Abdullah Güner’in röportajı
1992 yılında ilk albümü "Güller Açtı"yla müzik hayatına giren Erhan Güleryüz, daha sonra arkadaşlarıyla kurduğu Ayna grubu ile "Arkadaş, Gelincik, Severek Ayrılanlar, Akdeniz, Ahu Gözlüm" gibi hepimizin dinlediği unutulmaz şarkılara imza attılar. Şarkılarında heyecan ve duyguya önem veren grubun vokalisti Erhan Güleryüz’le yaptığı müziği konuştuk.
Müzik yapmaya başladığınız ilk zamanlar sizin popüler olmaktan kaçtığınızı, popüler olmayı istemediğinizi duymuştuk. Var mıydı böyle bir şey? Varsa neydi sebebi?
Popüler olmaktan kaçınmak… Evet, bence müzisyenin birey olarak kendisinin değil, ürettiği ürünlerin popüler olması yeterlidir. Çok popüler olmuş, şöhretli, magazinsel şahsiyetlerin özel hayatlarında da üretim hayatlarında da çok zorlandıklarını düşünüyorum.
Benim bir müzisyen olarak beslendiğim yer sokak ve eğer sokakta ünlü bir şahsiyet olarak dolaşırsam pek samimi bir gözlem yapamam. Bu benim yeni ve samimi ürünler vermeme engel olur. Kalıcı ve değerli olanın üretilmiş eserler olduğunu düşünüyorum. İyi ve değerli eser üretmek istiyorsanız kendinizin, ‘egonuzun’ kontrolü kendi ellerinizde olmalı. Ama eğer popülerseniz bu kontrolü magazin muhabirlerine ve sizi tanımayan kalabalığa bırakmışsınız demektir. Bunun sağlıklı bir şey olmadığını düşünüyorum.
“Türkiye’nin hep birlikte söyleyebileceği bir müzik albümü yapmayı hayal ediyordum.”
Ayna grubunun adı nerden geliyor? Ayna, müzikte neye “ayna” oluyor?
Ayna adı bizim ilk yola çıktığımızda yapmak istediğimiz her şeyi tanımlayan yegâne başlık oldu. 1996 yılında ülke nüfusu 65 milyondu, ben bütün Türkiye’nin hep birlikte söyleyebileceği bir müzik albümü yapmayı hayal ediyordum. Bu yüzden ülke insanını çok iyi tahlil etmek gerekiyordu. Yani “‘65 milyon’ ne dinler, neyi sever, hassasiyetleri nelerdir?” gibi soruları içsel olarak cevaplamış olmamız gerekiyordu. Bu soruların peşinde koşacağımıza kendimizi olduğu gibi samimiyetle müziğin akışına bıraktık.
Zaten grup elemanları ülke mozaiğini oluşturan tüm renkleri barındırıyordu, her birinin aileleri farklı bölgeden geliyorlardı ve hatta sevdiğimiz müzik türleri bile birbirinden farklıydı. Evet, biz grup olarak ülkenin mozaiğini yansıtıyorduk, geriye sadece sevdiğimiz içimize sinen müziği üretmek kalıyordu. İnsanlar bize baktığında kendilerini göreceklerdi, halk müziği, sanat müziği, il il, yöre yöre birleştirici, bütünleştirici, hep beraber söylenebilecek bir repertuar yaptık. Albüm bitmek üzereyken grubun adı da kendiliğinden geldi. Biz Türkiye’yi yansıttığımız düşünüyorduk. Adımız “AYNA” olmalıydı.
“Müzikte inandığım tek duygu ‘samimiyet’tir.”
Sizi hep siyah gözlüklerle görüyoruz ve bu yönünüz hep merak konusu oluyor. Neden siyah gözlük takıyorsunuz, özel bir sebebi var mı?
Sahnede güneş gözlüğü kullanıyorum, bu sadece bir aksesuar değil aslında. Gözlük benim dışarıda tanınmamamı sağlıyor. Benim özel hayatımı popülariteden korunmak için kullandığım… ve ‘ az-çok’ geçen zaman içinde şöhretin negatif etkilerinden beni uzak tutan bir korunma yolu oldu.
Benim şarkı yazmak için sokakta “Erhan” olarak dolaşmam gerekli. Bunun dışında bir ‘meşhur’ olarak sokaktan alabileceğim elektriğin bana yetmeyeceğini düşünüyorum. Müzikte inandığım tek duygu ‘samimiyet’tir. Eğer samimi değilseniz olmaz, tılsım bozulur, kalıcı eserler üretemezsiniz. Benim kendimi samimi hissettiğim yer mahallemdir ve mahallemde sahnedeki Erhan Güleryüz olarak hiçbir şekilde dolaşmam.
Şarkılarınızda yer yer halk ezgileri de görüyoruz yer yer umut, özlem, aşk, yeniden başlamaya, başlanabileceğine dair sözler de duyuyoruz. Kendi yazdığınız şiirleri, şarkıları nasıl oluşturuyorsunuz? Şarkı sözü yazarken ya da okumaya karar verirken sizin için en çok ne önemli oluyor?
Biraz evvel söylediğim gibi şarkı şiir ya da her ne üretiyorsanız en önemli mihenk “samimiyettir”. İçinizden gelen samimi duygularla ürettiğiniz eserler kalıcı olabilir.
Müziğinizi yaparken dikkat ettiğiniz en önemli şey nedir? Sizce nedir müzik, müzikten ne anlamalıyız?
Müzik… Bence ‘sessizlik’ çok değerlidir. Gün içinde çoğunlukla tercih ettiğim ‘sessizliktir’. Sessizliği bozmaya değecek bir şey varsa o zaman bozmalısınız. Değecek bir sözüm olduğunda ben de müzik yapıyorum.
TRT Avaz’da ‘Ayna’dan Yansıyanlar’ adlı müzik programı yapıyorsunuz. Bu programda neler yapıyorsunuz? Programınız devam edecek mi?
Ayna’dan Yansıyanlar, TRT Müzik’te (2012) bu kış boyu canlı olarak yayınlandı. Programda popüler müzisyen dostlarımız ile birlikte her hafta yepyeni bir üniversite grubu konuk ettik, yeni şarkılarla onları müzikseverlere tanıttık. Sanırım önümüzdeki yeni yayın döneminde de devam edecek.
Sevenleriniz sizi yeni albümünüzle ne zaman görecek? Konserleriniz devam ediyor mu?
Önümüzdeki günlerde yeni albüm çalışmalarına başlayacağız. Şimdi yaz sezonu konserlerimize devam ediyoruz.
Müzik yaşamınızda bundan sonraki çalışmalarınız neler olacak, kısaca bahsedebilir misiniz?
Müzikte bundan sonrada yine Ayna olarak samimiyetle üretime devam edeceğiz. Müziğin yanına başka sanatları da eklemek gibi düşlerimiz var.
On5yirmi5.com