Genç nüfusu ile Alman şirketlerinin dikkatini çeken Türkiye’de yönetici transferleri son 10 yılda hızlandı. Bunda Türkiye’nin dışarı açılması, çokuluslu şirketlerin gelmesi, eğitimli ve dil bilenlerin sayısının artmasının yanı sıra Türk yöneticilerin yaratıcılıkları ve esnekliklerinin de payı büyük. DHL, Mercedes, Bayer, BSH, Real gibi Alman şirketleri, yaşlanan Alman nüfusuna karşı Türkiye’nin genç nüfusunun çok önemli olduğunu söylüyorlar.
Türkiye’den Almanya’ya ilk resmi Türk işçi göçü 31 Ekim 1961’de başladı. Şu anda Almanya’da 4 milyon civarında Türk’ün yaşadığı tahmin ediliyor. 48 yıl önce gelenleri misafir işçi (Gastarbeiter) olarak adlandıran Almanlar, artık Türk şirketlerinden Türk yönetici transfer ediyorlar.
Ekonominin gelişmesi, 1980’lerde dışarıya açılma, ülkede eğitimli, dil bilen kişilerin sayısının artması ve kurumsallaşmanın da etkisiyle Türkiye yönetici ihraç eden bir ülke konumuna geldi. Tabii Türkiye’nin genç nüfusu da yaşlanmakta olan Almanya’nın dikkati çekti. Son 10 yılda yönetici transferlerinde büyük artış oldu.
Şu ana kadar başta Almanya olmak üzere yurtdışına 20 yönetici gönderen DHL’in Türkiye Genel Müdürü Michel Akavi, bu değişimi şöyle anlatıyor: "Almanlara sorarsanız ikinci, üçüncü dalgada gelen Türk işçilerine karşı büyük bir benimsemeleri olduğunu söylüyorlar. Çok çalışkan, olay yaratmayan, verimi yüksek olan Türk işçiler her zaman iyi not alıyorlardı. Güvenilirlik ve sadakat açısından da referansları iyiydi. Kültürel ve tarihi bağlar nedeniyle de Türkiye, Almanya için önemli ülke oldu. Fakat pek beyaz yaka yönetici ihraç etmiyorduk, zaten bizde de yoktu. Ancak özellikle son 10 yılda, çokuluslu şirketlerin Türkiye’ye gelmeye başlaması, yönetim kültürünün gelişmesi, serbest ekonomiye geçilmesi, şirketlerin kurumsallaşması, üniversitelerin gelişmesi, araştırma ve geliştirmenin artmasıyla artık bu görüş değişti. Zaten Almanya’ya giden Türk işçiler nedeniyle Türkleri de Türkiye’yi de yakından tanıyan Almanlar, örneğin yönetici adaylarına bakarken bile bir İngiliz, bir Fransız, bir Güney Amerikalı’nın arasında bir Türk’ü gördüklerinde pozitif bir imajla bakıyorlar. Bize daha yakın, ben onun hakkında bir şeyler biliyorum, diye düşünüyorlar."
DHL’den yurtdışına transferler 10 yıl önce Michel Akavi’nin göreve gelmesiyle hızlanmış. 1970 yılında üniversite eğitimi almak üzere Türkiye’den Fransa’ya giden ve pek çok farklı ülkede yöneticilik yaptıktan sonra 1998 yılında tekrar Türkiye’ye dönen Akavi, insanların farklı ülkelerde çalışmasını destekleyen bir yönetici. Diğer taraftan şirketin performansının da üst sıralarda yer alması Türkiye’den şirketin Bonn’daki merkeziyle, Brüksel’deki Avrupa merkezine yapılan yönetici transferlerini artırmış. Özellikle bölge ofislerinden kendilerine "siz bulursunuz" şeklinde talep geliyormuş.
Almanya’da genç nüfus işgücünü karşılayamıyor
6’sı Almanya’ya olmak üzere 11 çalışanını yurt dışına gönderen Real Hipermarketleri’nin İnsan Kaynakları Direktörü Sema Albulak, yöneticilerinin ve yönetici adaylarının her kültüre kolay uyum sağlayabildikleri ve mobil oldukları için tercih edildiklerini söylüyor. Almanya’nın genç çalışan bulma konusunda zorlanırken, Türkiye’de Almanca ve İngilizce konuşabilen iyi eğitimli pek çok genç yeteneğin olmasının büyük bir fırsat olduğunu belirten Albulak, "Özellikle yaşlı nüfusun artması ve nüfus artış oranının istenen düzeyde olmaması nedeniyle, Almanya’da eğitimli genç nüfus, ihtiyaç duyulan işgücünü sağlayamıyor. Tam da bu noktada iyi eğitim almış, yabancı dil konuşabilen, çok sayıda genç nüfusa sahip Türkiye’nin önemi ortaya çıkıyor. Her yıl, Real International kadrosunda çalışmak üzere International Trainee pozisyonunda belirli sayıda işe alım yapıyoruz. Bu pozisyon için aradığımız özellikler; en az 2 yabancı dil konuşabilmeleri, iyi eğitimli ve ’talent’ (yetenek) tanımına uyan, girişimci gençler olmaları. Bu pozisyon için diğer Avrupa ülkeleri zorlandıklarını belirtirken, biz zorlanmamanın yanı sıra ’en iyilerini’ seçebilme şansına sahip olabiliyoruz. Bu da doğal olarak Türk çalışanlara ilişkin eski imajı olumlu yönde değiştiriyor. Üstelik uzun yıllardır birlikte yaşamış, istihdama omuz omuza destek vermiş olmanın da olumlu etkisiyle, bu iki toplum birbirini iyi tanıyor ve uyum içinde yaşabiliyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye’deki genç yeteneklerin Almanya’da nitelikli işgücü olarak yer alması artarak devam edecektir" diyor.