Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, Ramazan Bayramı dolayısıyla yayımladığı mesajında, Ramazan-ı şerifin, her yıl ruhlara güzellik, gönüllere zenginlik vermek, iradeleri eğitmek ve toplumsal hayata huzur iklimi getirmek üzere yücelerden gelen bir kutlu misafir olduğunu ifade etti.
Her sene ilahi bir armağan gibi gelen bayramların imanı bir, vicdanı bir olan kullara Allah’ın armağanı olduğunu belirten Görmez, şunları kaydetti:
“Bayramlar, zamanı başka zaman, cihanı başka cihan eyleyen, mahzun gönüllere sevinç ve müjde tattıran mukaddes vakitlerdir. İslam şeari olan bu bayramlar, Müslüman kalma bilincimizi diri tutan ve İslam milletlerine tarih sahnesinde süreklilik kazandıran müstesna zaman dilimleridir. Bayramlar, bizim için büyük bir nimettir. Her nimetin sorumluluğu vardır. Bayramlar, hakkın, hakikatin, adaletin, iyinin, güzelin, mazlumun, fakirin, açın, kimsesizlerin ve muhtaçların yanında olma zamanlarıdır.”
Bayramların müminlerin her zamankinden daha çok kaynaştığı, bir olduğu, diri olduğu, hüzün ve sıkıntıların paylaşıldığı, neşe ve sevinçlerin evlerden evlere, şehirlerden şehirlere, ülkelerden ülkelere yayıldığı zaman dilimleri olduğunu ifade eden Görmez, şöyle devam etti:
“Ancak bugün üzülerek görüyoruz ki Filistin’de, Kudüs’te, Gazze’de, Myanmar’da, Arakan’da, Suriye’de, Irak’ta, Mısır’da ve daha birçok İslam beldesinde Rabbin yüce katında bayramı hak ettiği halde, zalimlerin silahlarının gölgesinde olmaktan ötürü bayramını bayram gibi yaşayamayan kardeşlerimiz var. İftar sofralarına, sahur sofralarına atılan bombalarla yüreklerine ateşler düşmüş, ocakları başlarına yıkılmış nice din kardeşlerimiz var. Bu kutlu ayda bile insanlıktan nasibini alamamış kişilerce katledilip, daha bayramlığını giyemeden bembeyaz kefene sarılan küçücük masum çocuklarımız var. Öpülesi elleri evlat kanına bulaşmış, yüreği atılan bombalarla parça parça edilmiş analarımız, çaresizlik girdaplarına itilmiş babalarımız var. Bizler biliyoruz ki hala yaşıyor olduğumuz mübarek ramazanlar ve kutlu bayramlar, insanlık ve İslam alemi için tekrar tekrar dirilişin muştusu ve habercisidir.”
Görmez, şu tavsiyelerde bulundu:
“Bayramın neşe ve mutluluğunu hep birlikte paylaşalım. Yüce Rabbimizin bizlere katından bir müjde ve mükafat olarak sunmuş olduğu bayramlarda varlık sebebimiz olan anne ve babalarımızı, hayatın çilesini birlikte omuzladığımız eşlerimizi sevindirelim. Evlerin canlı bayramları olan çocuklarımızı bayramın coşkusuyla mutlaka tanıştıralım. Aile büyüklerimize, akrabalarımıza, komşularımıza, arkadaş ve dostlarımıza hürmet ve muhabbetlerimizi gösterelim. Yaralı gönülleri, bitap düşmüş yürekleri onaralım. Yetimlerin, gariplerin, yaşlıların, mahkumların ve kimsesizlerin tebessümü ile bayramlarımızı aydınlatalım. Hastane köşelerinde şifa bekleyenlerin gönüllerini alalım. Bayram yapamayanlara bayram yaptıralım. Yüreklerin en ağır yükü olan küskünlüklere son verelim. Ve şunu asla unutmayalım, insanlığın ümidiyiz biz. Bayramı kendi adımıza değil insanlık adına yaşayalım. Bayramımız yeni bayramlar doğursun. Sevincimiz yeni sevinçlerin toprağı olsun. Huzurumuz nice huzursuzlukların çaresi, mutluluğumuz dünyanın dört bir yanındaki acılara teselliler sunsun. Bayramınız mübarek olsun.”