Yalnızlık Diyorum Aşk Sanılıyor

Yerli Müzik
Afili Yalnızlık’ın ardından dört sene geçti. Emre Aydın, ün kazandı, Türkiye’nin her yerinde konser verdi, MTV Müzik Ödülleri’nde Avrupa birincisi oldu, şirketi değişti. O günden bug...
EMOJİLE

Afili Yalnızlık’ın ardından dört sene geçti. Emre Aydın, ün kazandı, Türkiye’nin her yerinde konser verdi, MTV Müzik Ödülleri’nde Avrupa birincisi oldu, şirketi değişti. O günden bugüne değişmeyen şeyler de var, hala şiir okuyor, bir çelist ilavesiyle, aynı ekiple çalıyor, yeni menajeri ise üniversiteden arkadaşı.

Star gazetesinin haberine göre, İsveç’de kaydettiği Kağıt Evler dün piyasaya çıktı. Bu Yağmurlar adlı parçaya çektiği klipse bir süredir ekranlarda dönüyor.

• Bu albümden ne beklemeliyiz?

Eski albümdeki eksikleri tamamlamaya çalıştık. Özellikle sözler açısından biraz daha olgun bir albüm. Teknik anlamda da daha iyi bir albüm. Daha önceki albümleri sevmiş olanlar sevecektir. On şarkı var, ben onunu da seviyorum.

• Daha arabesk bir şey bekleniyordu sizden.

Bir ara Yasmin Levy’yi falan dinleyip iyice ‘ben bir efkar albümü yapayım’ olmuştum. Ama sonra baktım o tarafa toplu bir meyil var. Zaten bende hiçbir zaman, ‘Şuraya ağlayan bir enstrüman koyalım, satarız’ gibi bir şey yok.

• Haris Alexiou’nun bir şarkısını yorumladınız. Bu internete sızdı ve çok beğenildi. Ama sonra albüme almadınız. O efkar albümü yapalım duygusunun ürünü müydü?

Biraz öyleydi. Çok güzel bir parça yoksa.

BU BOYLA DEFİLE OLMAZ

• Cemali’nin Duymak İstiyorum’unu neden tercih ettiniz?

Çok severim, ne zaman dinlesem ne kadar güzel yapmışlar o zamana göre derdim. Şimdi şarkıyı yaptık, güzel de oldu ama şunu söylüyorum, o zamanı bu zamanı yok, çok güzel yapmışlar.

• Sizin en önemli ilham kaynağınızın aşk acısı olduğu söyleniyor.

Aşk şarkısı kaçınılmaz ama bazı şarkılarda yalnızlıktan bahsediyorum, o aşkın bittiğinde yaşanan yalnızlık olarak algılanıyor.

• Bu Yağmurlar’daki ‘annem için’ sözü çok etkileyici.

En azından benim için anne bir sürü noktada bir kontrol mekanizmasıdır, onun haberi olmasa bile. Müzik yapmaya kararlıyken hala üniversiteyle uğraşmam bile biraz anne ve babayla ilgili.

• Şimdi memnun mu anneniz?

Memnun tabii canım. Onların da bir kırılma noktası oluyor.

• Ailenizin hayatını değiştirecek kadar başarılı oldunuz mu?

Maddi olarak öyle bir şey yok. Alternatif işler yapıyorsanız ondan vazgeçerek başlıyorsunuz zaten.

• Bu bir tavır meselesi mi? Sizi defilede göremeyecek miyiz mesela?

Hayır, zaten onun için 20 cm daha uzamam lazım (gülüyor). Oyunculuk yapmayı da düşünmüyorum, gelen senaryoları emeğe saygım olduğu için okuyorum. Bilmiyorum oyunculuğu, sinema kültürüm falan da yok. Daha fazla para kazanacağım diye madara olmaya da gerek yok…

KÖTÜ ÇALDIĞIMIZ DA OLDU

• Hayatınızla ilgili hiçbir şey bilinmez değil mi?

Kameraların olduğu yerlere gitmiyorum. Bir keresinde grupla birlikte bir yemek yedik. İtalyanlar da vardı. Hiç ummadığım bir mekan, telefon açmış, Emre Aydın burada, üç Amerikalı kızla diye. İngilizce konuşuyorsa Amerikalı olması dışında bir ihtimal yok sanki. Bir tanesi Avusturalyalı, ses teknisyeninin kız arkadaşı. Diğerleri sahnedeki arkadaşlarım.

• Ekibinizle gezer misiniz?

Tabii tabii. Arkadaşlarım onlar. Yeni çellocu dışında yıllardır birlikte çalıyoruz.

