ENGİN DİNÇ’İN RÖPORTAJI
Anadolu’nun şah damarı gibidir türküler. Edirne’den Kars’a hemen her yörenin insanı acısını, hüznünü ve neşesini türkülerle anlatmıştır. Bir büyük hazine gibidir türküler. İşte bu büyük hazineye en çok sahip çıkan sanatçılardan olan Güler Duman’la türküleri ve sanat yaşamını konuştuk. O kadar dolu bir hayatı var ki, bir röportaja elbette sığmaz. Ama Türkülerle Gömün Beni, Bu Devran, Ayaz Yarim, Yel Değdi ve seslendirdiği birbirinden güzel onlarca türküyle gönüllerde taht kuran Güler Duman’ın türkülere ve hayata bakışını, ayrıca son albümüne dair bilgileri bu röportajda bulabilirsiniz.
Siz çok genç yaşta müziğe başlamış birisiniz. Birçok derlemeniz ve besteniz bulunuyor. Müzik ve özellikle de türküler sizin için ne anlam ifade ediyor?
Müzik beni hayatımın vazgeçilmez bir parçası, hem severek yaptığım işim, hem de öğrenmeye araştırmaya açık sonsuz bir derya.
Annenizin hastalığı dolayısıyla Almanya’ya yerleşmek zorunda kaldınız. Genç yaşta “gurbetçi” olmak nasıl bir duyguydu? Müziğinizi nasıl etkiledi?
Evet, annemin tedavisi için zorunlu olarak yerleştim ve orada bir hayat kurdum. Annem için yine olsa yine yaparım. Zor muydu derseniz, “evet zordu. Üniversiteyi yeni bitirmiştim. Burada birçok hayalim vardı ama nasip olmadı. Orada özel okulumu açarak, gençlerimize ve her yaştan gurbetçilerimize dersler vererek çalışmalarımı sürdürdüm. Türkiye’deki çalışmalarımı etkiledi tabi ki, sık sık gidip geldim uzun bir süre… Ama albümlerimle ve son yıllarda her ay, 15-20 günlük sürelerle yaptığım Türkiye ziyaretlerimle, aradaki özlemimi gideriyorum müzikseverlerle.