Engin Dinç’in röportajı
Yazar İhsan Eliaçık geçtiğimiz gün, Habertürk TV’de Alevilerin TBMM’de cemevi açma talebine yönelik yaptığı açıklamalarla gündeme geldi. Eliaçık açıklamalarında namazı ritüel olarak nitelerken, Alevilerin yaptığı semah ile namazı aynı kategoride değerlendirdi. Biz de İhsan Eliaçık’ın bu açıklamalarının ne derece gerçeği yansıttığını İlahiyatçı Mehmet Paksu ile konuştuk.
İhsan Eliaçık, dün akşam katıldığı bir televizyon programında Alevilerin TBMM’de cemevi talebiyle ilgili yaptığı konuşmada, “"Kur’an’a göre namaz ibadet değil ritüeldir. Yani camide ritüel icra edersiniz. Hayatın içinde ibadet edersiniz." gibi bir ifade kullandı. Bu ifade İslam’a ne derece uygundur? İbadeti nasıl tanımlamalıyız?
Namazın tarifini ve tanımını Kuran-ı Kerim 100’e yakın ayette yaptığı gibi, Peygamber Efendimiz (SAV) de binlerce hadiste bahsetmiş. Namazın yeni bir tarife ve yeni bir açılım getirmeye ihtiyacı yok. Namaz hem bütünüyle kıyamı, secdesi, rükûsuyla, tahiyyatıyla, selamıyla, rekâtların sayısıyla sabittir. İbadet her şeyden önce kulluk, bütün ibadetleri bulunduran bir özellik taşıyor. Haccı taşıyor, Kabe’ye dönüyoruz. Zekatı taşıyor, bedenimizin zekatını veriyoruz. Oruç ibadetini içinde bulunduruyor. Namaz içinde hiçbir şey yiyip içmiyoruz, bedensel bir gıda almıyoruz. Kelime-i Şahadet’le bütünüyle zaten Allah’ın varlık ve birliğini dile getiriyoruz. Son tahiyyatta Kelime-i Şahadet getiriyoruz. Namaz bütünüyle imanın 6 şartını içinde bulunduruyor. Allah’a, peygamberlere, kitaplara, ahiret gününe iman, yani namaz Cenab-ı Hakkın kulu kabulü anlamına gelen bir ibadet. Bütün zikrin, şükrün, hamdın, kul ile Allah arasındaki yakınlığın olduğu bir ibadettir. Kulun Allah’a en yakın olduğun anı secde anıdır. Bunun için secdede duanızı artırın buyuruyor. Namaz kulluğun özü, esasıdır ve Kuran’ı Kerim ile namaz beraber zikredilir. Kuran’da ibadet deyince ilk anlaşılan namazdır. Namaz sadece sıradan hareketler ve davranışlar, böyle ritüel ya da tekrarlar şeklinde görmek namazın ruhunu ifade edememektir. Namazın ruhundan uzaklaşmak anlamına geliyor.
İhsan Eliaçık, ayrıca Alevilerin cemevinde yaptıkları Semah’la, Namazı da aynı kategoride değerlendirerek, ikisinin de ritüel olduğu düşüncesini dile getirdi. Namaz’la Semah bu anlamda aynı kategoride değerlendirilebilecek şeyler midir?
