Dünyanın tanınmış Müslüman din adamlarının geçtiğimiz hafta sonu Mardin’de bir araya gelerek İbn-i Teymiye‘nin cihat fetvasını yorumlaması, ilahiyatçıları böldü.
700 yıl önce verilen ve ‘Mardin Fetvası’ olarak bilinen hükmün tartışıldığı ‘Barış Yurdu Mardin Konferansı’na bir eleştiri de Diyanet İşleri Başkanı Ali Bardakoğlu‘ndan geldi. Bardakoğlu, El Kaide gibi aşırı dini gruplar tarafından istismar edilen fetva ile ilgili, "Günümüzdeki terör ve şiddeti İbn-i Teymiye‘nin Mardin Fetvası ile ilişkilendirmek, olup bitenlerden İslam’ı sorumlu tutmak anlamına gelir. Ortadoğu’da kan, şiddet, gözyaşı, terör ne varsa hepsini Mardin fetvasına bağlamak, olayların gerçek nedenlerini göz ardı eden ciddi bir körlüktür." dedi. Bu bakımdan konferansın Türkiye’de ve böyle bir usulde yapılmış olmasını yadırgadığını ifade eden Diyanet İşleri Başkanı, "Diyanet olarak bu toplantıya iştiraki en başta reddetmiş olmamızın ne kadar isabetli olduğunu bugün daha iyi görüyoruz." diye konuştu.
Bardakoğlu, konferansın İngiltere merkezli Küresel Yenilenme ve Rehberlik Merkezi tarafından organize edilmesini de eleştirdi. Diyanet’in gündemini, toplumun ihtiyaçlarına göre özgürce belirlediğini belirten Başkan Bardakoğlu, "Hiçbir uluslararası gündem belirleyicinin bizim gündemimizi oluşturmasını ve kendi programlarına ortak etmesini düşünemeyiz." ifadelerini kullandı.
Asırlar önce verilmiş ve kitapların satırları arasında kalmış fetvaların günümüze taşınmasını ve daha bilinir hale getirerek tartışmaya açmayı doğru bulmadığını vurgulayan Bardakoğlu, her fetvanın kendi döneminin ürünü olduğunu ve o dönemin geçerlilik şartlarına sahip bulunduğunu kaydetti. Bardakoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "İslam alimlerinin dini konularda verdiği görüşler kendi dönemleri ve şartlarıyla sınırlı bir geçerliliğe sahiptir. Bir fetvanın başka bir fetvayı geçersiz kılması, işlevden düşürmesi gibi bir şey de söz konusu olamaz."
Sadece İslam dünyasındaki değil, her yerdeki terörün, acının, şiddetin sona ermesini istediklerini dile getiren Diyanet İşleri Başkanı, "Bağdat’taki terör kadar Moskova, Tokyo, Londra, İspanya metrolarındaki terör de bizi üzmektedir. Hepsine karşıyız ama bu yanlışlara karşı çıkarken başka yanlışlar yapmamak, terör ve şiddeti İslam’la ilişkilendirmekten, Müslümanların izzet ve itibarını zedeleyecek söz ve tavırlardan da kaçınmak gerekir. Hele hele dini konuları, uluslararası siyasetin ve stratejilerin aracı haline getirmek en başta yüce dinimizin ve sonra da milletimizin tarihine ve bugüne saygısızlık olur." dedi.
Dini değerleri benimseyen ve İslam’ın insan hayatına verdiği değeri kavrayan insanların teröre bulaşmayacağına dikkati çeken Bardakoğlu, "İslam dünyasındaki 1,5 milyar insanın eşit derecede İslam’ı kavradığını varsayamayız. Hayatımızdaki davranışları belirleyen tek kaynak da İslam değildir. Başka birçok faktör vardır. Onun için sosyal bilimlerde cevaplar ve çözümler tek şıklı ve basitçe değil, karmaşık ve girifttir. Her şeyin her şey ile irtibatı vardır.” diye konuştu.