Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu, Diyarbakır Ulu Camii’nde verdiği cuma vaazında Kur’an okumanın önemine değinmiş ve 2010’u ‘Kur’an ve Peygamber Yılı’ ilan edeceklerini söylemişti.
Bardakoğlu, cemaate de "Kur’an bizi bize tanıtır. Akşamları evde yarım saat de olsa televizyonu kapatın, Kur’an bilenler okusun." tavsiyesinde bulunmuştu. Bardakoğlu’nun bu tavsiyesi bazı basın yayın organları tarafından magazin malzemesi haline getirildi. Ve bir gazete önceki gün olayı ‘Bardakoğlu bir taş attı’ manşetiyle sayfalarına taşıdı. Bazı televizyon yapımcılarının görüşüne yer veren gazete, iç sayfasında şu başlığı kullanıyordu: ‘Kur’an okumak mı, Aşk-ı Memnu mu?’
Diyanet, söz konusu haberlere tepki gösterdi. Diyanet’ten yapılan yazılı açıklamada, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Bardakoğlu’nun, cuma namazında Ulucami’de verdiği vaazda 2010’un ‘Kur’an Yılı’ olduğundan bahsederek, Kur’an’ın millet olarak ortak inanç, ahlak, tarih ve medeniyetimizi inşa eden yönleri üzerinde durduğu, bu çerçevede halkı Kur’an’ı okumaya, anlamaya çağırdığı ifade edildi. Şunlar kaydedildi:
KUR’AN AHLAKINA DAVET EDİYORUZ
"Ülkemizin en az okuyan ve en çok televizyon izleyen ülkeler arasında olması gerçeğinden hareketle ‘akşamları televizyonları yarım saat daha az seyredin, televizyonunuzu yarım saat kapatın, kendinize ve çocuklarınıza zaman ayırın, Kur’an ile buluşun, Kur’an’ı ve sünneti evinize misafir edin’ tavsiyesinde bulunmuştur. Zira Kur’an ve sünneti anlamak, dini doğru anlamanın ilk şartıdır. Dinin iyi anlaşılmadığı yerde bid’at ve hurafenin, törelerin, çıkar ilişkilerinin, siyasetin, dinle şöhret ve servet kazanmanın dini bir zemin bulması ve burada kökleşmesi kaçınılmaz olur. Bu itibarla, bir kimsenin yukarıda özetlenen konuyu ‘televizyon seyredilmesini yasaklama’ veya ‘insanlara zorla kitap okutma’ şeklinde anlaması ve sunması veya ‘salt dizi karşıtlığı’ olarak görmesini anlamak mümkün değildir. Konu, bu kadar bilgi kirliliğinin ve çizgi sapmasının olduğu bir ortamda insanımızı Kur’an ve sünnet bilgisine ve ahlakına davettir. Tüm insanlığa yönelik ‘Kur’an okuyun’ tavsiyesi kuyuya atılan bir taş değil, karanlıklara yakılan bir kandildir. Sanal dünyalardan hakikat dünyasına bir çağrıdır ve bu çağrı Kur’an’ın 1400 yıllık çağrısıdır. Biz bu çağrıyı ve uyarıyı yapmak zorundayız. Bunun karşısında dilediği tavrı göstermek ise muhatapların özgürce karar vereceği bir husustur. Başta yüce kitabımız olmak üzere insanı ve varlık âlemini konu edinen her şeyi okuma çağrımızı yeniliyoruz.”
DİN ÜZERİNDEN POLEMİK OLMAZ
Diyanet‘in açıklamasında haberde din üzerinden polemik yapıldığı aktarıldı: "Ne var ki söz konusu haberde, konuyu ağırbaşlılık, sağduyu ve ciddi bilgilerle ele almak yerine, insanların zihninde şok etkisi yapan tarzda, biraz da yine din üzerinden polemik üretmek amacıyla ve istihzai bir üslupla, ‘İbadet mi, dizi mi? Aşk-ı Memnu mu, Kur’an okumak mı?’ diye sorulmaktadır. Verilen cevaplar arasında ‘İnsanların evlerinde ne yapacağı Diyanet’i ilgilendirmez’, ‘Takkesini taksın, sussun’ ifadelerinin bulunması toplumun her kesimine yönelik bir okuma seferberliğine ne kadar muhtaç olduğumuzu göstermesi bakımından oldukça manidardır."