• Sizinle çalışmak zor mu?

Çok rahat değil aslında. İş konusunda kontrol etmem gerekir diye düşünüyorum. Ama ekipten kimsenin aradığımda ‘Emre arıyor’ diye strese girdiğini sanmıyorum. Kimsenin kimseye bağırmaya hakkı yok zaten ama turnede bir kere bağırdım. İkinci senemiz, her ay 15-20 gece çalıyoruz, bir gece hepimiz çok kötü çaldık. Kulise geldik, bağırıp çağırma niyetim yoktu ama çok rahattı herkes. Ona sinirlenmiştim.

TAŞRAYI ZATEN TANIRDIM

• Ömrünüz yolda geçiyor. Müzisyenler taşrayı turnede tanır genellikle.

İnanın şimdi siz söyleyince düşündüm bunu. Hayatımdaki en önemli değişiklik bu, yolda yaşar oldum. Antalyalıyım, Isparta’da doğdum, babam memur, İzmir’de öğrenci hayatı yaşadım. Taşrayı yola çıkmadan tanıyordum. Ama Doğu’da da, Batı’da da hala yol olmayan yer var, bazen triphop grubu niye yok diyorum, yol yok triphop grubu niye olsun. İki yılda bir ailesini konsere getiriyor adam, kızlarını almış kulise gelmiş, benimle fotoğraf çektirmek istiyor, gitarist ben sanıyor. Çünkü evinde televizyon da yok.

Benim fan kulübüm maNga’ya destek verdi

• Şans genellikle yanınızda oldu değil mi?

Tabii. Diyelim çok iyi bir şarkı yaptınız, harika da bir klip çektiniz. Eğer şansınız yoksa fazla önemi yok bunun. Ben çıktığımda pop-rock yapan çok insan vardı ama özellikle hüküm süren birisi yoktu. Teoman’ın, Feridun Düzağaç’ın, Nev’in yerleri belli, mihenk taşı oldular zaten. O sıra yeni albüm yoktu, Şebnem Dönmez’in parçaya inanması da şanstır. İnternet sitesini yapan arkadaş, Emrah Güzelkokar’la tanışmam da şanstır. Gece yurtta uyurken yan odada biri Altıncı Cadde’yi dinliyor. Kavga etmeye gidiyor oraya, CD’yi alıyor, giriyor tekrar odaya, dinliyor, Git’i çok seviyor. Tanıştık, ‘Ben size bir site yapayım mı?’ dedi. Sayesinde tuttuğunu kopartan bir fan kulübüm oldu.

• MTV’deki başarınızda da rolleri var değil mi?

Evet, hatta maNga’nın bile kazanmasının sebebi onlardır çünkü onlara da destek verdiler.

• Siz düşünmezdiniz değil mi Eurovision’a girmeyi?

Hayır. Uluslararası piyasayı denemek için, Türkiye’de daha popüler olmak için ya da sadece istedikleri için katılanları kınamam ama kendimi orada göremiyorum. Zaten uluslararası bir şey yapmaya uğraşıyoruz. Türklerin yaşamadığı bir ülkede bin kişinin karşısında sahneye çıkıp ‘Merhaba’ demeden bu iş oldu sayılmaz da… Ciddi şirketlerle temasımız var. Falling Down diye bir parça kaydettik İsveç’te. Yunanistan’da, şurada burada dijital olarak da çıktı, radyolarda da dönüyor. ABD’li bir şirket de ilgilendi. Eurovision’un bu kadar önemsenmesi de Sertab Erener ve Tarkan dışında uluslararası planda ünlü bir ismimiz olmadığı için. Nasıl olmuyor o da ayrı bir konu. Türkiye’de rezil oluruz diye denemiyor kimse.

TARKAN YURTDIŞINDA TANINIYOR

• Tarkan örneğin Fransa’da çok ünlüydü…

Latin Amerika’da daha ünlü Tarkan. İngiltere’de de, Almanya’da da, İsveç’te de, bayağı duydum Tarkan’ı. Benim çalıştığım prodüktör normalde metalci bir adam, Türkiye’den kimseyi bilmiyor ama Tarkan’ı biliyor. Manchester’da Oasis’in çıktığı kasabaya gittik, orada Tarkan’ın Türkçe şarkısı çalıyordu.

• Yani Tarkan bitti falan doğru değil.

Yok canım, nereye bitti. Bitsin istiyor olabilirler. Sadece şunu söyleyebilirim Tarkan’la ilgili, yurtdışında ne kadar başarılı olduğunu Türkiye’de anlatamadı ya da buna uğraşmadı.