“100 Koleksiyondan 100 Nuri İyem”

Etkinlikler
Yaşamını ressam olarak kazanmaya başladığı dönemden itibaren bağımsız bir sanatçı olmanın; izleyici ve ardından koleksiyoner kitlesi yaratmanın mücadelesini veren ve bunu başaran ender ressamlarımızda...
EMOJİLE

Yaşamını ressam olarak kazanmaya başladığı dönemden itibaren bağımsız bir sanatçı olmanın; izleyici ve ardından koleksiyoner kitlesi yaratmanın mücadelesini veren ve bunu başaran ender ressamlarımızdan Nuri İyem, İş Bankası Kibele Sanat Galerisi’nde 23 Aralık-19 Şubat tarihleri arasında açılan sergiyle farklı bir açıdan ele alındı.

Kızı, oğlu, torunları, Benyes, Büyükkuşoğlu, Kongar, Sekban, Özşahin aileleri, kurumlar, müzeler de dahil 100 kolleksiyonerden alınan, ilk resimlerinden son tablolarına uzanan muhteşem seçki onun, soyutta, peyzajda, portrede ne denli büyük bir renk ve biçim ustası olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor. Hiçbir açıdan kendini yinelemeden eski ile yeni arasında sanatsal bir köprü kuran, her eserinde özgün ve tek olmanın ne demek olduğunu sergileyen, sanatına mecnun büyük usta Nuri İyem; “Resim yapamadığım günlerde kafamım sanki tahtaları oynuyor.” sözleriyle hiçbir karşılık için değil ressam olmanın olmazsa olmazı olduğu için tuvalin karşısına geçtiğinin altını çiziyor.

İyem, sanatın halktan kopuk olarak yapılamayacağını savunan, resmin insanlarla buluştuğu ölçüde değer kazandığına, canlı bir organizmaya dönüştüğünü savunurdu. Tablolarına bencilce bağlanmaz onların başka evlerde olmasını isterdi çünkü her evde bir tablonun olması resim sanatının benimsenmesi, sanatsever yetişmesi için önemliydi. 1950’li yıllarda ilk resmini satan Nuri İyem,yaşamını hiçbir kurum veya kuruluşa bağlı olmadan eşi Nasip İyem’in olağanüstü desteğiyle bağımsız bir sanatçı olarak sürdürdü. 65 yılı aşan üretim süreci sonunda bini aşkın koleksiyonda yer alan, sayıları 2 bin 600’ü aşan yapıtlarıyla Türk resim sanatına adını, çizgisini, etiğini kazıdı.

İyem, 19-27 Kasım 2001 tarihleri arasında Tepebaşı Tüyap İstanbul Sergi Sarayı’nda ulaşılabilen tüm koleksiyonlardan derlediği, dijital ortamda arşivlediği ve resim sahiplerine sertifika vererek 1504 tabloyla gerçekleştirdiği “Dünden Yarına Nuri İyem Retrospektif Sergisi“ ile dev bir olay gerçekleştirmişti. Ailesini her zaman destekleyen, onlardan da çok olumlu geri dönümler alan sanatçı, gene onların teşvik ve katkısıyla ileri yaşında bu büyük retrospektif sergisinin, sanatseverlerin müthiş sevgi gösterisi ve basının samimi ilgisi içinde, tadını çıkarmıştı.

Bu sergi, İyem’i çok daha iyi tanımak için kaçırılmaması gereken önemli bir fırsat. 2 Mart- 16 Nisan 2011 tarihleri arasında İş Bankası İzmir Sanat Galerisi’nde ziyarete açılacak olan serginin kısa da olsa uzamasını diliyoruz.
 
Nuri İyem

Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde Nazmi Ziya Güran ve İbrahim Çallı’dan ders alan İyem, Léopold Lévy’nin yeni bir yapılanma süreci başlattığı dönemde yüksek resim bölümünü bitirdi. Bu dönemde d Grubu’na karşı bir tavır alan ve Türk resim sanatında toplumsal gerçekçi anlayışı öne çıkaran “Yeniler“ hareketi olarak anılan sanatsal oluşumun öncülüğünü ve kuruculuğunu üstlendi. Bu hareketin yavaşladığı 1951-1952’de ise “Tavanarası Ressamları“ olarak bilinen grubun hocalığını yaptı.

Sanatçı yine bu süreçte kendi ifadesiyle doğaya çağrışımlı çalışmalar da gerçekleştirdi. İyem’in bu dönem çalışmaları içinde yer alan konstrüktif denemeler daha sonra lirik soyut, geometrik soyut olarak tanımlanan kompozisyonlarının oluşmasına ortam hazırladı. Hemen ardından yeniden figürlü ve gerçekçi resimlere ağırlık vermeye başladı.  Ezilmiş ve baskı altındaki Anadolu kadınına evrensel değerlerle yaklaştığı, kadınlarımızı gündeme taşıdığı resimleriyle tanındı. [issanat.com.tr]