Türkiye’de maden ocağı açmanın kreş işletmesi açmaktan daha kolay olduğu iddia edildi. Kreş açmak isteyenlere, yangın merdiveninin özelliklerinden öğrenciler için kullanılacak en küçük mutfak malzemesine kadar her detayın tek tek yerine getirilmesi şartı koşuluyor. Ancak resmi makamlar, maden ocağı işletmeciliği yapmak isteyenlerden detaylı bir ‘yerine getirilecekler listesi’ istemiyor.
YETERSİZ KALDILAR
Soma’daki maden faciası, Türkiye’nin 2012 ortalarında kanunlaştırdığı iş güvenliği ve sağlığı uzmanlığının uluslararası standartların seviyesine erişemediğini de ortaya koydu. Yeni Şafak’ın haberine göre iş sağlığı ve güvenliği uzmanlığı mesleği bakanlıkça çok tehlikeli sınıf (A), daha az tehlikeli sınıf (B), tehlikeli sınıf (C) sertifikası şeklinde düzenlendi. Aralarından en yüksek kazanç sağlayan sınıf olan (A) grubu sertifika belgesinin başka meslek grupları tarafından alınması zorlaştırılarak bazı gruplara imtiyaz sağlanırken A grubu sertifika sahiplerinin de kaliteli bir eğitimden geçmedikleri ve uygulamada yetersiz kaldıkları iddia ediliyor.
MÜHENDİS OLMAK YETERLİ
İş güvenliği uzmanlığındaki en büyük sıkıntının bir kişinin mühendislik fakültesinden ya da teknik alandan mezun olmasıyla, iş sağlığı güvenliği uzmanı olmasına doğrudan bir geçiş imkanı konulması eleştiriliyor.
RİSKLERDEN BİR HABER
Şöyle ki; su ürünleri mühendisliğinden ya da ziraat fakültesinden mezun olmuş bir kişi, mühendislik fakültesinden mezun olduğu için A grubu sertifika alabiliyor ve maden gibi çok tehlikeli alanda iş güvenliği uzmanı olabiliyor. Bu durumun önünün açılmasının ise Türkiye’nin kendi düzenlemeleri ile aslında iş yaşamını tehdit ettiği dile getiriliyor. Bu kapsamda eğitimi alınan mesleğin çok tehlikeli, daha az tehlikeli ya da tehlikeli sınıflarında iş güvenliği uzmanı olmasının sağlanması gerektiği kaydediliyor. Bu kişiler kendi mezun oldukları alanlardaki eğitimi aldıktan sonra, o alanda yapacakları çalışma ile o iş sınıfındaki riskleri bilebilecekleri, maden gibi bir iş yerindeki riskleri bilme şanslarının olmadığı vurgulanıyor.
EĞİTİM ŞARTI GETİRİLMEDİ
Uzmanlar, madeni denetleyecek iş sağlığı ve güvenliği uzmanlarının, özellikle o iş alanı ile ilgili yükseköğrenim bitirme şartının getirilmemesini eleştiriyor. Soma’da yaşanan facianın daha kötülerine yol açılmaması için aynı dalda uzmanlık şartı getirilmesine vurgu yapıyor.
Kreşe gösterilen özen madene gösterilmiyor
Sektör bazında belirlenmiş iş sağlığı güvenliği normlarının da olmadığını dile getiren uzmanlar, standart normların var oluşunun da yeterli olmadığını ifade ediyor. Bu durum şöyle bir örnekle eleştiriliyor: ‘Bir kreş ya da huzur evi açtığında kişi başına kaç metrekare yer olacağı, yangın merdivenin özelliklerinin ne olacağı, mutfaktaki cihazların özellikleri ne olacağı şeklinde özel düzenlemeye tabi normal var. Ama maden işyeri için böyle bir şart yok. Neden, çünkü kreşlere getirilen şartlar bu işyerlerinin açılmasını belirli bir sermaye grubunun elinde tutabilmek adına yapılıyor. Kreşlere getirilen şartları herkes yapabilir mi? Kişi başına metrekare şu olacak gibi bir durumu oluşturabilmek belirli bir sermaye yapısı ile bu işe girmeyi gerektirir. Bu aslında doğru bir yöntem. Ama bu doğru yöntemi daha öncelikli olan yerlerde de uygulamak gerekir.’
Doğru tebliğe Danıştay’dan şaşırtan iptal
Çalışma Bakanlığı’nın 2013 şubatında sosyal taraflarla birlikte yaptığı düzenlemede, ‘şu meslek gruplarından mezun olanlar, şöyle işyerlerinde çalışabilir’ denildi. Böylece madenlerde maden, jeoloji, makine ve elektrik mühendisleri, inşaatlarda da ilgili okul mezunlarının çalışabileceği ortaya konuldu. Gıda ve su ürünleri mühendislerinin çalışamayacağı net şekilde belirlendi. Eğer tebliğ yürürlükte olsa idi, bilgisayar mühendisleri inşaatlarda A sınıfı belge sahibi olamayacaklardı. Ancak bu tebliğ bir ay sonra Danıştay tarafından iptal edildi. Şimdi su ürünleri mühendisi de çok tehlikeli sınıfı temsil eden (A) grubu sertifikaya sahip olabiliyor ve madenlerde çalışabiliyor.
Denetimcilere saha tecrübesi şartı getirilmeli
Yanlış uygulamaya bir örnek veren uzmanlar, bir maden fakültesinde profesör kişinin sınava girmeden A sınıfı belge alma imkanı olmadığını hatırlatırken, ‘Profesör, A sınıfı belgeyi alabilecek kişiye gidip ders veriyor, ama kendisi alamıyor. Sınava girmesi lazım. Ama çalışma bakanlığındaki iş sağlığı ve güvenliği uzmanı (A) sınıfı belgeyi otomatikman alabiliyor. Bu (A) sınıfı belgenin müfettişlere, uzmanlara doğrudan verilmesinin yanlış olduğunu zamanında söyledik. Eğitimden geçirilmeden, sahada bir dönem çalışılması aşamasından sonra yapılacak sınavla alınmasını önerdik. A belge sahibi olmakla A belge sahiplerinin çalışabileceği işyerlerini ayırmak farklı bir şey’ denildi.