“Biz barış ortamında ekmek yiyebilecek bir sanatçıyız. Birlikte yaşam duygusu yeşermeye başladığında bu olumlu atmosfer bizi de etkiler. Böyle gergin ortamlarda yokuz biz. Türkiye’de eşyanın tabiatına aykırı bir durum var hala’’ bu sözler ‘İki Dil Bir Heves’ adlı beşinci albümüyle karşımıza çıkan Servet Kocakaya’ya ait. Sanatçı Kocakaya ile yaşamla, müzikle kurduğu bağı, sanattan politikaya birçok konuyu konuştuk. Kocakaya, Türkiye’nin kanayan bir yarası olan Kürt meselesinin hâlâ çözüme kavuşmadığını ve bu kanayan yaranın çözülmediği sürece bir sanatçı olarak mutluluğun resmini çizmenin ikiyüzlülük olacağının altını çiziyor.
‘İki Dil Bir Heves’ albümünüz altı yıl süren uzun bir ayrılıktan sonra dinleyicilerinizle buluştu. Dinleyicilerinizi nasıl bir albüm bekliyor, hikâyesini sizden dinleyelim.
Bu albümümüzde ilk kez denediğimiz Türkçe ve Kürtçe olmak üzere on üç yeni şarkı var. Albümdeki on eserin sözü ve müziği bana ait. Albümün hazırlık aşaması 2 yıl kadar sürdü. Albümde, Lice’de bedeni havan topuyla paramparça olan Ceylan Önkol için, İstanbul’da bir saldırı sonucu yaşamını yitiren Serap için Hrant Dink’in kızı Delal için yazılmış şarkılar bulunuyor. Sonuçta bu ülkede yaşıyoruz ve burada yaşanan her olay sazımıza sözümüze nüfus ediyor, öyküleşiyor. Ceylan önkol var, Ceylan’a tutunmuş Serap var, onları birbirinden ayırmak etik değil. Hrant Dink var, hepimizin onurudur ve ona sahip çıkmak borcumuzdur. Benim için baş belası bir konudur ki bu ülkenin hâlâ kardeşliğine dair şarkı yazıyor olmak ve zorunda kalmak. Bu peşimizi bırakmış bir dava değildir. Tüm bu durumlar albümde kendini tekrar ediyor gözükse de bugünü de içeren farklı bir albüm bu. Hem müzikal olarak farklı hem de öyküler kendini bugüne ayarlamış durumda.
Albümünüzde Kürt ozan Cigerxwin’e de yer vermişsiniz…
Biz ona yer vermedik o bizi kabul etti diyelim. Çok önemli bir ozandır. Onun bir şiirini bestelemiş olmak çok değerli. Ben aslında başka birinin şiirini bestelemek konusunda çok yetenekli değilimdir. Genellikle söz ve müziği aynı anda çıkarabilirim fakat dediğim gibi Cigerxwin’in bir şiirini besteliyor olmak benim için çok önemli.
SANAT SİYASİ BİR KAVRAMDIR
Peki, siz kendinizi bir sanatçı olarak nasıl tanımlıyorsunuz ve siyaset-sanat ilişkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?
Bir sanatçı,(kasıt yalnız müzik değildir), iyiyi güzeli işlemek isterler, mutluluğun resmini çizmek isterler. Eğer mutluluğun resmini çizerlerse kendilerini iyi hissederler. Ben de mutluluğun resmini yapmak isterim. Ama gerçekleri de göz ardı edemem. Tüm bu olaylar yaşanırken, mutluluğun resmini çizmeye çalışmak ikiyüzlülüktür. Tüm bu olayları göz ardı eden ‘sanatçılar’da var ve biz onlarla yarışamıyoruz. Çünkü sistem ve sermaye de onların yanında, onların öyle düşünmesini isteyen bir sistem var. Buradan baktığım zaman kendimi muhalif görüyorum. Siyaset ve sanat-ilişkisine gelince bu iki kavramı birbirinden ayırmak mümkün değildir. Siyaset, Türkiye’de bir partiye bağlılık olarak algılanıyor. Hâlbuki siyaset bir yaşam biçimi. Yaşama karşı bir duruştur ve yorumdur. Sanat zaten siyasi bir kavramdır, devinimdir, değişimdir. Eğer sanat iyi bir şey görürse onu ödüllendirir ki bu da mutluluğun resmidir.
Albümünüzün ismini koyarken ‘İki Dil Bir Bavul’ filminden mi esinlendiniz?
Evet, o filmden esinlendim ve korkmadım bunu yaparken. O filmin yeteri kadar değer gördüğüne inanmadım. O yüzden eğer birileri o filmden almış dese de ben o filme gönderme yaptım. O film mutlaka izlenmelidir hatta belki de bu vesileyle izlenilebilir.
BURASI AHMET KAYA’NIN EVİDİR
Albümünüzün Gam Müzik’ten çıkmasının özel bir anlamı var mıdır?
Ben Gam Müzik’e bir şirket gözüyle bakmıyorum. Burası Ahmet Kaya’nın evidir, benim ise dergâhımdır. Tabi bunun yanı sıra Gülten Kaya ile gelişen bir dostluğumuzda var. Sevgili Gülten Kaya, albümü çıkarırken benden yardımlarını hiç esirgemedi.
BİZ BARIŞ ORTAMINDA EKMEK YİYEBİLİRİZ
Albümünüz çıktığına göre konserler de başlamak üzeredir. Kesinleşen konserleriniz var mı?
Ekimin başında Avrupa’da minik bir turne olacak. Avusturya ve Fransa netleşti. Türkiye’ye gelince de şimdilik buraya dair bir konser planımız yok. Çünkü Türkiye de şu an gergin bir ortam var. Bu ortamda konser vermek istemiyorum. Biz barış ortamında ekmek yiyebilecek bir sanatçıyız. Birlikte yaşam duygusu yeşermeye başladığında bu olumlu atmosfer bizi de etkiler. Böyle gergin ortamlarda yokuz biz. Türkiye’de eşyanın tabiatına aykırı bir durum var hâlâ.
BirGün