Türkiye-Azerbaycan Dostluk Grubu Başkanı Necdet Ünüvar, “Hocalı’da aslında hayatını kaybedenler Türk’tü ama bu sadece Türk dünyasının meselesi değil. Müslüman’dı ama sadece İslam dünyasının da meselesi değil. Onlar aynı zamanda insandı, dolayısıyla bu insanlığın meselesi” dedi.
Azerbaycan’daki Qasim, Xeber 365 ve Yeni Çağ gazetelerinin Hocalı katliamının 24. yılı dolayısıyla düzenlediği “Uluslararası Hocalı Soykırımı, İnsanlığa Karşı Cinayet” paneli, saygı duruşunda bulunulması, Türk ve Azerbaycan milli marşlarının okunmasıyla başladı.
Ünüvar, yaptığı konuşmada, tüm dünyanın aslında Hocalı ve çevre bölgelerinde yaşanan vahşi katliamları çok iyi bildiğini belirtti.
Hocalı katliamını yapanların, kendi ağızlarından radyo ve televizyonlarda itiraflarının olduğunu ifade eden Ünüvar, “Hocalı’yı konuşmak ve anlatmak durumundayız. Hocalı’da aslında hayatını kaybedenler Türk’tü ama bu sadece Türk dünyasının meselesi değil. Müslüman’dı ama sadece İslam dünyasının da meselesi değil. Onlar aynı zamandı insandı, dolasıyla bu insanlığın meselesi” diye konuştu.
Suriye’de de Bayırbucak Türkmenlerine karşı vahşi bir katliam uygulandığına dikkati çeken Ünüvar, “Suriye’de binlerce insan öldü, milyonlarca insan vatanlarından oldu. Şayet insanlık ve dünyayı kendisinin yönettiğini düşünen o büyük devletler, Hocalı ve benzeri hadiselerde seslerini gür şekilde çıkarsaydı inanıyorum ki Suriye’de bugün yaşananlar yaşanmazdı” dedi.
Küreselleşen Azerbaycan Sivil Kalkınma Merkezi Başkanı Anar Asadlı ise Hocalı katliamının insanlığa karşı suç olduğunu, Türk milletinin tarihini unutmaması gerektiğini kaydetti.
– Yaşadıklarını anlattı
Soykırımın şahitlerinden Hazangül Emirova da Ermenilerin kente baskın yaptıklarında küçük kardeşi ve babasıyla esir düştüklerini dile getirdi.
Baskın sırasında küçük kardeşini ve annesini öldürdüklerini belirten Emirova, şöyle devam etti:
“Bir gün süreyle bizi bilmediğimiz bir yerde esir tuttular. Beni babamdan ayrı yere götürdüler. Ermeni askere ‘Babamı görmek istiyorum’ dedim. Asker de ‘Birazdan seni babanın yanına götüreceğiz’ dedi. Babamın yanına götürüldüğümde, babamı darağacına bağlamışlardı. Askerler, babamı ‘Azerbaycan toprakları Ermenilerindir’ cümlesini söylemesi için zorladı. Babam da ‘Beni öldürseniz de öz vatanıma ihanet etmeyeceğim’ dedi. Babamı, üzerine benzin dökerek diri diri öldürdüler.”
Yaşadıklarını anlatırken duygulanan Emirova, şahit olduğu olayların hafızasından silinmeyeceğini kaydetti. Emirova, vatanında artık savaşların olmamasını, çocukların yetim kalmamasını istedi.