İstanbul’daki Kayıp Camiler

Dinler
İstanbul‘un tarihi yarımadasındaki Fatih ilçesi sınırları içinde bulunan 281 cami ve mescit, resmi kayıtlarda yerleri belli olmasına rağmen artık yerinde yok. Bazıları yıkık dökük halde bazıları...
EMOJİLE

İstanbul‘un tarihi yarımadasındaki Fatih ilçesi sınırları içinde bulunan 281 cami ve mescit, resmi kayıtlarda yerleri belli olmasına rağmen artık yerinde yok. Bazıları yıkık dökük halde bazıları da işgal altında.

İstanbul‘un tarihi yarımadasındaki Fatih ilçesi sınırları içinde bulunan 281 cami ve mescit, resmi kayıtlarda yerleri belli olmasına rağmen artık yerinde yok. Bazılarının arsaları üzerinde özel mülkiyet binaları varken, bazıları yıkık dökük halde ve işgal altında.

En acı durumda olanlar ise, ibadethane ahkamına çok ters düşen işler için kullanılanlar.. Örneğin Sirkeci Garı bitişiğindeki cami, yeniden cami olarak restore edilmeden önce pavyon olarak kullanılıyordu.

281 cami yok oldu

Fatih‘te 169, Eminönü‘nde 113 cami yok olmuş durumda. Bunlardan 69’unu yol ve meydan yapmak amacıyla yerel yönetimler yıkmış. 50’si doğal afetlere ve yangınlara kurban verilmiş. 20’si ise ilgisizlik ve bakımsızlığa direnememiş. Birçoğunun yerinde simdi apartmanlar, gecekondular ve işyerleri var. 118 cami ve mescidin ise resmi kayıtlardaki isimlerinden başka geride hiçbir izi yok.

İstanbul‘da yaşanan tarih kıyımının boyutlarını görmek için yalnızca Eminönü ve Fatih Müftülükleri‘nin kayıtlarına bakmak yeterli. 1950‘den sonra hız kazandığı gözlenen kıyımın bilançosu söyle:

Eminönü’nde 113, Fatih’te 169 cami ve mescide çeşitli nedenlerle yok olmuş durumda. Yani toplam 281 tarihi eser. Bu iki ilçede ayakta kalan cami sayısı ise 283. Bir başka deyişle tarihi mirasın yarısı, yerel yönetimlerin sorumsuzluğuna, Vakıflar Genel Müdürlüğü‘nün ilgisizliğine, plansız kentleşmeye ve doğal afetlere kurban edilmiş durumda.

Eminönü ve Fatih ilçelerinde yok olan cami ve mescitleri inceleyen ilçe müftülüklerinin yayınladığı ”Eminönü Camileri” ve ”Fatih Camileri” adli iki kitap iç karartıcı tabloyu bütün çıplaklığıyla göz önüne seriyor.

Bir müftülük yetkilisi, en çok yıkık bir şekilde duran camiler için bir şey yapamamanın sıkıntısını çektiklerini belirterek şunları söylüyor:

”Yok olan cami sayısı çok fazla. Bunların birçoğu ise sorumsuzluğa kurban verilmiş durumda. Bütün çalışmalarımız en azından tarihi belgelemek ihtiyacına hizmet ediyor. Ortaya çıkan bu iki kitap kaybolan eserlerin kayıtlı hale getirilmesi çabasını güdüyor. Özellikle yıkık vaziyette duran camiler, halkı huzursuz ediyor. Bunlar bir an önce aslına uygun olarak restore edilip şehre ve topluma kazandırılabilir.”

MARMARA DENİZİ’NDE ‘KAYBOLAN’ KARAKÖY CAMİİ

İstanbul‘un kayıp camileri arasında hikayesi en çarpıcı olan ise Karaköy Camii

Karaköy Meydanı‘nda 2. Abdülhamid dönemi saray Mimarı Raimondo D’Aronco tarafından yapılan ahşap cami, 1959 yılında yol yapımı nedeniyle sökülerek gemiye yüklendi. Kınalıada‘ya tekrar kurulması planlanan camii, taşınırken gemi yan yattığı için parçalarının bir çoğu suya gömüldü.

Camiden kalan iki parça mermerin birisi, bütün ihtişamıyla Kınalıada Camisi‘nin avlusunda yatıyor. Diğeri ise aynı caminin duvarının yapımında kullanılmış. Karaköy Camii‘nin abanoz ağacından oyma, nakışlı ahşap mihrabını ise Kasımpaşa‘daki Yahya Kethüda Camii ödünç almış.