“Yeni ve lezzetli bir albüm bırakıyorum sevenlerime. Hakkınızı helal edin, dualarınızı esirgemeyin. Hayat bana zordu; ama güzeldi!” diye vefatından önce sevenlerine böyle seslenen Müslüm Gürses’in tek vasiyeti buydu: “Ölürsem albümün adını ‘Veda’ koyun…” Ve öyle de oldu. Müslüm Baba’nın vefatının 40. gününün ardından 15 Nisan’da son albümü, ‘Veda’ adıyla sevenleriyle buluştu. 25 bin basılan albüm kısa sürede tükendi.
‘Müslüm Baba Veda’sını; büyük halk ozanlarının unutulmaz eserleriyle yaptı… 11 eserden oluşan Veda albümünde, Mahzuni Şerif, Aşık Daimi, Yavuz Top, Mehmet Ali Metin, Selahattin Çelik ve Abdülkadir Algın gibi değerli isimlerin eserleri ile birlikte anonim eserler de yer alıyor.
Peki hayatımızda derin izler bırakan ve arabesk müziğin önemli isimlerinden Müslüm Baba’nın albümü müzikal açıdan nasıl bir albüm oldu? Müslüm Gürses’in son albümü ‘Veda’ albümünü ‘Arabesk: Toplumsal ve Müzikal Bir Analiz’ kitabının yazarı hem piyanist hem de müzikolog olan Uğur Küçükkaplan değerlendirdi. Veda albümünü arabesk bir albüm olmadığını ifade eden Uğur Küçükkaplan, Müslüm Gürses’in kendine özgü üslûbunu, söyleyiş tarzını bu albümde de devam ettirdiğini ifade etti. Ayrıca Küçükkaplan, Müslüm Gürses için eğer Orhan Gencebay’a yapılan ‘Orhan Gencebay’la Bir Ömür’ kalitesinde bir albüm yapılacaksa hiç yapılmamasının daha hayırlı olduğunu sözlerine ekledi.
Müslüm Gürses’in son albümü müzikalite bağlamında değerlendirecek olursak neler söylersiniz? Ayrıca Müslüm Baba bu albümünde halk ozanlarının eserlerini seslendirmesi bakımından tarzının dışına mı çıkmıştır yoksa diğer pop müzik türlerinde olduğu gibi bu eserleri de kendi yorumuyla mı söylemiştir? Ayrıca bu albüm arabesk türünde bir albüm müdür?
Sözlü müzikleri incelerken dikkate aldığımız 4 temel öğe vardır. Bunlar beste, güfte, çalgısal icrâ ve vokal icrâdır. Öncelikle bestenin ele aldığımız türün dokusal özellikleriyle ne kadar örtüştüğüne, ezgisel yapısından hareketle karakterine ve güfteyle olan ilişkisine bakıp bunlar üzerinden teknik bir analiz yaparız. Daha sonra benzer ölçütleri vokal ve çalgısal icrâ için uygulayıp, son olarak bu öğelerin birbirleriyle olan uyumu üzerinden genel bir değerlendirme yapmaya çalışırız.
‘Veda’ arabesk bir albüm değil
Müslüm Gürses’in vefatından sonra çıkan Veda albümündeki parçaların arabesk müzik türü içerisine girmediklerini peşinen söyleyelim. Dolayısıyla bu albüm için elbette bir arabesk müzik albümü denemez. Müslüm Gürses halk müziği türündeki parçaları ilk kez bu albümde okumuyor; daha önce de pek çok albümde bu tür eserler seslendirmişti. Bir müzik türüyle özdeşleştirilmiş ve gelişiminde pay sahibi olmuş biri, bunun dışına çıkarak farklı türde parçalar söylemeye başladığı an türünün dışına çıkmış olur zaten. Fakat buradaki kilit kavram “tarz”dır. Her ne kadar tarz ile tür aynı anlama geliyormuş gibi algılansa da bu iki kavram birbirlerinden farklıdır. En kısa yoldan tarif edecek olursak tür, teknik ve yapısal özelliklerin bütünlüğünü kapsayan bir ana başlık, tarz ise bu bütünü meydana getiren farklı bireysel özelliklerin kendi içindeki bütünüdür.
