Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, yayımladığı bayram mesajında, Müslüman kalma bilincini daima diri tutan bayramların hüzün ve sıkıntıların paylaşıldığı, neşe ve sevinçlerin çoğaltıldığı günler olduğunu bildirerek, bayramların yürek kapılarının kardeşlere açma, ekmeği bölüşme, huzuru paylaşma zamanları olduğuna işaret etti.
Görmez, mesajında şunlara yer verdi:
“Bayramlarda ruhumuzu saran huzur, içimizi kaplayan sevinç, yüreğimizi dolduran mutluluk, coğrafyaları, dilleri, ırkları, renkleri ve kültürleri farklı milyonlarca Müslüman tarafından paylaşılmaktadır. Aslında bu durum, İslam ümmeti ve insanlık adına büyük bir umudu içinde barındırmaktadır. Ancak bu umut, Müslüman olmanın hakkını vermeye bağlıdır. Müslüman olmak her şeyden önce insan olmanın hakkını vermektir. Müslüman olmak, Rabbimizin insandan beklediğini gerçekleştirmek için gayret göstermektir.
Müslüman olmak, İslam’a teslim olarak, cimriliği, kini, nefreti, ayrımcılığı, ötekileştirmeyi, dışlayıcılığı nefsinden ayıklamaktır. Daima hakkın yanında yer almaktır. Hakka, hakikate, adalete, ahlak ve fazilete çağırmaktır. Hakikati duyurmak, adaleti yüceltmek, sevgiyi, barışı ve huzuru yaymaktır. Kur’an’ın yanında, rahmet Peygamberinin tarafında yer almaktır. Yeryüzünün dertleriyle hemdert olmaktır. İnsanlığın barış ve huzuru için hayrın anahtarı şerrin kilidi olmaktır.”
Müslümanların idrak ettiği bayramın, İslam coğrafyası ve insanlık üzerindeki kara bulutların dağılması, ümitsizliklerin ortadan kalkması ve geleceğe umutla bakabilmesi için yüce Allah’ın bir lütfu, ihsanı ve armağanı olduğunu vurgulayan Görmez, şöyle devam etti:
“O halde bilelim ki bu bayram bizim için büyük bir nimettir. Her nimetin bir sorumluluğu vardır. Bayramlar mutluluğun, sevincin, muştunun hakkını verme günleridir. Bu bayram el üstünde tutulmanın gereğini yerine getirelim. İyi bilelim ki her sermayenin bir yükümlülüğü vardır. Gelin bu bayram huzurumuzdan kardeşlerimize pay ayıralım. Mutluluğumuzdan yetim ve öksüzlere sadaka verelim. Sevincimizi aç, muhtaç ve fakirlerle paylaşalım. Tebessümlerimizi ve iç huzurumuzu birbirimize ‘şeker’ diye ikram edelim. Hoşgörümüzü ve affımızı birbirimize ‘bayram’ diye armağan edelim. Şefkatimizi ve feragatimizi birbirimizin kalbine ‘ekmek’ diye ikram edelim. Kardeşliğimizi ve dostluğumuzu birbirimize ‘kapı’ diye açalım. Tevazumuzu ve cömertliğimizi birbirimize ‘su’ diye sunalım.”
Bayramda anne-babaların ve eşlerin sevindirilmesinin unutulmaması gerektiğine dikkati çeken Görmez, “Evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla mutlaka tanıştıralım. Aile büyüklerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaş ve dostlarımıza hürmet ve muhabbetlerimizi gösterelim. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri onaralım” ifadesini kullandı.
Görmez, mesajında şunları kaydetti:
“Ve şunu asla unutmayalım! İnsanlığın ümidiyiz biz. Bayramı kendi adımıza değil insanlık adına yaşayalım. Bayramımız yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz yeni sevinçlerin toprağı olsun. Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi; mutluluğumuz dünyanın dört bir yanındaki acılara teselliler sunsun. Bayramınız mübarek olsun!
Bu duygu ve düşüncelerle, ülkemizin, gönül coğrafyamızın, yurt dışındaki millet varlığımızın ve İslam aleminin mübarek Ramazan Bayramlarını en içten duygularla tebrik ediyor; bayramın ülkemizdeki güven ve huzur ortamının kalıcı hale gelmesi; son yıllarda bayramlara hep buruk giren ve bir türlü istikrara kavuşamayan İslam dünyasında kardeşlik, dayanışma, barış, huzur ve güven ortamının yeniden tesis edilmesi, İslam ülkelerinin tekrar ilim ve medeniyet, barış ve esenlik coğrafyası olması için Rabbime dua ve niyaz ediyorum.”
AA