İbadetleri Allah ve Resulü belirler. Herhangi bir kul veya grup belirlemez. Yani Alevilerin o kendilerine göre oluşturdukları, müzik eşliğinde yapılan hareketler kendilerinin belirlediği ve kendilerinin oluşturduğu davranış şekli. Ama namazı Allah ve Resulü belirlemiş. Allah ve Resulü’nün belirlediği ve tayin ettiği şekilde namaz kılınır. Peygamber Efendimiz, “Ben nasıl namaz kılıyorsam, sizde öyle namaz kılın” diye buyuruyor. Namazın bütün hareketlerini, kıyamın, rükunun, secdenin, rekat sayılarını, namazda neler okunacağını, hangi tespihlerin okunacağını, hangi duaların okunacağını bütünüyle Peygamber Efendimiz (SAV), dinin kurucusu ve sahibi belirlemiş. Bunun herhangi bir gurubun, anlayışın, herhangi bir değişik cemaatin belirlemesi hakikaten çok farklı bir şey. Birisi yapılması gereken farzdır, diğeri de kültürel bir davranıştır. Semah ile namazı aynı kefeye koymak dinin emirleri ile insanların kendi emirlerini yan yana koymak, bunlar üzerinde düşünülmesi gereken çok garip davranışlar. Çok yoruma açık değil, kapalı meseleler. Dinin özünü belirleyen ilahi emirler varken, insanların belirlediği bir takım şeyleri aynı kefeye koymak çok ciddi bir problem.
Namazın bir ruhu, İslam’ın bir ruhu var. Bu tip açıklamalar İslam dinine zarar veriyor mu?
İslam’a zarar verecek değil. İslam Allah’ın dinidir. Cenab’ı Hak Kuran- ı muhafaza edeceğine söz vermiş. Din Allah’ın dinidir. “Biz Kuran’ı indirdik, onu koruyacak olan biziz” diyor. Allah katında din İslam’dır diyor. Onlar İslam’ın nurunu söndürmek istedi ama Allah İslam’ın nurunu koruyacaktır. Dolayısıyla din, İslam, Kuran bütünüyle Allah’ın muhafazası altında. Kimse İslam’a zarar verecek değil. Çünkü insan kendine zarar verir. Yanlış açıklamalar kişiye zarar verdiği gibi bir de tereddütte olan insana yani bu konuda yeterli bilgisi olmayan insanların namaza olan soğukluğunu artırabilir. Namaz olan yakınlığını uzaklaştırır. Namaza olan şevkini söndürebilir. Bunun sorumluluğu da ağır. Yani “siz ister namaz kılın, ister bir takım semah hareketi yapın, bunlar dinle aynı” demenin hiçbir alakası yok. Yani İslam’a kimse zarar veremez. Kimse İslam’ı değişik şekilde yorumlayarak kalplerden sökecek değildir. Hidayet Allah’ın elinde İnsanların kalplerine hidayeti, imanı, namazın şevkini, heyecanını, Allah koruyacaktır. Allah’ın bütünüyle muhafazası, koruması altında olan bir dine kimse zarar verecek değildi. Bu tip açıklamalar tarih boyunca olmuştur. Asr-ı Saadet’in sonlarına doğru olmuştur. Hz. Ali döneminde olmuştur. Değişik guruplar, değişik anlayışlar İslam dünyasında değişik isimler arasında yer almıştır. Böyle ifrat ve tefrit hareketler, açıklamalar sadece belli kişiler arasında etkili olabilir ama geniş bir İslam toplumu üzerinde zarar vereceğini ben zannetmiyorum.
DİPNOT: Ritüel Nedir?
Ritüel, birey ya da gruplarla ilgili bazı değerlerin, uygun zamanlarda, sembolik ve aşağı-yukarı değişmeyen ardışık davranış biçimleri ile tekrarlanmasıdır. Standartlaşmış ve tekrarlanan sembolik davranış biçimi olan ritüel, bireysellikten öte grup bilincini ve birlikteliğini ortaya koyan duygusal bir kanal, yeni bilgi ve tecrübeler için bir rehber olarak geçmişi günümüze, günümüzü de geleceğe bağlayan bir bağ olması nedeniyle sosyal bilimlerin temel konularından birisi olagelmiştir. Ritüeller, çoğunlukla dini karakterli olmakla birlikte, yalnızca din alanına sıkıştırılamazlar. Dolayısıyla ritüeller dini olabileceği gibi seküler de olabilirler.
On5yirmi5.com