Kur’an ve Sünnet Işığında Görgü Kuralları

İslam
Görgü kuralları sadece çatal bıçağın nasıl tutulacağından ibaret değil. Uykudan yolculuğa, yemekten taziyeye her şeyin bir âdabı var. İbrahim Ünal, “Kur’an ve Sünnet Işığında Görgü&r...
EMOJİLE

Görgü kuralları sadece çatal bıçağın nasıl tutulacağından ibaret değil. Uykudan yolculuğa, yemekten taziyeye her şeyin bir âdabı var. İbrahim Ünal, “Kur’an ve Sünnet Işığında Görgü” kitabında bu kuralları dinî açıdan mercek altına alıyor.

Otobüste, minibüste durmaksızın üstelik yüksek sesle telefonla konuşup özel hayatına ahaliyi ortak edenler, sokakları dev bir lavabo gibi görüp sağa sola tükürmekte beis görmeyenler, ne giyimine ne de kişisel bakımına zerrece özen göstermeyenler… Bu manzaraları neredeyse yadırgamayacak hale geldik. Zira görgü kurallarını sadece çatal bıçakları doğru kullanmak ya da tokalaşmaktan ibaret sayanların sayısı hızla artıyor. Peki dinimizde görgü kurallarının yeri ne? Daha da önemlisi biz bunları ne kadar biliyor ve hayatımıza geçiriyoruz? Bu soru ilahiyat mezunu olan ve yıllarca din kültürü öğretmenliği yapan İbrahim Ünal’ın da kafasını fazlaca kurcalamış olacak ki  yemekten uykuya, tuvaletten yolculuğa kadar birçok konudaki adabı anlatan “Kur’an ve Sünnet Işığında Görgü” adlı Nesil Yayınları’ndan çıkan bir kitap kaleme almış. Ünal, kızıyla birlikte Dost TV’de ‘Çocuk ve Biz’ adlı programı da sunuyor.

İbrahim Ünal, görgü kurallarının çoğu zaman dinden bağımsız olarak sadece geleneklerle, üstelik yanlış biçimde şekillendiğini söylüyor. Kitabı yazmadan önce yaşadığı birçok olay da bunun kanıtı adeta. ‘Âdettendir’ diyerek yapılan hatalardan fazlasıyla rahatsız. Örneğin ağabeyi evlendiğinde yengesi, o zaman 11 yaşında küçük bir çocuk olan Ünal’ın elini öpmüş. Saygı belirtisi olarak normalde büyüklere gösterilen bu davranışa o zaman da hayli şaşırdığını ancak ‘âdetin bu olduğunu’ daha sonradan öğrendiğini hatırlatıyor. Yine ortaöğretim genel müdür yardımcılığı yaptığı bir dönemde kendisini ziyarete gelen genç bir milletvekilinin Ünal’ın yanındaki yaşça ondan büyük olan ve onu tanımayan kişileri “Neden ayağa kalkmadınız?” diye azarladığını anlatıyor. Bu ve bunun gibi yaşadığı daha birçok olayda müdahale etmesinin halk arasında yadırgandığını söylüyor. Sonuç olarak uzun araştırma ve kaynak tarama süreçlerinden sonra sosyal hayatta hem kendisine hem çevresindekilere faydalı olacağına inandığı bir kitap çıkmış ortaya.

Su küçüğün değil, önce isteyenindir

‘Su küçüğün, söz büyüğün.’ atasözümüze İbrahim Ünal’ın bir itirazı var. Sebebini şöyle anlatıyor: “Torunu Hasan, Peygamberimiz’den (sas) su istiyor. Efendimiz suyu getiriyor ama bardağı küçük torun Hüseyin almak istiyor. Peygamberimiz Hz. Hasan’a uzatıyor. Hz. Fatıma, ‘Hasan’ı daha fazla seviyorsun belli.’ deyince Efendimiz, ‘Hayır, suyu önce kim istemişse onundur.’ buyuruyor. Çay veya başka ikram vereceksiniz; en sağdan değil, oradakilerin en büyüğünden başlar, sağdan devam edebilirsiniz.”

Bunlara dikkat!

Yürürken “Allah’ın has kulları onlardır ki yeryüzünde sükûnetle, vakarla yürürler.” (Furkan 25/63) ayetini unutmamak gerekiyor. İki veya üç kişilik grup halinde yürürken ise diğerlerinin önünde veya arkasında değil yanında yürümek gerekiyor.

Yolculuk dönüşüuzun bir yoldan geliyorsak uçak, otobüs vs. gibi ulaşım araçlarında dönüş biletinizi gece vaktine denk gelmeyecek şekilde alabiliriz. Zira Efendimiz (sas) eve zifiri karanlıkta dönüşü tasvip etmemiş.

Yolculuklarda ‘Allahuekber’ ve ‘Sübhanallah’ tesbihlerini de bolca çekmek gerekiyor. Toplu taşıma araçlarında konuşma, yeme içme, uyuma ve her türlü halimizle diğer yolculara rahatsızlık vermekten her şekilde kaçınılmalı.

Yolda

Önümüze çıkan ve başkalarına zarar verebilecek taş, metal vs. gibi şeyleri kaldırmak da Peygamber Efendimiz’ce övülmüş amellerden.

Yemekten önce ve sonra eller mutlaka yıkanmalı. Sağ elle yenmeli. Sıcak yemeğe üflenmemeli. Mide tıka basa doldurulmamalı. Nezaket icabı tabakta yemek bırakmak yerine tabak bitirilmeli. Sofraya beraber oturmak ve kalkmak, tabağın kendisine yakın olan kısmından yemek sünnet. Yemeğe önce büyük başlamalı, can sıkıcı değil neşeli konular konuşulmalı.

Suyu tek değil iki ya da üç seferde içmek gerekiyor. Mümkünse oturarak içilmeli.

Tuvalete sol ayakla girip sağ ayakla çıkmak sünnet. Temizlikse sol elle yapılmalı. Herkesin gelip geçtiği yerler yahut ağaç diplerinde ihtiyaç giderilmemeli.

Uyurken yüzükoyun değil sağa dönerek yatın. Koruyucu dualarınızı ihmal etmeyin. Uykudan kalkınca da eller yıkanmalı.

Misafirliğe mümkün olduğunca haberli gitmek ve içeri girerken izin almak gerekiyor. Kısa süreli ziyaret ev sahibini zora sokacak kadar uzun saatlere sarkmamalı. Yatılı misafirlik ise üç günü aşmamalı.

Taziyeye gidiliyorsa ev sahibinin acısı göz önüne alınarak ondan yemek beklenmemeli. Tam tersine mümkünse yemek götürülmeli.

Zaman