Büyük Sürgün’ü unutmadık

Tarih
Büyük Çerkes Sürgünü, üzerinden 153 yıl geçmiş olsa da acısını hâlâ taze tutuyor. Çerkesler’in 1856 yılından 1864 yılına kadar Rusya ile yapmış oldukları savaşlarda milyonlarca kayıp verildi. Va...
EMOJİLE

Büyük Çerkes Sürgünü, üzerinden 153 yıl geçmiş olsa da acısını hâlâ taze tutuyor. Çerkesler’in 1856 yılından 1864 yılına kadar Rusya ile yapmış oldukları savaşlarda milyonlarca kayıp verildi. Vatanlarından zorla çıkartılan Çerkesler’İn birçoğu da yolda hayatını kaybetti. Her 21 Mayıs’ta Kefken veya Beşiktaş’ta denize çelenk atan ve Rus Konsolosluğu önünde eylem yapan Çerkesler, bu törenlerin dışında daha çok kişiye sürgünü anlatabilmek için etkinlikler düzenlemeye başladılar. İstanbul Kafkas Kültür Derneği Eski Başkanı Yaşar Nogay, “Çerkes toplumu son 150 yıldır buzdolabındaydı. Neredeyse yok olacak bir toplumken Türkiye’deki demokratikleşme hareketleri sayesinde varlığını korumuştur. Kendimizi sadece sözle, yazıyla anlatmak yetmiyor. Artık sanat alanında da çalışmalar yaplıyor. Kafkas dilleri unutulma aşamasına gelmiş durumda. Bu kültürün kıymetini bilmek gerekiyor. Bu rengi en güzel şekilde ifade etmeye çalışıyoruz. Çerkes sürgünü sadece bizim değil insanlığın meselesi” diyor.

HERKES KENDİ ACISINI GÖRÜYOR

Kuzey Kafkasya Halkları’ndan olan Çerkesler’in kurduğu dernek, vakıf ve federasyonlar 11-21 Mayıs tarihleri arasında da çeşitli etkinlikler düzenliyor. Bunlardan biri de Hayal Etkinlik tarafından düzenlenen “Çerkes Sürgünü’nün 153. Yılında Anadolu Sürgünleri” adlı organizasyon. Bu etkinlikte sadece Çerkesler’in değil Balkan Müslümanları, Ahıska Türkleri, Çeçenler, Romanlar, Suriyeliler’in de birbirlerini duymaları için çalışmalar yapılıyor. Proje sorumlusu Kelemet Çiğdem Türk, farklı toplumların benzer hafızaya sahip olduğunu hatırlatarak “Öteki olarak nitelediğimiz insanların hayatlarına eğilelim istedim. Etkinliklerde herkes kendi acısını görüyor. Birbirimizi dinleyerek iyileşebiliriz” diyor. Etkinlik alanında Çerkes sürgünüyle ilgili resim sergisinden panele, müzik dinletisinden belgesel gösterimine farklı alanlarda çalışmalar yapıldı. Sürgün etkinliklerinin ilki Çetin Yılmaz’ın “Düş Bozumu” adlı resim sergisiydi. İlkokula gidene kadar Türkçe bilmediğini ve evde hep Çerkesçe konuşulduğunu belirten sanatçı “Ben bir sürgün nesliyim ve eserlerin tamamında bu acının hissedilmesini istedim. Başka eserlere benzesin istemedim. Dışardan etkiyi en aza indirmek için evden çıkmadım, sosyal medya kullanmadım. Bir aya yakın bir sürede eserler ortaya çıktı” diyor.

Büyük

Büyükwhatsapp’ta buluştu

Manisa’dan İstanbul’a eğitim için gelen 19 yaşındaki Görkem Şahin, dünya Çerkesleri’nin her an iletişimde olacağı bir whatsapp grubu açmış. Sosyal medyayı kullandığını belirten Şahin, Mısır’dan Kanada’ya, Ürdün’den Amerika’ya Kabardey, Şapsığ, Wubıh, Bjeduğ, Besleney başta olmak üzere her koldan Çerkesler’i bir araya getiriyor. Gruba yeni dahil olan Battar Kadkoy ise Amerika’da hukuk okuyan bir Çerkes. Evde hep Çerkesçe konuşulduğunu söyleyen Kadkoy, arkadaşlarına kültürleri hakkında bilgi verdiğini söylüyor ve ekliyor: “Annem Kafkasya, babam Suriye Çerkesleri’nden. Halkımız adına araştırmalar yapıyorum. Anavatana gidip çalışmalar yapacağım.”-Yenişafak