Yazar Serdar Özkan’ın ilk romanı Kayıp Gül’ün macerası bundan altı yıl önce başladı. ABD’de yaşayan genç bir kızın kendini tanıma sürecinde Türkiye’ye uzanan yolculuğunu anlatıyor.
Sabah Gazetesi’nden Fisun Yalçınkaya‘nın haberine göre, ilk piyasa çıktığında Martı, Küçük Prens ve Simyacı gibi romanlara benzetildi. Kitap Türkiye’deki kitapseverler tarafından keşfedildikten sonra yurtdışı serüveni başladı: Roman altı yıl içinde İngilizce, Almanca, Fransızca, İspanyolca, Fince, Japonca gibi toplam 29 dile çevrildi, 40’ı aşkın ülkede yayımlandı.
YURTDIŞINDA TANITIM
Kayıp Gül’ün Letonyaca, Fince ve İtalyanca baskılarının basın lansmanı için 19-22 Ekim‘de Riga, 28-29 Ekim’de Helsinki ve 30-31 Ekim’de Roma‘ya gidecek olan Serdar Özkan, kitabının dünyada yoğun ilgi görmesine dair şunları söylüyor: "Bizim de aslında yoğun bir pazarlamamız yok. Ama bir gerçek var ki 40’tan fazla ülkede basılan bestseller listelerine giren bir ilk roman. Bir kitabın keşfedilmesi kolay bir süreç değil. Türkiye’de okuyanlar çok sevdi. Olumlu tepkiler yurt dışındaki ajansların dikkatini çekti. İlk olarak ABD’den bir ajans kapımızı çaldı. Önce yayınevleri sonra okurlar olumlu tepki gösterdikçe diğer ülkelere yayıldı."
ÜÇÜNCÜ KİTABINI YAZIYOR
Özkan sözlerini şöyle sürdürüyor: "Örneğin bir Yunan kitabı Kongo’da bulup okumuş. İlk defa bir Türk yazarı Hinndistan’da konuşulan Telugu diline çevriliyor. Ben, Teligu ve yine Hindistan’da konuşulan Marathi dillerinin varlığından kitabımın çevrileceği zaman haberdar oldum."
1975 doğumlu Özkan’ın ikinci romanı "Hayatın Işıkları Yanınca" ise yaklaşık bir yıl sonra Türkiye’de yayımlanacak. Şimdilerde üçüncü kitabı üzerinde çalışan Özkan "Onda da ilk iki romanımdaki karakterlerden esinlendim, büyüklere masallar şeklinde bir çocuk kitabı formunda ama büyüklere hitap edecek, oldukça da kalın bir kitap. Bir küçük kızın kendi kalbinin içine fiziksel olarak yaşadığı bir yolculuğu anlatıyor" diyor.
HER KÜLTÜRDE AYNI ETKİ
Kitapta tasavvuf unsurları dikkat çekiyor. Sufilikle bağ kurmak için Türkiye’de yaşamanın yeterli olduğunu vurgulayan Özkan, hedefinin okurun kalbine gidecek bir hikâye yazmak olduğunu söylüyor: "Kitabın her ülkede aynı şekilde etki etmesi çok enteresan. Bir Japonla bir Kanadalı bu hikâyeyle aynı şekilde temas ediyor. Bu benim için çok büyük mutluluk."