uygun seslendirme biçimleri konuldu.
Bazı sözcüklerin seslendirmeleri yalın halde farklı, ek alma durumunda ya da tonlama halinde farklı olduğundan buna uygun olarak yer aldığı sözlükte, telaffuz edilirken vurgu yapılacak heceler kalın puntolar ve özel dil bilgisi işaretleriyle gösteriliyor.
İSTANBUL AĞZIYLA SÖYLEYİŞİN BİR GEREĞİDİR
Okuma sütunlarında Türkçe okunuş biçiminin yazımına özen gösterilirken, sözlükle ilgili şu bilgiler verildi:
”Türkçe, genellikle yazıldığı gibi okunan nadir dillerden biridir. Ancak harflerin karşılığı olan sesler, birden fazla olduğundan, okunuşta yazıma bağlı kalmak, bizi söyleyiş bozukluklarına, yani telaffuz yanlışlarına düşürebilir. Bu, İstanbul ağzıyla söyleyişin bir gereğidir. Örneğin, ‘gelmeyeceğim’ kelimesi, ‘gelmiycem’ yazımına yakın bir şekilde seslendirilir.
29 harfli alfabeye sahip olan Türkçe’de günlük kullanımda 40 ses, medya ile ilgili kullanımda 45, tiyatrodaki kullanımda ise 84 sesimiz bulunmaktadır. Böylesine ses zengini olan Türkçe’yi, dilimize yakın olanların doğru telaffuz etmesi zor bir iştir. Kaldı ki, okullarda ‘Türkçe yazıldığı gibi okunur’ tezinden hareketle verilen eğitimi alan çocukların doğru telaffuzdan ya da açık bildirişimden uzaklaştıkları bir gerçektir.
… Telaffuzu ya da bildirişimi yazıdaki imla kurallarına benzetebiliriz. Öznesi, yüklemi, tümleci yanlış yerde kullanılan bir cümle ya da ekleri yanlış olan bir sözcük grubu nasıl anlaşılmaz ise telaffuzu yanlış yapılan bir konuşma da öylesine anlaşılmazdır. Noktalama işaretleri yapılmamış ya da yanlış yapılmış bir metin, kötü bir yazım ise yanlış çıkarılan seslerden oluşan bir konuşma da aynı şekilde kötü bir konuşmadır.”
FARKLI YORUMA NEDEN OLABİLİR
Özellikle eski kelimeleri kullanma zorunluluğu bulunan metinlerde yapılan yanlış telaffuzun konuşmanın farklı yorumlara neden olabileceğinin belirtildiği sözlükte, ”Aynı şekilde, bir yabancı dili konuşurken, o dili iyi konuşan kişilerle sırf yanlış telaffuz nedeniyle kolay iletişim kurulamadığı da sık görülen olaylardandır” denildi.
Doğru telaffuzla istenilen mesajın daha etkili verileceğinin ifade edildiği sözlükte, dinleyenin yorulmadığı konuşmalarda dikkatin dağılmayacağı ve konuşanın bir talebi varsa daha kolay yerine getirileceği belirtildi.
Sözlükte, ayrıca, telaffuzu doğru yapabilmenin ön koşulunun sesleri doğru çıkarabilmek olduğu, kelime dağarcığını güçlendirmek için kitap okunması ve bulmaca çözülmesi tavsiye edildi.