Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, dünyanın vicdanı olan Türkiye’nin kültür ve medeniyetlerinin üzerinde yükseldiği zemin olduğunu belirterek, “Bizi bir arada tutan ve bir kılan derin manevi bağlar, farklılıklarımızın teminatıdır. Tarihin ve coğrafyanın merkez ülkelerinden biri olan Türkiye, bütün inanç ve düşüncelerle bir arada, bin yıllık birlikte yaşama tecrübesine sahiptir.” dedi.
Avcı, Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda 3-5 Mart tarihlerinde gerçekleştirilen 3. Milli Kültür Şurası‘nın kapanış konuşmasına, katkılarından dolayı 17 komisyonun başkanları ve 170 komisyon üyesi ile müzakerecilere teşekkür ederek başladı.
Bakan Avcı, Türkiye’nin zengin kültürel birikimini daha da zenginleştirmek ve yeni kültür politikalarına yön vermek üzere gerçekleştirilen şuranın, son derece ufuk açıcı bir yol haritası ortaya koyduğunu söyledi.
Bu yolu özenle takip edeceklerini belirten Avcı, “Şurada ortaya çıkan hiçbir cümleyi zayi etmeden, gelecek için tam bir fikri takip içinde olacağımızdan emin olmanızı istiyorum. Şuramızın açılışında kültür dünyamızın zenginleşmesi için yeni bir ruhun gereğine işaret buyuran ve şurayı çok güçlü bir iradeyle sahiplenen saygıdeğer Cumhurbaşkanımıza hassaten teşekkür ediyoruz. Milli Kültür Şurası’nın ortaya çıkaracağı raporun bizzat takipçisi olacağını ifade etmeleri, bizim için büyük bir şeref ve sorumluluktur. Bu sorumluluğun idrakinde olarak, gereğini inşallah yüzümüzün akıyla yerine getireceğiz.” diye konuştu.
“Kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı, değerlerimizi geliştireceğiz”
“Dünyanın İyiliği için Türkiye” vecizesinin 3. Milli Kültür Şurası’nın parolası olduğunu ifade eden Avcı, “Şuranın bize emanet ettiği bu veciz ifadeyi, şiarımız olarak kabul ediyor, Bakanlık olarak sahipleniyoruz. Milli Kültür Şurası’nın mesajı olarak diyoruz ki ‘Dünyanın İyiliği İçin Türkiye…’ Medeniyet tarihinin en parlak sayfalarının yazıldığı Türkiye, dünya kültür mirasının da en kıymettar hazinelerinin ev sahibidir. Şuramız kuvvetle teyit etmiştir ki bütün zenginliğiyle bu evi, evimizi, dilimizi, ülkemizi, kültürümüzü, irfanımızı bütün tehdit ve saldırılara karşı özenle koruyacağız. Kültürümüzü, sanatımızı, edebiyatımızı, değerlerimizi korumakla yetinmeyeceğiz, bütün insanlık için geliştireceğiz. Devlet ve millet olarak, merkezi ve yerel yönetimler olarak, üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları olarak, kamu ve özel sektör olarak, kurumlar ve şahıslar olarak elimizden geleni yapacağız.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Avcı, şurada Türk dilinin zenginleşmesi için öneri ve çalışmaların da yapıldığını, Türkçenin yoksullaşması tehlikesine işaret edildiğini ve üç büyük dilin zenginliğini taşıyan eski Türkçenin öğretilmesinin gereğinin ifade edildiğini söyledi.