Müslüm Gürses bu albümde türünün dışına çıkmış
Arabeskin babaları olarak bilinen isimlerin, aynı müzik türünde ürün vermekle birlikte oluşturdukları tarzlarla birbirlerinden ayrılmaları bunu en iyi açıklayan örnektir. Dolayısıyla Müslüm Gürses’in son albümünde veya daha önceki bazı albümlerinde tarzının dışına değil, türünün dışına çıktığını söylemek daha doğru olur. Nitekim Veda albümünün geneline baktığımızda Müslüm Gürses’in kendine özgü üslûbunu, söyleyiş tarzını burada da devam ettirdiğini görebiliyoruz. Elbette kendi şarkılarında bu çok daha yoğun hissedilmektedir. Burada farklı türde parçalar seslendirdiği için bir anlamda orta yolu bulmuş, üslûbunu değiştirmemiş fakat daha dengeli bir biçimde kullanmıştır. Aynı şeyi genel olarak çalgısal icrâ için de söylemek mümkün.
Nuray Hafiftaş’ın bilinçli olarak seçildiğini düşünüyorum
Bir de İp Attım Ucu Kaldı türküsünde Nuray Hafiftaş ile düet yapmışlar. Arka planını bilmiyorum, fakat Nuray Hafiftaş’ın bilinçli olarak seçildiğini düşünüyorum. Belki de öyle olduğuna inanmak istiyorum. Çünkü Hafiftaş, Türk halk müziği geleneğinden gelmekle birlikte özellikle üslûp ve ses rengi bakımından farklı bir yerde durmaktadır. Peslerde de sesine hâkim olan nadir Türk halk müziği kadın solistlerinden biri olduğunu da düşünürsek, ilginç bir tesadüf -tabii tesadüfse- olmuş.
Müslüm Gürses Türk popüler müziği için de efsaneleşmiş bir isim
Albüm ilk çıktığı 15 Nisan’da 25 bin adet basıldı ve kısa sürede tükendi. Sevenlerinin hala Müslüm Gürses’i sahiplendiğini ve eserlerine de yoğun ilgi gösterdiğini söyleyebiliriz. Peki daha sonrasında da bu ilgi devam edecek midir sizce?
Müslüm Gürses yalnızca arabesk için değil, Türk popüler müziği için efsaneleşmiş bir isim artık. Dolayısıyla ticarî amaçlarla da olsa yayımlanan bir Müslüm Gürses albümünün büyük ilgi göreceği kesin zaten.
Orhan Gencebay’a yapılan bir albüm kalitesinde olacaksa hiç yapılmasın
Genel olarak gelecekle ilgili tahminde bulunmamayı tercih eden biriyimdir. Örneğin bundan 10 yıl sonra kendisi için bir tribute albüm (ustaya saygı anlamında başka şarkıcıların o ustanın şarkılarını kendi yorumlarıyla söyledikleri albüm) yapılırsa -ki Orhan Gencebay için yapılan tribute albüm kalitesinde bir şey olacaksa yapılmaması çok daha hayırlı olur- ne kadar ilgi görür, ne kadar satar bilemem. Fakat şunu iyi biliyorum ki Müslüm Gürses halkın önemli bir kesimi tarafından sevilen, sayılan bir isimdi. Bu büyük sevgi ve saygının çok daha uzun yıllar devam edeceği kanaatindeyim.
Müslüm Gürses’in son albümünde yer alan eserler ise şöyle…
AH NEYLEYİM GÖNÜL / Söz – Müzik: Mehmet Ali Metin
KARADIR KAŞLARIN / Söz – Müzik: Anonim
BUNCA GAMI BUNCA DERDİ / Söz: Ali Baba – Müzik: Aşık Daimi
PENCEREDEN EL EDER / Söz – Müzik: Abdülkadir Algın
İP ATTIM UCU KALDI / Söz – Müzik: Anonim
ÇAYA İNER AĞLARIM / Söz – Müzik: Selahattin Çelik
BÜLBÜLÜN KANADI SARI / Söz – Müzik: Anonim
KALENİN DİBİNDE / Söz – Müzik: Anonim
DUMAN DUMAN OLMUŞ (U.H.) / Söz – Müzik: Anonim
ERVAH-I EZELDE / Kaynak Kişi: Sümmani Baba – Müzik: Yavuz Top
BANA YÜCELERDEN SEYREDEN DİLBER / Söz – Müzik: Mahzuni Şerif
On5yirmi5